Fikret Bila (p)
Trump'ın ipiyle kuyuya inilmeyeceği yine görüldü
ABD Başkanı Trump, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la yaptığı telefon görüşmesinden sonra yine ABD askerlerinin Suriye’den çekileceğini açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu bilgiyi teyit etti.
Trump’ın ABD askerlerinin çekilmesi talimatını çok önceden verdiğini, çekilme olayının gecikmeli olarak başladığını açıkladı.
Ancak, üzerinden 24 saat geçmeden Trump bu kez bir tweet atarak, “Sınırları aşması halinde Türkiye ekonomisini mahvederim, yok ederim. Bunu daha önce yaptım” dedi.
"Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” dedirtecek cinsten bu açıklamadan sonra ortalık karıştı. Trump’a en yakın senatörlerden biri olan Graham, "Türkiye Kürtlere saldırırsa Demokrat Parti’yle birlikte NATO üyeliğinin askıya alınması için önerge veririz” dedi. Birleşmiş Milletler sivillerin korunması konusunda Türkiye’nin dikkatini çekti. Avrupa Birliği (AB) Türkiye’nin harekâtından duyduğu endişeyi açıkladı. Fransa ve Almanya, Türkiye’nin müdahalesine karşı olduklarını duyurdu.
Trump, 2018 yılında da ABD askerlerinin Suriye’den çekileceğini söylemiş ancak çekilmek bir yana askerlerin sayısı artmış ve PKK-YPG’ye silah sevkiyatı devam etmişti. PKK-YPG’ye binlerce TIR silah verilmişti. Silah sevkiyatı halen devam ediyor.
Keza Trump, daha önce de “Türkiye’nin ekonomisini mahvederim” diye tweet atmıştı.
Bu tablo gösteriyor ki, Trump’ın ipiyle kuyuya inilmez. Trump’ın sözüne bakarak politika oluşturulmaz. Trump ne söylerse söylesin ABD’nin “yerleşik düzeni” istemedikçe Başkan’ın sarfettiği sözlerin bir anlamı yok.
HADDİNİ AŞAN AÇIKLAMA
Trump’un sözleri ve üslubu kabul edilemez. ABD Başkanı, haddini aşan bir açıklama yaptı. Türkiye, Trump’a hak ettiği yanıtı resmi olarak vermelidir. Trump daha önce de “Türkiye ekonomisini mahvederim” dediğinde, Ankara bu hadsizliğe gerekli yanıtı vermemişti. Ekonomik sonuçlarından endişe duyulduğu için olacak, ABD ile uzlaşmayı hedefleyen cılız açıklamalar yapılmıştı. Ankara bu kez aynı hatayı yapmamalı.
Trump, Türkiye’yi “benim eşsiz bilgeliğimdeki sınırları aşarşa” diyerek de tehdit ediyor.
Trump’ın kafasındaki sınırlar nelerdir bu bilinmiyor? Sözünü ettiği sınırlar sadece kendi kafasında geliştirdiği sınırlar mıdır, yoksa Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşmede belirlenen sınırlar mı vardır? Burası açık değil.
Eğer iki ülke arasında belirlenmiş hedefler, sınırlar söz konusu değilse, Türkiye’nin Trump’ın kafasına göre belirlediği sınırlar içinde hareket etmesi elbette beklenemez.
BÖLGE ÜLKELERİYLE İŞBİRLİĞİ
Türkiye Trump’a bakarak değil bölgedeki gerçeklere göre hareket etmelidir. Rusya ve İran’dan gelen açıklamalar, Türkiye’nin ABD’ye karşı bölgesel işbirliği oluşturacak bir zemine sahip olduğunu gösteriyor.
İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, “ABD’den izin almaya ve ABD’ye yanaşmaya ihtiyaç yok. ABD Suriye’de konu dışı bir işgalcidir. Türkiye ile Suriye arasında Adana mutabakatı var. Bu iki ülke arasında bir çerçeve çiziyor. İran yardıma hazırdır” dedi.
Daha önce Rusya’nın da aynı yönde açıklama yaparak Adana mutabakatını hatırlatması da düşünülürse, Moskova ve Tahran’ın Ankara’ya “Şam’la diyalog ve işbirliği” önerdikleri açıktır.
ABD’nin, AB’nin Türkiye’yi yalnız bırakmaya yöneldikleri bir ortamda, Türkiye’nin Şam’la temas ve işbirliği içinde hareket etmesi, elini güçlendirecek ve ileride doğabilecek sorunları en aza indirecek bir ortam yaratacaktır.
MUHALEFETİN DESTEĞİ
Yurt dışında askeri operasyonlar düzenlerken yurt içinde muhalefetin bilgilendirilmesi ve desteğinin alınması da çok önemlidir.1974 yılında Kıbrıs Barış Harekâtı sürecinde Başbakan Bülent Ecevit, muhalefeti bilgilendirmiş ve desteğini almıştı. Türkiye bütün siyasi partileriyle bir bütün olarak Barış Harekâtı'nı desteklemişti.
Bu kez de bu bütünlük sağlanmalı, muhalefetle tartışmak, muhalefeti suçlamak yerine başta CHP olmak üzere partilere bilgi verilip, destek alınmalıdır.