İsmail Pehlivan

İsmail Pehlivan

Sınıf mücadelesi ve Aleviliğin özgürlük direnişi

Dara çekilirken bile eğilmedi o boyun

Yedi kat yerin altından sızıp geldi aşk suyun

Cemler'de yanan o çerağlar karanlığı boğar

Zalime karşı isyanda yoksulun hakkı doğar

Aleviliğin tarihsel köklerini ve günümüzdeki işçi sınıfı hareketiyle olan ilişkisini ve potansiyelini ele alırken, kapitalist düzeni reddeden öğretinin öngördüğü eşitlikçi, paylaşımcı sosyo-ekonomik sistemle örtüşmesini göz ardı edemeyiz. Alevilik, Anadolu tarihi boyunca ezilen toplumların haksızlığa karşı başkaldırı bayrağı olmuştur. Bu nedenle, özünde devrimci bir karakter taşır. Bu devrimci ve eşitlikçi öz, günümüzdeki işçi sınıfı hareketinin potansiyeli ve hedefleriyle kuvvetli bir bağ kurmasını sağlamanın temelini oluşturur.

Friedrich Engels’in de belirttiği gibi, Ortaçağ'da toplumsal ve siyasal hareketler, var olan feodal düzeni ve onun ideolojik dayanağı olan kiliseyi/dini hedef almak zorundaydı. Bu koşullar altında, her türlü ilerici doktrin, zorunlu olarak teolojik sapkınlıklar olarak ortaya çıktı. Anadolu Aleviliği, işte bu tarihsel zorunluluğun ürünüdür; ezilen yığınların haksızlığa karşı yükselttiği bir başkaldırı bayrağı ve emekçi yığınların anti-feodal, anti-emperyalist, demokratik ve devrimci özlü öğretisidir.

***

Alevilik, binlerce yıllık toplumcu görüşlerin Batınilikle harmanlanmasıyla ortaya çıkmış, Anadolu’da yaşanan ve teokratik düzene, sömürüye ve zulme karşı çıkan özgürlükçü çizgisi gibi büyük halk ayaklanmalarıyla beslenmiştir.

Şeyh Bedreddin'in düşüncelerinde yankı bulan eşitlikçi ve ortaklaşmacı ilkeler (dünya mallarının ortaklaşa kullanımı, üretmeden tüketmenin yasaklanması, kadın-erkek eşitliği) Aleviliğin köylü sosyalizmi olarak nitelendirilmesine neden olmuştur. Bu kavramlar, feodalizmin mülkiyetçi ve hiyerarşik yapısına karşı temel bir itirazı temsil eder.

Araştırmacı Yazar Rıza Yörükoğlu’na göre Alevilik, dinin aşılmaz kurallarını kırıp parçalamanın zırhı olmuş, insan yaşamında akıl ve düşünceyi egemen kılarak insanı özgürleştirmeye çalışmıştır. "Enel-Hakk" (Hakk bendedir) anlayışıyla doğayı ve insanı tanrılaştırmış, böylece bir yanda "Tanrı"nın alanını daraltırken, diğer yanda insanı özgürleştirip kendi yeteneklerine dönmesini sağlamıştır.

Alevilik, dogmatik din düşüncesinin akılla ve gönülle aşılması girişimidir.

İlerici ve eşitlikçi düşünceleri nedeniyle Aleviler, yüzyıllar boyunca gericiliğin, bağnazlığın ve eli kanlı irticacı Emevi yobazlığının katliamlarına maruz kalmışlardır. Bu ezilme olgusu, tarihte "ezen - ezilen sınıfların kavgası"nı temsil etmiştir.

***

Aleviliğin yüzyıllar boyu beslediği eşitçilik, ortakçılık, demokrasi ve özgürlük düşleri ile modern işçi sınıfı hareketinin amaçları arasında dikkat çekici bir benzerlik bulunmaktadır. Farklı çağlarda, farklı toplumsal koşullarda ortaya çıkmış olsalar da, amaçlanan toplumsal hedeflerin genel içeriği bu iki toplumsal yapıyı birbirine yakınlaştırmaktadır.

Ancak, Hünkar Hacı Bektaş Veli’nin yaşadığı feodal dönemde, üretim güçlerinin gelişme düzeyi bu hedeflerin gerçekleşmesine olanak tanımıyordu. Eşitlik ve ortakçılık, ancak kapitalizmin yarattığı gelişmiş üretim güçleri temelinde yeniden üretilebilirlik koşuluyla olanaklıdır.

Günümüzün kapitalist koşullarında toplumu en doğru yansıtan ve toplumsal anlamda tek devrimci sınıf ve ideoloji, işçi sınıfı ve onun kurtuluş reçetesidir.

Anadolu'da demokratik mücadele geleneğinin taşıyıcısı olan Alevilik, tarihimizde sosyalizmin dünüdür. Dinsel çerçevede bir isyan ideolojisi olan Alevilik, başkaldırının süreklilik çizgisini temsil ederken, Marksizm-Leninizm bugünün devrimci ideolojisidir. Bu nedenle, Alevilik ve Marksizm-Leninizm birbirinin halefi-selefidir.

Kapitalizm koşullarında üretimden gelen güce ve amaçlarını gerçekleştirme yollarına sahip olan işçi sınıfının ta kendisidir. Aleviliğin devrimcileşerek yeni bir işlev kazanması, ancak işçi sınıfına ve onun ideolojisine yaklaşmasıyla mümkündür. Öte yandan, işçi sınıfının da Aleviliğin atası, dedesi ve kökü olması nedeniyle ondan alacağı gelenek-görenek, töre, terbiye, hümanizm ve "Her ne ararsan kendinde ara" felsefesi vardır. Bu nedenle, Aleviler ile işçiler "Yol Müsahibi" olmalıdır.

***

Kapitalizm koşulları, insanın kendi emeğine ve ürünlerine yabancılaşmasını sürdürdüğü için, dinsel görüşlerin tabanı da tamamen ortadan kalkmaz. Bu nedenle, kendi özgül inanç yapısını koruyan Alevi toplum varlığını sürdürmeye devam edecektir.

Ancak, günümüzde "sınıf gerçeği"nin dayatmasıyla Alevilik içinde bir hızlı ayrışma yaşanmaktadır. Bu ayrışmanın safları arasındaki uçurum giderek derinleşmektedir:

- Toplumu, Aleviliğin tarihsel olarak varmak istediği eşitlikçi yöne doğru götürmeye çalışanlar. Alevi aydınları ve Sosyalistler.

- Aleviliği mevcut düzenle ve egemen ideolojiyle kaynaştırmaya çalışanlar. Oportünist-Revizyonist dönekler.

***

İşçi sınıfının devrimci hareketinin öncüleri için hayati görev, Alevi toplumunun meşru ve haklı istemlerine sözcülük edebilmektir. 1980 öncesi olduğu gibi toptan reddetmek olmamalıdır. İşçi sınıfı, tüm ezilenlerin sözcüsü olarak yükselmeden ne kendini ne de toplumu kurtarabilir.

Türkiye'de bütün emekçiler kapitalist düzende ezilse de, Sünni olduğu için ezilen kimse yokken, Aleviler için durum aynı değildir. Salt Alevi olduğu için bir de inançları yüzünden ötelenip, ezilmektedirler. "Aleviler bir yana - Sünniler bir yana" diye bir bölünme korkusu yersizdir; bu bölünme zaten vardır ve varlığına işaret etmemek, ezilenin yanında durmamak, var olan bölünmede ezenin yanında durmak demektir.

Aleviliğin insan sevgisi, hoşgörüsü, kendini toplumun yargısına bırakması, gizlilik ilkesi, kavgada kararlılığı ve ikrarından dönmemesi gibi kültürel ve ahlaki mirası, ilerici ve devrimci kesimler için öğrenilmesi gereken zenginliklerdir. Alevi deyişleri, nefesleri, semahları ve Bektaşi fıkraları, Alevi bilgelerinin batıni felsefi özlü mesajları sınıfsal öz taşıyan ve işçi sınıfı sanatına kaynaklık edecek nitelikte engin bir kültürel mirastır.

Alevilik, ancak özünü ve batıni felsefi inancın kadim değerlerini koruyarak, kendini her alanda çağa uyarlayarak yaşayabilir ve devrimci geleneğini sürdürebilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Pehlivan Arşivi

Bu çığlık insanlığa bir isyandır!

04 Aralık 2025 Perşembe 05:15

Cemevleri çıkar odaklarının elinde mi?

27 Kasım 2025 Perşembe 05:03

Enel Hakk=Hallac-ı Mansur

16 Kasım 2025 Pazar 05:05

Alevilerin Atatürk algısı

09 Kasım 2025 Pazar 05:10

Alevi örgütlerine açık çağrı!

02 Kasım 2025 Pazar 05:15