Fikret Bila
Devreden sorunlar
Bugün 2025 yılının son günü.
Bir yılı daha geride bırakıyoruz.
Türkiye için 2025 yılının birçok alanda kötü bir yıl olduğunu söyleyebiliriz.
Yıl biterken Yalova’da IŞİD’in hücre evine yapılan operasyonda üç polis şehit oldu, 7 polis yaralandı.
Şehit polislerimize Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır diliyorum.
Türkiye’de 2025 yılından 2026 yılına devredilen sorunlardan birinin IŞİD tehdidi olduğunu söyleyebiliriz.
İçişleri Bakanlığı, IŞİD’in yıl başında eylem yapabileceği uyarısında bulunmuştu.
Sonrasında Yalova’da ortaya çıkan hücre evinde IŞİD’liler 6 saat süren bir operasyonla etkisiz hale getirildiler.
Arkasından, Türkiye çapında yapılan operasyonlarda 357 IŞİD’linin yakalandığı açıklandı.
Bu durum IŞİD’in Türkiye için açık bir tehdit olduğunu gösteriyor.
Bu gerçeği çok önceden gören CHP Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı, 2023 yılında Meclis’e IŞİD’le ilgili bir araştırma önergesi vermişti. Ancak önerge iktidar oylarıyla reddedildi.
Salıcı daha sonra yaptığı açıklamalarda IŞİD’in Yalova’da örgütlenmesine dikkati çekmişti. IŞİD’lilerin göçmenlerin arasına katılarak Türkiye’ye geldiklerini ve örgütlendiklerini vurgulamıştı.
Ancak Salıcı’nın uyarılarının da önergesi gibi üzerinde durulmadı.
Güvenlik güçlerinin IŞİD’lilerle 2026 yılında da mücadele edeceği anlaşılıyor.
2025 yılından 2026’ya devredecek sorunlardın biri de düşük ücretli emekçi ve emeklilerin geçim derdi olacak.
İktidar ve işveren, işçi temsilcilerinin katılmadığı toplantıda asgari ücreti 28 bin 75 lira olarak belirlediler. 2026 yılı boyunca bu asgari ücret ödenecek. Maaşı, açlık sınırının altında belirlenen asgari ücretlinin 2026 yılında geçinebilmesi mümkün değil.
Keza en az maaşı alan emeklilerin durumu da aynı.
2025 yılında maaşı 16 bin 800 lira alan bir emeklinin 2026 yılında maaşı 20 bin liraya çıksa da geçinebilmesi mümkün değil.
Emekçi ve emeklilerin geçinme sorunu 2026’da da artarak devam edecek.
2026’ya devreden en önemli sorunlardan biri de siyaset ve hukuk alanındaki manzara.
CHP’li belediye başkanları 2025 yılının en az 9 ayını cezaevinde geçirdiler. 2026 yılına da cezaevinde girecekler.
Bunun nedeni hukukumuzda esas olan tutuksuz yargılama ilkesine uyulmaması.
İstisna olması gereken tutuklu yargılamanın genel uygulamaya, tutuksuz yargılamanın ise istisnaya dönüştüğü bir yıl yaşadık.
Seçilmiş belediye başkanlarının tutuklanması ve tutuklu yargılanmaları siyaset ve hukuk sorunu olarak 2026’ya devredilen sorunlardan biri haline geldi.
Türkiye 21. yüzyılın ilk çeyreğini geride bırakırken bu sorunlarını çözmüş olmalıydı.
Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti niteliklerinden uzaklaşmamalı ve bu sorunlarını çoktan çözmeliydi.
Maalesef Türkiye’de böyle bir süreç yaşanmadı.
Aksine bu niteliklerinden daha da uzaklaşıldı.
Umalım ki 2026 yılı geride bıraktığımız 2025 yılını aratmasın.
İyi bir yıl dileğiyle…