Serra Karaçam
F-35 programına dönüş! Kıbrıs'ta istihbarat yarışı... Gazze ve Suriye diplomasilerinde gelişmeler
İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar bugün Washington’da Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile görüşüyor.
İki ülke arasında en önemli başlıklar Gazze barışı ile Suriye-İsrail arasındaki barış.
The Wall Street Journal , ABD’nin Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şaraa’yı güçlendirmeye çalışırken Washington ile İsrail arasındaki görüş ayrılıklarına ve barış anlaşmasının tıkandığına dikkat çekiyor.
“ABD, Suriye ile İsrail arasında uzun vadeli bir barışın temelini oluşturabilecek bir güvenlik anlaşması için arabuluculuk yapıyor, ancak görüşmeler tıkanmış görünüyor.
… İsrail, 7 Ekim 2023 Gazze saldırılarından şu dersi çıkardı:
Komşularını ya da hatta Washington’ı memnun etmek için kendi güvenlik çıkarlarını masaya süremez.
Şimdi, ABD destekli 2005 Gazze’den ve 2000’de Güney Lübnan’dan çekilmeleri, Hamas ve Hizbullah gibi militan gruplara sınır ötesi saldırılar için hazırlık imkanı veren hatalar olarak görüyor.”
Zaten HAMAS'ın silah bırakacağına dair sinyal de yok.
***
ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack da yakın zamanda İsrail’in bir demokrasi olup olmadığını sorgulayan ifadeler kullandı.
Türkiye’nin ABD öncülüğündeki Gazze Uluslararası İstikrar Gücü’ne katılımını destekleyen son açıklamaları da Cumhuriyetçi milletvekilleri tarafından eleştiriliyor.
Cumhuriyetçi Louisiana Senatörü John Kennedy, “Bence İsrail bir demokrasidir ve Ortadoğu’daki tek gerçek dostumuzdur” derken;
Barrack’ın Türkiye’nin ISF’ye katılmasına verdiği desteğe dair görüşü sorulduğunda, “Türkiye’ye güvenmiyorum” ifadelerini kullandı.
Senatör Lindsey Graham ise Barrack’ın İsrail yorumları hakkında;
“Eğer size güçlü bir demokrasi örneği vermem gerekseydi, bu İsrail olurdu. Eğer hükümeti beğenmiyorsanız biraz bekleyin, bir ay içinde yenisi gelir” ifadelerini kullandı.
(Bizde yenisi gelmiyor. Halk neden değiştirmiyor? Top kimde? Oyunu kim kuruyor? SEÇSİS ve veri girişi tartışmaları ayrı konular.)
Tom Barrack Rusya cephesinde Ukrayna ve Karadeniz’de Rus gemilerini hedef alan drone hareketliliği sürerken, S-400'lerden ve F-35’lerden bahsetti…
Bayram değil seyran değil dün şu paylaşımda bulundu:
“ABD, Türkiye’nin F-35 programına yeniden katılma isteği ve Rus yapımı S-400 hava savunma sistemine sahip olması konusunda Ankara ile görüşmelerini sürdürüyor.
ABD yasalarında belirtildiği üzere, Türkiye’nin F-35 programına geri dönebilmesi için S-400 sistemini artık işletmemesi ve elinde bulundurmaması gerekiyor.
Başkan Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki olumlu ilişki, işbirliği açısından yeni bir atmosfer yarattı ve bu konu hakkında neredeyse on yıldır en verimli görüşmelere zemin hazırladı.
Umut ediyoruz ki bu görüşmeler, önümüzdeki aylarda hem ABD’nin hem de Türkiye’nin güvenlik gereksinimlerini karşılayan bir ilerleme sağlayacaktır.”
ABD’de Barrack’ı İslami bir yönetimi desteklemekle suçlayanlar çok.
Hatta “yargılanacaksın” diyenler de var…
(Bu arada Trump yönetimi, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni Başkan Trump ve üst düzey ABD yetkililerini soruşturamayacak şekilde kurucu belgesini değiştirmeye zorluyor. Ayrıca Gazze savaşı nedeniyle İsrailli liderlere yönelik ve eski ABD askerlerinin Afganistan’daki eylemleri soruşturmalarını kapatması isteniyor.)
F-35’e dönmek için Türkiye’nin S-400leri Pakistan’a, Suriyeye gönderme gibi planlar bir yana; asıl Rusya’nın Türkiye ile olan ilişkileri temel belirleyici. belirleyicilerden.
Suriye'de zaten ABD’ye göre daha IŞİD tehdidi bitmiş değil.
Şaraa hala güven telkin etmeye çalışıyor.
F-35'lerin bir PR harikası olduğuna dair tespitleri ise daha önceki yazılarımdan bilirsiniz...
Biz hala satışı onaylanmış F16’ların fiyatı konusunda mutabık kalamamışken yeni bir yola girmek, Patriot hava savunma sistemi olmadan NATO bataryaları yokluğunda, yeniden saldırı odaklı yüklü bir alım yapmak ne kadar doğru tartışmalı.
***
ABD’nin Irak politikası da İran odaklı değişebilir.
ABD Temsilcisi Joe Wilson yeni bir çıkış yaptı:
“Başkan Trump, Orta Doğu halklarına çatışma değil ticaret; barış ve refah dolu bir gelecek getiriyor.
Irak, Amerika Birleşik Devletleri, Körfez ülkeleri, Suriye, Türkiye ve diğerleriyle güçlü ekonomik ve diplomatik ilişkiler kurarak bunun parlak bir örneği olabilir.
Ancak bu, Irak İran’ın kuklası gibi davranmaya devam ederse mümkün değildir. Irak’ı İran’dan özgürleştirme zamanı geldi.”
Wilson’a göre , gerçek ve kalıcı bir çözüm için İran’ın kukla milislerinin tamamının kesin olarak silahsızlandırılması gerekiyor.
Ayrıca, “Irak, Kürdistan Bölgesel Hükümeti’nin güvenliğine saygı göstermeye devam etmeli ve İran destekli kuklaların KBY’ye saldırmasına izin vermeyi veya bunu teşvik etmeyi durdurmalıdır.”
***
“Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri’nin istihbarata kurumları; CIA ile MİT, Orta Doğu’yu izlemek için gizli bir hava üssü planlıyor…”
Bu bir iddia ve bağımsız doğrulama yok.
ABD ve Türkiye’nin dış istihbarat servisleri, Intelligence Online’ın 8/12/25 tarihli haberine göre, "Orta Doğu’yu daha yakından izleyebilmek için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden birlikte çalışma planları yapıyor."
"CIA ile Türk istihbarat servisi MİT, gizli bir hava üssü kurmayı planlıyor. Bu tesis Orta Doğu’nun gözetlenmesi için kullanılacak."
Habere göre; bu işbirliği bağlamında CIA, aracılar aracılığıyla ikinci el C-130 Hercules nakliye uçakları edinmeye çalışıyor.
Amaç, tespit edilmesi zor, düşük profilli operasyonlar yürütmek.
Güney Kıbrıs, İsrail etkisine girmek ve İngiliz istihbarat faaliyetlerine zemin sağlamakla biliniyordu. Özellikle Güney'de Akrotiri üssündeki hareketlilik de zaten açık kaynaklarca doğrulandı.
Türkiye’den İncirlik üssünden de adadaki üslere hareketlilik olduğu biliniyor.
En son Pentagon’a yönelttiğim soruda, Incirlik’e yönlendirilmiş ve uçuşların rutin kargo uçuşları olduğu cevabını almıştım.
Kimilerine göre bu üs haberleri bölgede İngiliz-İsrail dominantlığına karşı gözleri Türkiye’ye çevirmek için yayılıyor.
Intelligence Online Fransız bir yayın kurumu.
ABD Güney’de İsrail ve İngiltere'den bağımsız Orta Doğu’yu dinlemek durumunda…
Her ne kadar MI6 ve CIA arasında ortaklık olsa da bağımsız bilgi hakimiyeti önemli.
Bu arada Karadeniz illeri de Rusya’yı dinlemek için Amerikan askeri istihbaratı için son derece önemli.
***
Üniversite gazetesinde İsrail karşıtı bir görüş yazısının ortak yazarlığı nedeniyle sınır dışı edilme girişimiyle karşı karşıya kalan Rümeysa Öztürk için, Massachusetts’ta Federal yargıçtan güzel bir haber geldi.
Yargıç vizesini koruyabilmesi ve üniversitedeki çalışmalarına devam edebilmesi için ihtiyati tedbir talebini kabul etti ve göçmenlik makamlarının SEVIS kayıtlarını yeniden düzenlemesini emretti.
Önde gelen sivil özgürlükler kuruluşları, Müslüman kuruluşlar ve 20’den fazla Yahudi Amerikalı kuruluş Rümeysa’ya destek olmuştu.
***
Başkan Donald Trump’ın, Müslüman Kardeşler’in dünya çapındaki şubelerinin olası terör örgütü olarak tanımlanması için inceleme yapılmasını öngören son başkanlık kararnamesi kapsam olarak Lübnan ve Ürdün kollarına odaklandı.
Katar ile Türkiye’ye yönelik inceleme dışarıda bırakıldı.
Zira Erdoğan Trump’ın dostu.
Trump son verdiği röportajda “NATO’da olmaması gerektiğine inandığınız ülkeler var mı” sorusuna “Erdoğan zor biri ama bence NATO’da olmalı” mealinde cevap verdi.
Trump’ın kararnamesi, Müslüman Kardeşler’i bütün olarak terör örgütü ilan etmek yerine önce bireysel şubelere bakıyor.
Kongre de hem Müslüman Kardeşler’in Yabancı Terör Örgütü olarak tanımlanmasına yönelik yasaya, hem de Antisemitizm Farkındalık Yasası’na odaklanacak.
***
Doha Forum Katar’da pek çok Amerikalıyı bir araya getirdi.
Marka başarısı ve istikrar olarak Doha Forum gerçekten başarılı.
Katardaki bir diğer isim ise FBI Direktörü Kash Patel idi…
Katar’a yaptığı ziyarette mevkidaşıyla iki ülke arasında iki mutabakat zaptı imzaladı...
Patel geçmişte Katar adına lobi faaliyetlerinde yer almış bir isim.
Katar İçişleri Bakanı ve ülkenin İç Güvenlik Gücü başkanı Şeyh Halife bin Hamad bin Halife Al Tani, sosyal medya paylaşımında “Bu adım, Katar Devleti ile dost Amerika Birleşik Devletleri arasındaki stratejik ortaklığın derinliğini vurgulamakta ve 2026 FIFA Dünya Kupası’nın güvenliğini sağlamaya yönelik ortak çabalarımızı güçlendirmektedir.” ifadelerini kullandı.
***
Bu arada ABD'de bir numaralı gündem marketlerde fiyatların bir türlü düşmemesi.
Miami de de 30 yıllık gelenek bozularak Demokrat bir belediye başkanı, Eileen Higgins seçildi. Trump’ın onayladığı Cumhuriyetçi aday kaybetti.
Bu, new Jersey ve New York belediye başkanları ve Virginia vali seçimleri ardından Cumhuriyetçilere bir mesaj daha.
Sağlık sigorta primlerinde Obamacare’e alternatif getiremezlerse veya Obamacare’i uzatmazlarsa Trump’ın reytingleri iyice düşebilir.
Ancak aşırı solcu olarak da nitelenen, Mamdani gibi demokrat adayların liberal eyaletlerde kazanması merkez demokratları endişelendiriyor.
Bu çizginin Kongre ara seçimlerinde kendilerine kaybettirebileceğine inanıyorlar.
Zira ABD genelinde bölgelere göre düşünce biçimleri farklılık arz ediyor ve aşırı sol profiller merkez demokratları korkutarak cumhuriyetçilere yönlendirebilir…
***
Son olarak; Paramount Skydance’ın 108 milyar dolarlık Warner Bros Discovery’yi düşmanca satın alma teklifine üç Körfez devletine ait varlık fonu dahil oldu.
Eğlence sektörü ve medya ne kadar önemli varın siz düşünün…