Baştan belirteyim. Bu yazı siyasi bir yazıdır; ekonomiyle ilgisi yoktur…

Önce sizleri 20 Aralık 2021 akşamına götürmek istiyorum. Dolar 18’lirayı aşmıştı. Hükümetin yegane temsilcisi basın toplantısı düzedi ve dedi ki; döviz endeksli mevduat hesabına geçiyoruz…

Alkış kıyamet koptu…

Bu ne demekti?

Ne demek olduğunu ekonomistler bile tam izah edememeden insanlar dövizini bozdurmak için yarışa girdiği açıklandı.

Söylenen gerçekse…

Duruma anında uyananların hepsini al Maliye Bakanı yap… Al Merkez Bankası başkanı yap!

Peki liraya hücum edildiğini açıklayan kim?

Kur korumalı mevduatın mucitlerinden bir olan Bakan Nebat tabii…

Doğru mu?

Nebati ’ye göre kamu bankaları kesinlikle devreye girip döviz satmamıştı.

Ya özel bankalar?

Bu soru sorulmadı, konu da edilmedi…

Neyse, dolar 18 liralardan 12 liralara indi. 6/7/8 liralardan doları kimin aldığı 18 liralardan kimin sattığı, dolar 12 liraya inince yine kimlerin aldığı da mevzu edilmedi.

Ülkede o kadar çok mevzu vardı ki… Sıra gelmedi diyelim…

Bu durum büyük bir başarı olarak sunuldu. Türkiye ekonomi modelinin ilk mucize adımı olarak lanse edildi. İnsanlar şakır şakır dolardan vazgeçiyor, Türk lirasına sarılıyordu.

Bir gecede gelen mucizeydi! Mucizenin yaratıcıları Bakan Nebati ile Merkez Bankası Başkanı Şahap Bey’di…

Liran varsa o günkü kur üzerinden KKM hesabı aç. Vadesi gelince o günkü kur üzerinden paranı al. Kur düşerse faizini al kar et..

Döviz hesabın varsa aynısını yap…

Biri Nurettin öteki Şahap garantili…

Evet mucizeydi ama yaptıkları iş değil. Bu akıl almaz uygulamayı Türkiye’nin kurtuluşu diye, devletin sırtına yük binmeyecek diye pazarlamaları mucizeydi…

İki mucide göre (Şahap ve Nurettin) dolar kuru aşağılara inecek. Faiz yükü bankaların sırtına binecek, Hazinenin cebinden beş kuruş çıkmayacaktı. Böylece dolarizasyona son verilecek, faiz inecek, enflasyon düşecekti…

Bu akıl almaz plana Erdoğan ve Saray çevresi dışında destek veren olmadı. Birkaç saray gazetecisi/yazarı/akademisyeni dışında tabii…

Döviz kuru aşağıya inmedi yukarıya çıktı, hazinenin sırtına yük bindikçe bindi. Hazine yükünü geçen ay Merkez Bankası’nın üzerine attı.

Çünkü KKM el bombası… Patladı mı ekonomiyi uçurur. KKM ‘deki para 3.5 trilyon liraya çıkmış… 124 milyar dolara…

KKM’de dövizi olanlar ver paramı dese, KKM’ de dolara endeksli TL’si olanlar paramı dolara çeviriyorum dese…

2001 krizi hafif kalır…

Türkiye bir gecede Lübnan olur.

KKM’yi mucize diye sunan iktidar şimdi bundan kurtulmanın yollarını arıyor. Çeşitli söylentiler var. KKM’den mevduat hesabına geçenlere yüzde 45 faiz verilecekmiş.

BBDK Bankalara insanları KKM’den döndürmeleri için baskı yapıyormuş. Başarılı olamayanlara ceza kesecekmiş. Bankalarda ikna odaları kurulmuş…

Merkez Bankası dün yeni bir uygulama başlattı. Bankaların dönüşüm hesaplarında yüzde 95 yenilenme ve TL’ye geçiş hedefine ulaşmasını bekliyormuş!

Burası beni ilgilendirmiyor…

Beni ilgilendiren kısmı şu… KKM’nin mucitlerinden biri Nurettin’di uçuruldu. Diğeri Şahap… O tarihte Merkez Bankası Başkanı’ydı. Bankaları mudileri dolar olmasınlar KKM’ye geçsinler diye baskı yapıyordu…

Şahap artık Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun başında. Şimdi tam tersini yapıyor. Bankalara KKM uygulamasına bir an önce son verin diye baskı uyguluyor.

O Şahap… Bu Şahap…

Şahap aynı şahap…

Aslında o hükümet aynı hükümet…

Aslında o Erdoğan aynı Erdoğan…

Bi öyle bi böyle.. Tek adam rejimine geçtikten sonra savrula savrula bir hal olduk. Bi o duvara vuruyoruz bu duvar…

Bu arada muhalefet ne yapıyor diye sormayın… Kendi içlerinde kavga ediyor…