Mustafa K. Erdemol
Rusya’nın tavrı belirleyici oldu. Halep nasıl kolay düştü?
Suriye’de Türkiye destekli olanlar dahil cihatçı gruplar yıllardır beceremedikleri Halep işgalini beş gün içinde nasıl gerçekleştirdi? Günün sorusu elbette bu. Şam’ın Suriye’nin Türkiye sınırına yakın bölgeler dışında ülkenin büyük bir kesiminde yeniden söz sahibi olduğu, uluslararası kuruluşlara yeniden kabul edildiği bir dönemde Halep’in cihatçıların eline düşmesinin şaşkınlık yaratması doğal.
Saldırılar, İsrail'in Lübnan'a yönelik uzun süreli bombardımanını sona erdirmeyi amaçlayan İsrail-Lübnan ateşkesi ile aynı zamana denk geldi. Suriye savaş alanında Hizbullah’ın yorulması, Rusya’nın Ukrayna’da çıkmaza girmesi, İran'ın kendi sorunlarıyla meşgul olması nedeniyle muhalifler saldırmak için uygun anı yakalamış oldular.
Aslında sadece Heyet-i Tahrir Şam’ın (HTŞ) “Saldırganlığı Püskürtme” adını verdiği saldırı değildi tanık olduğumuz, cihatçılarla eski Özgür Suriye Ordusu gruplarının bir araya gelerek oluşturdukları Suriye Milli Ordusu’nun (SMO) “Özgürlük Şafağı” hareketi de gerçekleşti aynı anda. SMO, Kuveyris hava üssü, Halep'in 15 mil doğusunda bulunan, önemli bir elektrik kaynağı olan Halep termik santrali, kentin güneydoğusunda bir askeri-sanayi kompleksindeki savunma fabrikaları gibi stratejik askeri mevzileri ele geçirmeyi başardı. Hiç bir savunmayla karşılaşmadan, tek bir kurşun atmadan.
HTŞ'nin kuzey Hama kırsalına girmesi, 48 saat içinde 39 köyü ele geçirmesi, Suriye birliklerinin İdlib'in güneyindeki Maaret el Numan kasabasından benzer bir şekilde çekilmesi de aynı saatlerde oldu. Nusra Cephesi olarak bilinen ancak, 2016 yılında koptuğu El Kaİde'nin Suriye'deki kolu Hurras el Din ile savaş halinde olan HTŞ Halep şehrinin dış mahallelerine ulaştığında SuriYe ordusunun ana savunma gücü olan 46. Alay çökmüştü. Böylece Halep’in ele geçirilmesi kolay oldu.
DÖRT NEDENİ VAR
Neden kolay olduğunun (aynı zamanda muhalif cihatçı grupların neden şimdi harekete geçtiklerinin) dört nedeni var. 1) Ankara ile Şam’ın uzlaşma görüşmelerinin başarısızlığa uğraması, 2) Türkiye’nin ABD güçlerini kuzeydoğu Suriye'den çekeceği beklentisi göz önüne alındığında, Beyaz Saray ile daha fazla pazarlık gücü elde etme arzusu, 3) ABD destekli “Suriye Demokratik Güçleri” çatısı altında faaliyet gösteren PYD/YPG mensubu Kürt milislerin, ABD tarafından desteklenmedikçe Türkiye'nin güney kapısında artık önemli bir tehdit oluşturmayacağı inancı, dördüncüsü, Beşar Esad'ın ana kara kuvvetleri olan milisler konsorsiyumunun son bir yıl içinde İsrail tarafından hırpalanmış olması.
TOPLANTIYA SIZILDI MI?
Suriye yönetiminin Halep’te kontrolü yitirmesinin de birkaç faktörü olduğu belirtiliyor. Haber sitesi New Lines'a açıklamalarda bulunan muhalif kaynaklar faktörlerden birinin Halep'te üst düzey bir güvenlik toplantısına sızılması, bu sırada İranlı bir tuğgeneral ile birkaç Suriyeli subayın öldürülmesi olduğunu ileri sürüyor. Bunun şehrin güvenlik operasyonlarında kaosa, şehirdeki yetkililer arasında korkuya yol açtığı da kaydediliyor. Bir diğer faktörün ise cihatçıların hedeflerini akıllıca seçmiş olmaları. Örneğin şehrin yaklaşık 4 mil güneybatısında yer alan Harp Okulu ile Topçu Okulu gibi daha müstahkem mevkilere hiç dokunmamaları.
RUSYA: ÖNLEM ALMADI
Suriye’nin cihatçı kuşatmasına karşı en büyük yardımcısı olan Rusya’nın da Halep’e yönelik planlardan haberi olmadığı olsa bile gerekli önlemi almadığı görülüyor. Çünkü Rusya kısa süreceğini sandığı Ukrayna savaşında beklediği zafere ulaşamadı. Yaklaşık 700 bini aşkın askeri kaybı olan Rusya, Ukrayna ile savaşa tutuştuğu Şubat 2022'den bu yana Suriye'deki güçlerini azalttı. Sonunda 2016'nın sonlarında Rus savaş uçaklarının bir yıldan uzun bir süre boyunca geri alınmasına yardım ettiği Halep 72 saat içinde düşmana teslim oldu.
HTŞ ile SMÖ sadece Suriye askeri tesislerini değil Rus askeri tesislerini de yağmaladı, Rus askerlerini öldürdü ya da esir aldı. Halep'teki Kuveyris hava üssünü ele geçirdi. Tüm bunlar Esad’ın Rusya ile İran’a güvenmesinin ne kadar yanlış olduğunu gösteriyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Sözcüsü Dimitri Peskov’un Halep'te güvenliğin yeniden tesis edilmesi için sorumluluğu “Suriye hükümetine” yüklemesi de hayli anlamlı. Ukrayna'nın askeri istihbaratına göre Rus askeri yetkilileri ile diplomatları Şam'ı aceleyle terk etti. Diğer askeri yetkililerin de üslerini terk ederek Lazkiye'deki Rus hava üssüne taşındığı iddia ediliyor. Yine Ukrayna istihbaratına göre cihatçılar Hama'nın kuzeyindeki Han Şeyhun'da henüz bilinmeyen miktarda Rus malzemesi ele geçirdi.
Peki Rusya neden Halep için acele etmedi? Aslında bir tür aşağılanma olan bu tutumlarla neden karşı karşıya kalmayı göze aldı? Nedenlerden birinin, cihatçı saldırılarını, Esad’ı Türkiye ile anlaşma yapmaya zorlamanın bir yolu olarak gördüğü için görmezden gelmesi olduğu ileri sürülüyor.
Kolay anlam veremediğimiz, akıl erdiremediğimiz karmakarışık ilişkiler ağı, bölgede kim kiminle müttefik ya da kim kimin karşısında sorularına yeni yanıtlar aramamızı gerektiriyor. Müttefikler artık müttefik değil, düşmanlar da artık düşman değil gibi görünüyor çünkü.
Ama görünen şu ki olan her kesimden halka oluyor. Kendi başlarına bırakılmış olanlar, çözümü de kendileri üretmek zorunda kalıyor. Suriye’de Selemiye'de yaşayan İsmaili’ler bunlardan biri. Selemiye kuşatıldıktan sonra İsmaililerin lideri, cemaatlerinden hiç kimseye dokunmamaları konusunda HTŞ ile anlaşma yapt.
Kimilerinin utanmazca “Nusayri dikatatörlüğü” olarak adlandırdıkları Esad’ın yönetiminde sorunsuz yaşayan diğer mezhepler şimdi bölgede hayatta kalabilmek için HTŞ’ye tavizler vermek durumunda kalacaklar. İsmaililer bunun şimdilik tek örneği.
Tavize rağmen yüzlerce insanın katledileceği haberini duymak kimse için süpriz olmayacak.
Büyük acılara yol açsa da...