Ayşenur Arslan

Ayşenur Arslan

RTÜK’ten “Melek” Cezası

Melekler ontolojik varlıklar mıdır? Yani akıl yoluyla varlıklarını anlayıp kanıtlayabileceğimiz, var olduklarına dair somut iz bulabileceğimiz yaratıklar mıdır?
İlahiyatçı Cemil Kılıç, Flash TV’deki programında bu soruya şöyle yanıt vermiş:
“Melekler vardır ama ontolojik varlıklar değildir.”
Yani “inanırsan vardır” demeye getirmiş.
Ve RTÜK bam, basmış cezayı.
Yanına bir de “Türkçe namaz kılınabileceği” yolundaki görüşünü eklemiş.
“Milli ve manevi değerlere aykırılık” gerekçesiyle hem para hem de yayın durdurma cezası kesmiş.
Melekleri yazacak değilim elbette.
Ama geldiğimiz / getirildiğimiz yeri göstermek açısından çok anlamlı bir örnek olduğu için tartışmaya açacağım.

*. *. *
Eskiden beri radarımdaydılar. Şu son zamanlarda fazla boş zamanım olduğu için daha sık ve yakından izliyorum.
Tarikat, cemaat sarmalı artık bambaşka bir boyutta.
Uzun süredir şunu tartışıyorlar mesela: “Müslümana Kuran yeter mi?”
Tanıdığınız, tanımadığınız bilumum hacı, hoca bu soruya “hayır” diyor. Yetmezmiş. Hatta bunu söyleyen dinsiz, kafir falan sayılırmış.
Neden?
Sadece Kuranı okursan cennete giden yolu bulamazmışsın. İlle de bir şeyhe, tarikata ihtiyacın varmış. İslamı ancak onlar anlatırmış. Sistem de şöyle işliyormuş: Sen şeyhine bağlanıyorsun. O tarikatının kurucusuna bağlanıyor. O peygambere, peygamber de Allah’a bağlanıyor. Duan ancak öyle duyuluyor.
Peki buna uymazsan.. Sarıklılardan biri ağzını doldura doldura hükmünü veriyor: “Bunu inkar edene doğrudan kafir diyebilirsin. Dinden çıktığını söyleyebilirsin.”

*. *. *
Dahası var.
Adı lazım değil, bir televaize göre “ayetle (yani Kuran ile) hadis çelişirse hadise inanmak lazımmış”..
Hadis diye kafalarına göre bir şeyler anlatıp uçuyorlar, uçuruyorlar.
Meselenin neredeyse “Kuran’ı ikinci sıraya atma” noktasına gelmesinin nedeni açık.
Tarikata koşacaksın ki cepleri dolsun.
Şeyh efendiler son model Alman arabalarına binsin. Dünyanın sefasını sürsün!
Elbette onlara “bağlananlar” da her seçim iktidarın yüzünü güldürsün!

*. *. *
Ne ara geldik buralara?
Ne ara sokakta insanların suratına Kuran ayetlerini soran mikrofonlar dayanıyor?
Amasya’da bir vali, yani bir memur nasıl oluyor da koskoca kentte hem içkiyi hem de eğlenceyi toptan yasaklayabiliyor?
Yilların ilahiyatçısı nasıl oluyor da ceza yiyor?
Tarikatlar, sarıklı hocalar hangi cüretle dogmaları kafalara boca ediyor?
Filan şeyh Azrail’e “bırak elindeki ruhları” demiş de Azrail bırakıvermiş.. Denizlerdeki bütün canlılar zikir çeker, çekerken de falan şeyhin adını söylermiş..
Kadın meselesini atlamayalım.
Ana akım televizyonlarda boy gösteren.. Pek komik, pek şirin bulunan bir varlık var ya.. Kadının kahkaha atmasından parfüm sürmesine, her şeyi haram / günah ilan ediyor.
Zavallı yoksul, eğitimsiz kafalar bir alem.. Dinliyor da dinliyor.

*. *. *
Oysa..
Erdoğan yıllar önce “dinde güncelleme var” demişti. Güncellemeden kastı ise asla “Selefilik”, yani bugün fütursuzca önü açılan çağdışı ideoloji değildi.
Yıl 2018.. Erdoğan Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla konuşuyor:
“Din adamı olarak ortaya çıkıp da kadınla ilgili çok farklı açıklamalarda bulunup dinimizde kesinlikle yeri olmayan bazı içtihatta bulunan kişiler ortaya çıkıyor. Anlamak mümkün değil. Bunlar ya bu asırda yaşamıyorlar, çok farklı bir dünyada yaşıyorlar. Çünkü İslam’ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar aciz bunlar. Siz İslam’ı 14 asır öncesi hükümleri ile bugün uygulayamazsınız.”
Acaba bugün bu sözleri herhangi bir (tercihan muhalif) televizyon kanalında söyleyen çıksa sonucu ne olur? Saray’dan sert kınama.. AKP sözcüsü Ömer Çelik’ten daha sert kınama.. Elbette RTÜK’ten kallavi bir ceza!
Meleklerin ontolojik varlık olup olmadığının konuşulamadığı bir memlekette.. Çıkacaksın.. “Siz İslam’ı 14 asır öncesi hükümleri ile bugün uygulayamazsın” diyeceksin ha!! Buyurun şöyle alalım.

*. *. *
Flash TV’ye gelen ceza aydınlatma fişeği olmalıydı. Cemil Kılıç’ın sözlerine ceza kesilmesi büyük haber kategorisinde muamele görmeli, o çapta tepkiyle karşılanmalıydı.
Olmadı.
Zira herkes kendi derdinde!!!!
Ve büyük / gerçek fotoğrafı görecek hali yok!!!

*. *. *
Bu yazıya uyar, yazmalıyım. Afganistan’dan korkunç bir haber geldi.
Biliyorsunuz, kadınlar kamusal alandan tamamen dışlandı. Okuyamıyor, çalışamıyor, hatta evden dışarı yanlarında ailesinden bir erkek olmadan çıkamıyorlar.
Taliban’a bu yetmemiş. Açıklanan son yasak şu: Kadınlar dışardayken konuşmayacaklar. Sesleri duyulmayacak.
2018 yılında “çağa uygun güncellemeden” söz eden Erdoğan 2021 yılında ne demişti hatırlıyorsunuz değil mi:
“Türkiye’nin Taliban’ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok.”
Evet! Korkarım, en azından iktidar sahiplerinin yok!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşenur Arslan Arşivi