Mustafa K. Erdemol

Mustafa K. Erdemol

Netanyahu’nun sınavı ABD ile

İsrail’de bir yıl önce sadece Binyamin Netanyahu gitsin diye birbirlerine hiç benzemeyen sekiz partinin kurduğu koalisyon, eski başbakanın yeniden iktidara dönmesini engelleyemedi. Son üç yıl da beşinci kez seçime gidilen ülkede, İsrail basının deyimiyle “Bibi muhteşem bir geri dönüşe” imza attı.

Kaybettiği 12 yıllık iktidarının ardından, hakkındaki rüşvet, dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma gibi ağır suçlamalara rağmen yeniden seçilmesi çok ilginç tabii. Netanyahu’nun. Lideri olduğu Likud Partisi müttefikleriyle birlikte İsrail parlamentosundaki 120 sandalyenin 64'ünü kazanarak “Bibi karşıtı koalisyonu” devirdi.

Tarihin en sağcı hükümeti

Netanyahu başkanlığındaki hükümet için “ülke tarihinin en sağcı hükümetlerinden biri” deniyor. Çünkü Yahudi milliyetçisi partiler ile ortodoks/ultra ortodoks dinci partilerce oluşturulmuş bir koalisyon hükümeti nihayetinde. Bu partiler arasında homofobik Noam partisi ile aşırı sağcı Yahudi Gücü gibi partiler de var. Yahudi Gücü’nün lideri ırkçılıktan hüküm giymiş Itamar Ben-Gvir, düşünün artık.

Ben-Gvir öyle böyle değil, azgın bir sağcı. 1995 yılında, daha sonra bir başka sağcı tarafından öldürülen eski Başbakan Yitzak Şamir’i tehdit etmesiyle biliniyor. Ayrıca, İsrail yönetimi tarafından “terörist grup” olarak ilan edlen bir örgütün de militanıydı. Şimdi hükümet ortağı. Olacak şey değil.

Değil ama gerçekten derler ya "şaka gibi" diye, Kamu Güvenliği Bakanı olarak İsrail polisinin başına getirilmesi bekleniyor bu adamın. Çok ama çok kısa bir süre önce sınırda, İsrail polisini kendilerine taş atan Arap göstericilere ateş etmeye çağırıyordu. Seçim kampanyası boyunca “ılımlı” bir görüntü sergileyen Netanyahu’nun müttefiki böyle biri işte.

İlk hedef Yüksek Mahkeme

Anlaşılan o ki İsrail halkının çoğu, devrilen sağcı koalisyon hükümetinden “daha sağcı, daha dinci bir hükümet” istedi. Kimi İsrailli siyasi analizcileri bunun nedenini halkın "hantal, beceriksiz, liberallerin kölesi gibi görünen bir yönetimden bıkmasına" bağlıyor. “Hantal, beceriksiz, liberallerin kölesi” gibi görülen kurumlardan biri de herhalde İsrail Yüksek Mahkemesi olmalı. Görünen o ki, Yüksek Mahkeme’nin etkisiz hale getirilmesi çabaları yoğunlaşacak. İsrail sağı bunu öteden beri istiyordu çünkü. Yüksek Mahkeme işgal altındaki Batı Şeria'da yerleşim yerleri yapma, göçmenleri sınır dışı etme, azınlık haklarını kısıtlama konusunda çoğu zaman direnen bir mahkeme. İsrail hala bir hukuk devleti ise bu mahkeme sayesindedir bu arada.

Obama sevmedi, Biden de sevmeyecek

Eski ABD Başkanı Barack Obama, malum Demokrat’tır, Netanyahu’dan pek hazzetmezdi. Şimdiki Demokrat Başkan Joe Biden da, hele bu kadar sağcı bir hükümetin liderliğini yapacak olan Netanyahu’dan pek hoşlanacak gibi görünmüyor. Eski Başkan Donald Trump ile daha iyi anlaşıyordu Netanyahu. ABD elçiliğinin Kudüs’e taşınması kararını, diğer ABD başkanlarının 22 yıl boyunca ertelemelerine rağmen, Trump uygulamaya koymuştu.

Trump Ocak 2020’de Filistinlilerin katılmadığı Filistinsiz “Ortadoğu Barış Planı”nı dünyaya duyurduğunda yanıbaşında Netanyahu vardı. Ayrıca 13 Ağustos 2020’de Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile İsrail arasında yapılan Barış Anlaşması (İbrahimi Anlaşmaları) ancak Trump’ın devreye girmesiyle yapılabilmişti. Yani Trump’la kurduğu bu “muhabbeti” Biden’la kurabileceği kuşkulu Netanyahu’nun.

Henüz hükümeti kurmadığı için, aşırı sağcı Itamar Ben-Griv’e kabinesinde yer verecek olursa Demokrat Biden ile anlaşması daha da zor olacak. İsrail’in herhalde en istemeyeceği gelişme bu olur. Kişisel olarak Demokrat ya da Cumhuriyetçi, hiç bir ABD Başkanı’nın gerçek anlamda bir "demokrat" olacağına inanmasam da, ABD iç politikasında ihtiyaç duyduğu İsrail desteğinin, dünya siyasetinde pek de lehine olmayacağını bilen Başkanları vardır ABD’nin. Biden da onlardan biri.

Netanyahu’nun altıncı kez üstlendiği Başbakanlığındaki ilk en önemli sınavı ABD ile olacak yani. Ara seçimlerden -bence- güçlü çıkan Biden, iki yıl daha koltukta. Bu Netanyahu için zorlu bir iki yıl olabilir.

“Netanyahu sağcılığını” idare eden sadık dost ABD, fazlasını taşımak istemeyebilir. Kendi sağcılarıyla uğraşmak zorundayken üstelik.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mustafa K. Erdemol Arşivi