Mustafa K. Erdemol
Neden gitti, neden tutuklanmadı? Putin’in Moğolistan ziyareti
Hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi’nce (UCM) tutuklama kararı bulunan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bu mahkemeyi tanıyan anlaşmaya imza atan Moğolistan’ı ziyaret etmesinin bir meydan okuma gibi anlaşılması elbette doğal. Rus liderin Moğolistan’ın başkenti Ulan Bator’a “sorunsuz” bir biçimde indiğinde tutuklanmaması aslında batının adaletinin zayıflığını ortaya koymuş oldu. Bu, Putin’in meydan okumasından çok daha önemli bir durum.
Putin'den önce dünyada sadece Sudan eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir ile eski Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi hakkında UCM tarafından tutuklama kararı vardı. Rusya Putin’in adı anılan liderlerle “eşit” görülmesini hiçbir zaman kabul etmedi. Rusya, hiçbir zaman UCM’ye katılmadı, 2016’da ABD, Çin ile İsrail gibi imzasını da geri çekti.
Putin’in UCM’yi tanıyan bir başka ülkeye gidişi bu kadar kolay olmazdı kuşkusuz. İçerdiği risk nedeniyle Ağustos 2023'te Johannesburg'da yapılacak BRICS zirvesine katılmamaya son anda karar vermişti bilindiği gibi. Bir UCM üyesi olan Güney Afrika hükümeti Rus lidere hiçbir güvence vermediği gibi, ülkedeki bir mahkeme de Putin'in tutuklanması gerektiğine hükmetmişti. Putin Moğolistan’da endişe edecek bir durumun olmadığını biliyordu elbette. Bu nedenle Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni kuran Roma Statüsü'nü 2002 yılında onaylayan Moğolistan’ı ziyaret etmekte bir sorun görmedi.
Bir tehlike olmasa bile az da olsa bir risk taşıyan bu geziyi neden yapmak ihtiyacını duydu Putin? Bunu ona yaptıran tamamen acil ihtiyaçlar var çünkü.
Çin, Rusya için neredeyse bir yaşam kaynağına dönüştü giderek. Moskova, Ukrayna'yı işgali üzerine ana müşterisi olan Avrupa Birliği'ne satamadığı gazı Pekin’e satmaya çalışıyor. Moğolistan da Moskova'dan önemli bir indirimle yakıt talep ediyor. Bunun karşılığında Rusya ile Çin arasındaki Soyuz Vostok doğalgaz boru hattının inşası için topraklarını öneriyor. Henüz kağıt üzerinde taslak halinde olan boru hattı, çok daha büyük bir projenin önemli bir parçası: Sibirya'nın Gücü-2 doğalgaz boru hattı. Ziyaretin nedenlerinden biri bu. Pekin’le birlikte Moğolistan’daki boru hattını işletmek. Moğolistan’ın Putin’i UCM üyesi bir ülke olarak kabul edip ağırlamasının nedeni de bu ülkenin artan yakıt ile madeni yağ ihtiyacını çok ucuza Rusya’dan alacak oluşu.
Moğolistan dünya gündeminde pek yer alan bir ülke değil. Ancak Asya’da çok önemli bir stratejik bölge. Bu arada ülkede Rus karşıtlığı da azımsanmayacak oranda. Örneğin eski Cumhurbaşkanı Elbegdorj Tsakhia Buryat Ruslarını Moğolistan'a kaçmaları için açıkça teşvik ediyor. Moskova'nın bir zamanlar Moğol Hanlığı olduğunu hatırlatırken Ukrayna'yı da açıkça destekliyor. Ancak ülkenin enerji bağımlılığı Moğolistan’ı Rusya’yla iyi geçinmeye zorluyor.
Ülke gündemde fazla yer almıyor ama Batı diplomasinin tüm ilgisi Moğolistan’da bu arada. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, eski İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’da Ulan Bator’u çeşitli tarihlerde ziyaret ettiler.
Batının bu kadar ilgisini çekmişken, hatta onun kurumlarından birinin üyesi olmuşken Rusya’ya gösterdiği bu “müsamaha” jeopolitik gerçekliğin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Bakalım Putin’i tutuklamayan Moğolistan’a batının tutumu ne olacak?