Ne kadar kolay hain diyoruz

Türkiye’de iktidar muhalefeti “hain” olmakla suçluyor.

“Terörist” diyor, “işbirlikçi” diyor, “ihanetle” suçluyor.

Bu nefret söylemi o kadar kolay kullanılıyor ki Trabzon’da 10 yaşında çocuğa bile CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu için “hain” dedirttiler. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da çocuğa mikrofon tuttu. Erdoğan da yanındaki bakanlar da çocuk Kılıçdaroğlu için “o adam hain, hain” dedikçe tebessümle ve takdirle karşıladılar.

Oysa çocuğun elinden mikrofonu alıp “böyle kötü sözler söylemen yanlış” deyip nasihat edip, hediyesini verebilirlerdi. Yapmaları gereken buydu.

Belli ki çocuğa ailesi bu sözleri ezberletmiş. Yanında söylerse Cumhurbaşkanı’nın bundan memnuniyet duyacağı hesaplanmış. Belki de çocuğun dile getirdiği söylenen babasının cezaevinden çıkmasına yardımcı olacağı da hesaplanmış olabilir. Erdoğan’ın bu çocuğun ne söyleyeceğinden haberi var mıydı, yok muydu bilmiyoruz. Ancak haberi olmasa bile ağzından “hain” sözcüğü çıktığında mikrofonu çekip, çocuğa nasihat etmesi gerekirdi. Aksi yapıldı.

Doğru yapan ise Kılıçdaroğlu’ydu. Kılıçdaroğlu, çocuğun masum olduğunu, hiçbir günahı olmadığını söyleyerek, haberin yayılmamasını, çocuğun gösterilmemesini rica etti.

İktidar ise çocuğu desteklemeye devam etti. “Çocuk bile söylüyor, çocuktan al haberi” diyenler oldu. Sanki 10 yaşındaki çocuk siyaseti analiz etmiş, Kılıçdaroğlu’nun söylemini ve faaliyetlerini izlemiş ve “hain” olduğuna karar vermiş gibi.

Çocuk açısından çok üzücü, iktidar bakımından da düşündürücü bir durum.

Çocuk umurlarında değil. İktidar lehine muhalefet aleyhine konuşsun, muhalefet liderine “hain” desin hiç önemli değil. Yeter ki kutuplaşmaya hizmet etsin. Yeter ki iktidarın propagandasını yapsın.

Oysa çocuklar en saf, en temiz varlıklardır.

Bu nedenle de istismar edilmesinler diye yasalar çocukları koruma altına almıştır.

Örneğin 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, çocukların ticari reklâmlarda oynatılmasını onaylamaz, izin vermez. Yapanlara ağır cezalar öngörür. Söz konusu kanunun 61. maddesinin 3. fıkrası, “kamu sağlığını bozucu, hastaları, yaşlıları, çocukları ve engellileri istismar edici ticari reklam yapılamaz” hükmünü taşır. Reklam Kurulu önetmeliği de benzeri hükümler taşır.

Çocukların ticari reklamda kullanılması bile önlenirken siyasi bir reklamda kullanılmasının vahametini varın siz düşünün.

“Hain” çok ağır bir suçlamadır ve kolayca kullanılmaması gerekir. Hiç kimseye mahkemece kararıyla kanıtlanmış bir eylemi olmadığı sürece “hain” dememek gerekir.

Ama maalesef Türkiye’de çocuklara “Kılıçdaroğlu hain” dedirtiliyor.

Kılıçdaroğlu’nun hainliğine gelince.

İktidar Kılıçdaroğlu’na neden “hain” diyor?

İktidara göre CHP, İYİ Parti, HDP-PKK ile aynı safta, işbirliği içinde.

Gerçekte CHP’nin de İYİ Parti’nin de PKK ile bir ilişkisi yok. Aksine HDP’nin PKK ile arasına mesafe koymasını istiyorlar.

Kılıçdaroğlu’nun diğer parti liderleri gibi HDP Eş Başkanı Mithat Sancar’la görüşmesi “hainlik” sayılıyorsa, bunu en son söyleyecek parti AK Parti’dir.

Açılım sürecinde İmralı’da Öcalan’la masaya oturan AK Parti iktidarıydı. Kandil’e milletvekillerini gönderen de, Dolmabahçe’de HDP milletvekilleriyle mutabakat metni hazırlayan da AK Parti iktidarıydı. Öcalan’ın mektubunu Diyarbakır’da halka Türkçe ve Kürtçe okutan da. Milliyetçiliği ayaklar altına aldığını açıklayan da.

O dönem CHP Lideri Kılıçdaroğlu izlenen yöntemi eleştirdi ama iktidara “hain” demedi. Açılım sürecine “ihanet” demedi.

Sadece şunu söyledi:

“Oturdular terör örgütüyle masaya. Dedik ki; ‘Bakın terör örgütüyle masaya oturursanız örgütü meşrulaştırırsınız. ‘Siz bunu bilmezsiniz, biz bunu yapacağız’ dediler. ‘Buyurun yapın’ dedik. Düne kadar gidip Güneydoğu’ya ‘Biz bu sorunu çözeceğiz ama CHP engel oluyor’ dediler.”

Şimdi bunları söyleyen Kılıçdaroğlu’na, PKK’yla masaya oturan iktidar “hain” diyor!

Çocuklara da dedirtiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi