Mustafa K. Erdemol

Mustafa K. Erdemol

Muharrem İnce Çekildi: Utanç Siyaseti Kazandı

Son zamanlardaki tutumuyla ülkeye yarardan çok zarar getirdiğine inanmış olsam da Memleket Partisi Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin bir seks kaseti şantajıyla adaylıktan çekilmek zorunda kalmasını elbette lanetliyorum. Savunulacak, mazur görülecek bir yanı yok.

Günümüzde siyasi iletişimin giderek daha kişisel hale geldiği doğrudur. Bu nedenle politikacıların yaşamları artık tamamen özel bir mesele olmaktan çıkarak, kamusal alanın 'özeli' haline gelmiştir. Muharrem İnce’ye yönelik şantaj, skandal türlerinin en berbatı olan 'uzlaşıdışı skandal'ın en iyi örneklerinden biri oldu. Bu skandal türünde komplocular sadakatsizliğin ifşa edilmesini hedeflerler. Bir politikacının ailesine sadakatsizliğinin ortaya çıkarılması onun topluma karşı sorumluluklarının da tartışmalı olacağı inancını silinmez bir biçimde toplumun hafızasına kazır. Kendisinden öncekilere olduğu gibi İnce’nin başına gelen budur.

Türkiye’de yaygın olanı seks skandalı

Konunun uzmanları siyasi skandalları üç kategoride toplarlar: Birincisi, Güç Skandalı‘dır, adı üzerinde gücün kötüye kullanımıyla ilgili ortaya atılan iddialar temelinde şekillenir, ikincisi 'Ekonomik Skandal’dır, hedef alınanın mali davranışları üzerindeki ifşadır, üçüncüsü ise Seks Skandalı’dır ki siyasetçinin özel yaşamının sergilenmesidir. Komplocular bu skandalları ortaya atarak ahlaki sınırları zorladığı ileri sürülen siyasetçiyi politik yaşamdan silebilirler çoğunlukla. Ama bakın bu ülkede, gücünü kötüye kullandığı ya da ekonomik açıdan ahlaki sınırları zorladığı için yargılanan tek bir siyasetçi bulamazsınız. Ama seks skandalına karıştırdığı için toplum önünde sorgulanması istenen sayısız figür vardır.

Neden? Çünkü seks skandalının alıcısı çoktur ülkemizde. Erotizme ait her şey toplumun kodlarına son derece uygundur. Komşunun evinde ne olduğunu anlamak için kulağını duvara dayayıp, anahtar deliği gözetleyenlerin çok olduğu bir toplumda seks skandalı tadından yenmez. Başkalarının rezil olma halinden rezilce zevk alan ciddi bir güruh var ülkede. Bunların aklına rızaya dayalı olan hiç bir cinsel aktivitenin toplumsal bir mesele olmaması gerektiği ilkesi gelmez. Ahlaki zayıflığın, seks kasetlerinden keyif alan insanlar yarattığı bir gerçektir.

Buna 'Utanç Siyaseti' denir

Bunun adı Utanç Siyaseti’dir. Bu komplolara başvururken utanmayan insanların hedef aldıklarının utanmasını beklemeleri de görüp görülecek en büyük iki yüzlülüktür tabii. Siyasi mücadeleden programların, tüzüklerin, projelerin yarışması yerine ahlaki zaafların yarıştırılması çürümenin işareti elbette. Medyasının, siyasetçisinin, güvenlik kurumlarının, yargısının bu çürümeyi körüklediği toplumlarda Utanç Siyaseti her zaman kazanır.

Bakın, ABD siyasi yaşamından haberdar olanlar bilirler; ABD’de on dokuzuncu yüzyılın sonlarında siyasetçilerin cinsel yaşamlarının kamuoyuna ifşa edilmemesi esasına dayalı bir suskunluk dönemi vardı. Bu Bill Clinton’un seks skandallarının ortaya çıkarıldığı ana kadar korunabilmiş bir tutumdu. Clinton’un skandalları toplumda dikkat ekmeye başladığının fark edildiği anda çoğu Amerikan gazetesi Clinton’a ilişkin iddiaları toplumu ilgilendirmeyen iddialar olarak değerlendirdi. Bu tutum Clinton’un azil davası gündeme gelince bozulmuştur sadece. Ama medyanın ilk yaklaşımı doğruydu.

Politikacıların cinsel yaşamlarının düzenli olarak medya tarafından mercek altına alındığı ülkelerden biridir İngiltere. Ancak bu asla bir politik savaş aracı olarak kullanılmaz. Muhafazakar bir siyasetçinin savunduğu muhafazakar değerlerin tam tersi bir seks skandalına karışması haber çerçevesinde aktarılır elbette, ama daha fazlası yoktur. Siyasilerin rızaya dayalı hiç bir ilişkisinin gündeme getirilmediği Almanya’da elbette istisnai durumlarda konu medyanın da gündemi olur elbette. 2011 yılında muhafazakar Hıristiyan Demokrat Parti‘nin (CDU) Başkanı Christian von Boetticher'in 16 yaşında bir kız çocuğuyla yakın ilişki içinde olduğunun ortaya çıkmasında görüldüğü gibi.

Türkiye’de Utanç Siyaseti kimi çevrelerin rakiplerinin güvenilirliğini, itibarını zedeleyecek bilgileri kamuoyuna duyurmak için yarıştığı bir ülke haline geldi.

Çok yazık.

Muharrem İnce için küçük bir not: Bir hafta önce çekilseydi kahramandı. Ayağını tökezleten kendisidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mustafa K. Erdemol Arşivi