Şahin Aybek
Kreşler siyasi tartışmaların değil çocukların oyun alanıdır
Günlerdir bakanlıklar, iktidar, belediyeler ve muhalefet arasında bir kreş tartışması yaşanıyor. Bu kadar önemli bir konu maalesef siyasi bir noktadan tartışılıyor ve kamuoyunda eğitimcilerin görüşleri ön plana çıkamıyor. Adına ister kreş ister anaokulu diyelim, bu dönem her açıdan inanılmaz bir öneme sahiptir. Yoksa işin siyasi boyutuna girdikten sonra çok şey söylenebilir. Keşke Milli Eğitim Bakanlığı her mahalleye nitelikli bir erken çocukluk eğitimi kurumu açsa da eğitimi eğitimciler yaptırsa. Yoksa insanlar zorunluluktan ya tarikat ve cemaat kurumlarına ya da Diyanetin sayıları hızla artan dini ağırlıklı eğitim veren böyle kurumlarına gidiyor. Bir kesim de belediyelerin uygun fiyatlarla verdiği nitelikli bir eğitimi tercih ediyor.
Şimdi tüm bu siyasi tartışmalardan uzak bir şekilde bu dönemin neden bu kadar önemli olduğunu ele almaya çalışalım.
Erken Çocukluk Eğitimine Yapılan Yatırım Karşılığını Ekonomik Olarak da Çok Yüksek Vermektedir
Eğitimin hangi kademesine ağırlık verileceği önemli eğitim tartışmalarından biridir. Tuba Ağacı Nazariyesi bu bağlamda eğitim tarihimizdeki önemli eğitim tartışmalarındandır. Eğitimin her kademesi mutlaka önemlidir ve tüm kademeler birbirlerini etkilerler. Fakat eğitim bütçesinin nasıl kullanılacağı noktasında hangi eğitim kademesine öncelik verileceği tartışma konusudur. Beynimizin büyük kısmının ilk 3 yaşta oluştuğunu, ilk yedi yılın kimlik oluşumunda büyük rol oynadığını düşününce bu yaş döneminde çocuğa ne kadar çok yatırım yapılırsa binanın temeli o kadar güçlü olacaktır. Diğer taraftan erken çocukluk döneminde yapılan yatırım karşılığını ekonomik olarak da bire yedi oranında vermektedir. Elbette tüm eğitim kademeleri önemlidir. Fakat saydığım nedenlerle her mahalleye nitelikli bir erken çocukluk eğitimi kurumu kurmak ülkemizi inanılmaz ileriye götürecektir.
Argümanımızı temellendirmek adına farklı yönleriyle erken çocukluk eğitiminin önemini anlamaya çalışalım.
Erken Çocukluk Eğitimi Kaliteli Bir Yaşamın Temelidir
Kaliteli bir yaşamın temeli olan erken çocukluk döneminde çocuklarımızın beyin gelişimi, bilişsel gelişim, dil, fiziksel-motor, duygusal ve sosyal açılardan iyi bir eğitim almasından geçiyor. Dünya genel olarak 0-8 yaş aralığını erken çocukluk olarak kabul etse de, birçok kaynak 0-6 yaş aralığını erken çocukluk olarak tanımlamaktadır. Şimdinin çocukları yarının yetişkinleri olacaklarından bu yaş grubunu ve bu dönemki eğitimi önemsemek gerekmektedir. Ne ekersen onu biçersin ve ağaç yaş iken eğilirden hareketle, ülkemizin geleceğini merak ediyorsak büyücülere değil, bunu erken çocukluk dönemindeki öğretmenlere sormak gerekiyor. Nitekim ülkemizin geleceğini belirleyecek olanları bu öğretmenler yetiştiriyor. Çünkü sağlıklı ve güçlü bir toplumun inşası da bu dönemden geçiyor. Ve bu konu sadece toplumu kalkındırması ve sağlıklı yetişkinler adına değil, bir temel çocuk hakkı olduğu için de önemlidir.
Daha İyi Erken Çocukluk Eğitimi İçin Ne Yapmalıyız?
Çocuklar bu dönemde alacakları iyi bir eğitimle her açıdan gelişirler. Diğer taraftan ilköğretime hazırlanırlar, daha az suç işlerler, temel davranışları öğrenirler, kendi dilini ve ikinci bir dili kolayca öğrenebilirler.
Bütüncül bir şekilde ele alınacak politikalarla erken çocukluk eğitimi, erişilebilirlik sağlanarak, olabildiğince erken dönemlerden başlatılmalıdır. Erken çocukluk eğitimini Milli Eğitim Bakanlığının tek bakanlık olarak yönetmesi sağlanmalıdır. Aileler bu konuda ilgili kurumlarca uygun yöntemlerle eğitilmelidir. Erken çocukluk eğitimiyle ilgili toplumsal bir farkındalık oluşturulmalıdır. Ülkemizdeki erken çocukluk eğitimi veren kurum sayısı arttırılmalı ve daha profesyonelleştirilmelidir. Özellikle, 0-3 yaş grubundaki kurum sayısı arttırılmalı, bu dönemdeki eğitimin ve bakımın kalitesi arttırılmalı ve ama en önemlisi de bu eğitimler ciddi bir şekilde denetlenmelidir.
Erken çocukluk dönemi, enstitüleri kurulup üzerine araştırmalar yapılması gereken ve bu yolla da daha da güçlendirilmesi ve önem verilmesi gereken bir alandır. PISA’da başarılı ülkelerde okul öncesi okullaşma oranı %100’dür. Bu nedenle bu dönemdeki okullaşmanın arttırılması ülkede devrim etkisi yapar.
Nobel ödüllü iktisatçı James Hackman; “Çocuklara yatırım yapmak için, onların bir yetişkin olmasını bekleme lüksümüz olmadığı gibi, onlar okula başlayana dek, bekleme lüksümüz de yok. Çünkü o zaman müdahale etmek için çok geç olabilir.” ,der.
25 yıldır TV programımın ve köşemin de adı olduğu üzere bakanlıklar da belediyeler de bizim. Ve hepsinin görevi de bu halkın çocuklarının hizmetinde olmaktır. Bu nedenle bu konunun siyasi açıdan tartışılması kabul edilemez. Bu eğitimin genelinin olduğu üzere siyaset üstü bir konudur ve bu işin partizanlığı olmaz. Buna benzer bir tartışma okullar açılırken okul temizliği konusunda da yaşandı. Bu tartışmalar eğitime zarar vermekten öteye gitmez. Eğitimimiz çökerse hepimiz altında kalırız. Bunun için Milli Eğitim Bakanlığı acilen belediyelerin hangi partide olduğuna bakmaksızın erken çocukluk eğitimi alanı ile ilgili yeni kurumların açılması için amasız fakatsız tüm belediyelerin önünü açmalı ve her konuda desteklemelidir.
İşte bu bilgilerin ışığında tüm muhataplar bu tartışmayı bir an önce sonlandırmalı ve erken çocukluk eğitimi alanını siyasi tartışmaların değil çocukların oyun alanı haline getirmelidirler. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…