Kızılay Ve GATA’ya Birlikte Çöktüler

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depreminde çadır satan Türk Kızılay’ın Başkanı Dr. Kerem Kınık görevinden istifa etti ama Kızılay Yatırım Holding’e bağlı 12 şirketin yönetim kurulundan ayrılmadı.

Türk Kızılay Derneği Kınık’ın istifasını şöyle duyurmuştu:

“Türkiye Kızılay Derneği Yönetim Kurulu 12.05.2023 tarihinde yapmış olduğu olağanüstü toplantıda oybirliği ile Olağanüstü Genel Kurul'a gitme kararı almıştır. 2016 yılından bu güne genel başkanlığı yürütmekte olan Dr. Kerem Kınık'ın talebi ile alınan karar çerçevesinde, Olağanüstü Genel Kurul'a kadar tüzük gereği 1 Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz Yönetim Kurulu Başkanlığına vekalet edecektir."

Bu durumda Kınık, Kızılay Başkanlığı’nı temsilen atandığı Kızılay Yatırım Holding ve bağlı şirketlerinden “huzur hakkı” adı altında ayda 306 bin 244 TL almaya devam edecek mi?

Kızılay olağanüstü genel kurul için 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucunu bekleniyor olmalı.

Zira Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 16 Mart’ta Kızılay ve Türk Hava Kurumu (THK) eski yöneticileri ile buluşmasında, “Yolumuza Kızılay’a, THK’ye ve halkına gönül verenlerle devam edeceğiz, rant peşinde olanlarla değil” dediği biliniyor.

★★★★

Yıkıcı Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin üzerinden neredeyse 4 ay geçti ve insanlar hala çadır bulmakta bile güçlük çekiyor.

28 Şubat gecesi “Türkiye Tek Yürek” kampanyası ortak yayınına toplam 115 milyar 146 milyon 528 bin TL bağış gelmişti.

Bağışçıların kaçının sözünde durduğunu, toplanan paraların nereye harcandığını bilmiyoruz.

AB Komisyonu ise 20 Mart’ta Türkiye ve Suriye'deki depremzedeler için “Uluslararası Bağışçılar Konferansı” düzenlendi.

Brüksel'de gerçekleştirilen bu konferansta 7 milyar euro’luk yardım toplandı. Yardımın 6,05 milyar euro’sunun (yaklaşık 126 milyar lira) Türkiye için, 950 milyon euro’sunun Suriyeliler için yapıldığı açıklandı.

Almanya, Hollanda, Fransa, İtalya, Azerbaycan dahil bir sürü ülkeden de bağışlar gönderildi.

Bu paralar geldi mi, ne oldu? Hiç bir fikrimiz yok.

★★★★

Kızılay’ın kurumsal web sayfasında 6 Şubat depremiyle ilgili bir plan-program, rapor yer almıyor.

Kızılay sanki “göçmen bakanlığı”; Suriyeli göçmenlere/mültecilere yapılan bağışlar, verilen destekler kalem kalem anlatılıyor.

“Suriye İnsani Yardım Koordinatörlüğü” bilgilerine göre; “Sınır Ötesi Operasyonlar” başlığı altında “Kızılay, ulusal ve uluslararası kuruluşla koordine ettiği sınır ötesi faaliyetlere 4 milyar 45 milyon lira harcanmıştır. Yardımların sevkiyatı 14 sınır kapısı üzerinden gerçekleşmiştir” ifadesi kullanılıyor.

★★★★

Kızılay koordinasyonunda, kaybolan Suriyeli aile üyelerinin bulunmasından toplumsal uyum çalışmalarına, eğitimden gıda yardımına kadar onlarca yardım programı yürütülüyor.

Peki ellerindeki bu şablon neden yıkıcı depremin etkilediği 11 kentte yaşamları enkaza dönen 3.5 milyon insana uygulanmaz?

Hayatı sıfırlanan bir topluluğun nelere ihtiyacı olduğunu tecrübe etmişler, uluslararası destek gelmiş; aynı programı getir deprem bölgesine yapıştır..

2005-2011 yılları arasında Kızılay Başkanlığı görevini yürüten Tekin Küçüakali “Kızılay holdingleşmeye birlikte yardım kuruluşu olarak program üretme fonksiyonunu kaybetti. Bugün sadece yemek dağıtıyor.” diyor.

★★★★

Kızılay adeta yazı dili Türkçe olmaktan ibaret bir Suriye derneği…

2021 Türk Kızılay Faaliyet Raporu’nda 2 bin 896 bağışçı, 622 ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşunun (tarikat vakıfları da bu grupta yer alıyor) desteğiyle 67 bin 859 araç, TSK’nın Kuzey Suriye’de operasyon yapığı bölgeye yardım ulaştırmış.

Son 10 yılda 138 farklı ülkede doğal ve insan kaynaklı afetlerde barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçları karşılıyor.

Türk Kızılay için yapılacak tek tanım var: İktidarın iç ve dış siyaset aparatı.

İslam coğrafyasında “dost ülkelere” kaynak aktaran, siyasi ve toplumsal bağ kuran, istihdam depolayan bir kurum…

★★★★

Türk Kızılay “Sınır Ötesi Operasyonları” şöyle anlatıyor:

“Filistin, Sudan, Endonezya, Sri Lanka, Kırgızistan, Kosova, Somali, Pakistan gibi ülkelerde insani yardım faaliyetlerinin yanı sıra pek çok kalıcı refaha yönelik çalışmalara imza atmıştır. İhtiyaç sahibi ülkelerdeki projelerini konut, okul, toplum merkezi, ibadethane, kamu tesisleri inşası, geçim kaynaklarının temini ve desteklenmesi, sağlık, eğitim, sosyal yardım, tarım ve sulama gibi alanlarda yoğunlaşmıştır.”

Kalıcı refah mı?!

Sulama mı?

Tarım mı?

Konut mu?

Türk halkı son 5 yılda yoksullaşırken; eğitim, sağlık, barınma yoksunu bir halk haline gelirken İslam ülkelerine “refah ihraç” ediyoruz.

★★★★

Küçükali, Kızılay’da sayıları 700’e ulaşan şubelerin büyük bölümünün kapatılması, eski dönem çalışanların tasfiyesi ve kadrolaşma gibi “yeni kurumsal yapı” tasarımında, Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Rektörü Prof.Dr. Cevdet Erdöl’ün imzası olduğunu söylüyor.

Dr. Kınık da zaten öğretim üyesi olduğu SBÜ Hamidiye Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde, “Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölüm Başkanlığı” görevini sürdürüyor.

★★★★

2015 yılında Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA)’nın da aralarında olduğu 55 devlet hastanesi SBÜ’ye bağlanmıştı.

GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi'nin ismi, “Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi” olarak değişti. Bu üniversite; 75 ülkeden 3 bin tıp fakültesi ve sağlık yüksek okulu öğrencisiyle birlikte, toplam 22 binin üzerinde öğrenciye eğitim veriyor.

Afrika, Azerbaycan, Arnavutluk, Kosova, Libya, Somali, Kazakistan, Kırgızistan, Ürdün, Moğalistan, Senegal, Gambia ve KKTC ile askeri tıp öğrencisi eğitim protokolü bulunuyor.

Erdöl SBÜ’nün sınavsız ve ücretsiz yabancı öğrenci kabulüne yönelik eleştirilere karşı, “Türk öğrenciler için açılmış kontenjanları kullanmıyorlar. Ayrıca yabancı askeri öğrenciler mezun olduktan sonra, ülkelerinin silahlı kuvvetlerine dönüyorlar” savunması yapıyor.

Yabancı tıp öğrencilerinin eğitim maliyeti, Türk halkının ödediği vergilerden karşılanıyor.

Buna cevap yok!

Amerika’dan sonra dünyanın en çok insani yardım yapan ikinci ülkesi Türkiye “bölgesel güç” algısı yaratmak uğruna, ülkesine hizmet etmek üzere kurulan Kızılay’ı ve GATA’yı ticarileştiriyor.

Depremzedeye de çadır satılıyor! Şirket olarak faaliyet gösterdiği sürece yarın da insani yardıma ihtiyacı olana ne bulursa satar.

Erdöl TSK’dan atılmıştı

2015 yılında çıkarılan “İç Güvenlik Yasası” kapsamında “Fakülte ve Yüksek Okullar Komutanlığı” (FYOK) ’na bağlı Sarayburnu’ndaki askeri yurt kapatılmıştı.

Erdöl askeri öğrenci olarak tıp fakültesinde okurken, aynı yıllarda İTÜ Mühendislik Fakültesi öğrencisi olan eski Enerji Bakanı Taner Yıldız ile FYOK’da kalıyorlardı.

Taner öğrencilik döneminde Erdöl ise yüzbaşıyken TSK’dan “şeriatçı” faaliyetlerinden dolayı ihraç ediliyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne bağlı Edirne Tıp Fakültesi'nden askeri doktor olarak mezun olan Erdöl, Erdoğan’ın doktoru olarak da biliniyor.

Afetzedeler için AFAD Başkanlığı ve Kızılay'ın ilan ettiği hesaplara yapılan nakdi bağış ve yardımların tamamı, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince indirim konusu yapılabiliyor.

Evet soruyorum şimdi; Kınık istifa edince Kızılay’da siyaset-rant ilişkisi kesilmiş mi oldu?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serpil Yılmaz Arşivi