Fikret Bila (p)
Kılıçdaroğlu'nun yarattığı ortak payda
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun iktidar değişikliği umudu yaratan hamlesinin özünü yarattığı ortak payda oluşturuyor.
Bu ortak payda üzerine geliştirdiği geniş ittifakın yerel seçimlerde kazandığı başarı CHP Lideri’nin Türkiye’nin temel sorununu doğru okuduğunu gösteriyor.
24 Haziran seçimlerin de 31 Mart yerel seçimlerinde bir yanda İYİ Parti ve Saadet Partisi’ne bir yandan HDP’li seçmenin desteğini tutmak kolay bir ittifak projesi değildi.
Ancak Türkiye’nin temel sorunu demokrasi olunca ittifak da başarılı oldu.
Kılıçdaroğlu, CHP’nin Vefa Gecesi’nde yaptığı konuşmada, yerel seçimlerde bir başarı elde ettiklerini ancak bunun yeterli olmadığını vurgulayarak, daha çok çalışmak gerektiğini belirtti.
CHP Lideri her an seçim olacakmış gibi ittifak anlayışı içinde demokrasi cephesini genişletmek için iktidarın uygulamalarından rahatsız olan veya zarar gören her kesimle temas etmeye gayret ediyor.
Kılıçdaroğlu ve Akşener’in Türkiye’nin temel sorunun kuvvetler ayrılığını ortadan kaldıran Cumhurbaşkanlığı-hükümet sistemi olduğu konusundaki ortak görüşleri Millet İttifakı’nın bel kemiğini oluşturuyor.
Bu yaklaşım içinde iki partinin de Türkiye’nin güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönmesini hedeflemiş olmaları, HDP tabanından da destek buluyor.
Kılıçdaroğlu ve Akşener iktidar kanadındaki rahatsızlık nedeniyle başlayan kopmalara aynı anlayışla yaklaşacaklardır.
İTTİFAK GENİŞLEYEBİLİR
Kılıçdaroğlu ve Akşener’in başarılı biçimde oluşturdukları ortak payda, kuvvetler ayrılığına, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne dayalı parlamenter sistem yerine getirilen sistemde, yetki ve karar mekanizmasının bir kişide toplanmasından rahatsız olan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan hareketleriyle güç birliğini kolaylaştırıcı bir rol oynayabilir.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Davutoğlu ve Babacan’ı Şehir Üniversitesi olayında ağır biçimde itham etmesi, doğacak iki partinin de Cumhur İttifakı’na yakın durması olasılığını ortadan kaldırdığı da düşünülürse, Millet İttifakı’nın genişleme olasılığının daha da yükseldiği söylenebilir.
Buna karşılık İYİ Parti’nin Millet İttifakı’ndan kopabileceği yönündeki temenni ve beklentilerin ise gerçekçi olmadığı görülüyor. Akşener, dün yaptığı konuşmada 1938 yıllarına dönüş endişesi taşıdığını belirterek, otoriterleşme eğiliminin sakıncalarına dikkat çekti. Akşener’in Millet İttifakı’nın kurulmasını Türkiye açısından bir ihtiyaç haline getiren koşulların değişmediğini, aksine bu ihtiyacın daha da büyüdüğü mesajını veren konuşması, İYİ Parti’nin pozisyonunda bir değişiklik olmadığını da gösteriyordu.
Kılıçdaroğlu’nun ortak paydayı genişleterek iktidar değişikliği umudunu artırmasına yönelik hamleleri karşısında, yapay biçimde CHP içinde bir tartışma ve ayrışma yaratılmasına yönelik girişimler sonuç verecek gibi görünmüyor.
CHP Lideri’nin muhalefet cephesini genişletecek kavgadan uzak, birleştirici yaklaşımı, sadece CHP seçmeni tarafından değil Millet İttifak’nın destekleyen diğer parti tabanları ve hatta iktidar partilerinin tabanında da etkili oluyor.
İktidarı en çok zorlayan ve önümüzdeki dönemde de en çok zorlayacak olan Kılıçdaroğlu’nun bu siyaset tarzı olacaktır.