Fikret Bila (p)
Kılıçdaroğlu'na linç girişimi faili meçhul mü kalacak?
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na, Ankara’nın Çubuk ilçesinde bir şehit cenazesi töreninde yapılan linç girişiminin iddianamesi hâlâ hazırlanmadı.
Kılıçdaroğlu’na, yumruklu, taşlı, sopalı yapılan saldırının üzerinden 5 aya yakın bir süre geçti. Yumruk atan dahil saldırganlar, halkı galeyana getirmeye çalışan provokatörler, ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. Hatta Kılıçdaroğlu’na yumruk atan kişinın önünde -eli öpülesi biriymiş gibi - elini öpmek için kuyruğa girenler oldu. El öpme sahnelerinin videoları televizyonlardan yayınlandı. Bu saldırgan kahraman ilân edildi.
Yargının işleyişine bakılacak olursa Kılıçdaroğlu’na yapılan linç girişimi, failleri belli olduğu halde, "faili muçhul” kalacak.
CHP’NİN RAPORU
CHP Grup Başkan Vekili Engin Özkoç’un başkanlığında oluşturulan Araştırma Komisyonu, belgelere ve görüntülere dayanarak hazırladığı raporu kamuoyuna ve savcılığa sundu. Ancak, medyada hak ettiği yeri bulmadığı gibi hukuk kurumlarını harekete geçirmeye de yetmedi.
Şehit cenazesine 10 bini aşkın kişinin katıldığı, başlangıçta gözaltına alınıp serbest bırakılanlardan 15’nin Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde şoför olarak çalıştığı, köye özel araçlarla bazı grupların taşındığı, planlı, organize şekilde linç girişiminde bulunulduğu saptamaları yer alıyor.
Güvenlik güçlerinin Kılıçdaroğlu’nu korumak için güvenlik koridoru ve sokulduğu evin etrafında yeterli güvenlik çemberi oluşturulmadığı, törendeki yetkililerin linç girişimi yerine 1 saat 15 dakika gecikmeli geldikleri de belirtiliyor.
Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya’nın yapıcı çabalarının gözlendiği, ancak Uzunkaya’nın 3 ay sonra görevden alındığına dikkat çekiliyor.
Savcılığa 37 ve 29 kişilik iki ayrı zanlı listesi sunulduğu ancak bir karşılık bulmadığı da verilen bilgiler arasında.
İŞLENEN SUÇLAR
Söz konusu raporda, Kılıçdaroğlu’na linç girişimi süresinde; öldürmeye tam teşebbüsten, kişiyi özgürlüklerinden mahrum kılmaya, kasten adam yaralamaktan halkı kin ve düşmanlığa teşvik etmeye kadar 11 ayrı suç unsuru da saptanmış durumda.
Bu ağır suç ithamlarına karşın, 5 aylık sürede savcılık henüz bir iddianame bile hazırlamadı.
Bir siyasi partinin liderine yapılan linç girişiminin bu kadar ihmalkâr bir tutumla geçiştirilmesi kabul edilemez.
Muhalefet liderleri de dahil herkesin can ve mal güvenliği devletin ve hukukun güvencesi altındadır.
Anamuhalefet liderinin canına kasteden bir saldırının ciddi biçimde soruşturulması yerine gözardı edilmesi, bu tür saldırıları yapmayı planlayanlara cesaret verir.
İKTİDAR SAHİP ÇIKMALI
Anamuhalefet liderine yapılan saldırıyı öncelikle yargıya intikal ettirmesi gereken devleti yöneten iktidardır.
Bunu yapmak yerine Kılıçdaroğlu’na nasihatte bulunmak saldırganları yüreklendirmekten başka sonuç vermez.
Türkiye’de anamuhalefet liderinin can güvenliği yoksa kimsenin yok demektir. Böyle bir durum demokratik hukuk devletinde izah edilemez.
Şehit cenazesi gibi kutsal bir ortamda, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu linç etmeye, öldürmeye teşebbüs edilmesi her kişi ve kurumdan önce iktidarı, hükümeti, yargıyı ilgilendiren bir konudur.
Kılıçdaroğlu’nun güvenliğini sağlayamayan iktidarın önce kendini sorgulaması gerekir.
YARGININ GÖREVİ
Yargının görevi her türlü saldırıyı soruşturmak ve sorumlularını cezalandırmaktır. Bu yapılmazsa suçu özendiren bir etki yaratır.
Yargı çifte standart uygulayamaz. Mağdurun veya failin siyasi kimliğine göre hareket edemez.
Kılıçdaroğlu’na yapılan linç girişimiyle ilgili hukuki süreç hem iktidar hem Türk yargısı bakımından bir sınav olacaktır.
Bugüne kadar iktidarın da yargının da iyi bir sınav verdiği söylenemez.