Serpil Yılmaz
Kamuda Tasarrufun Simgesi: Özel Jet
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun, Almanya’nın Leipzig kentinde22-24 Mayıs tarihleri arasında düzenlenen Uluslararası Ulaştırma Forumu (ITF-2024)’na, Rönesans Holding’in özel jetiyle gitmesini eleştirenlere verdiği yanıtlar; kamu ihalelerinde maliyet kalemlerini görmemize yol açıyor.
Kamu ihale sözleşmelerine işlenen “yapım işi dışı” müteahhit yükümlülükleri arasında; bilgisayar, telefon, otomobil derken özel jetle kurumsal seyahat de varmış.
Bakan Uraloğlu'na tasarruf tedbirlerini hatırlatarak “Neden tarifeli uçakla gitmiyorsun” diye soran CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır; yazdığı “Beşli Çete” kitabında, Sayıştay 2020 Raporu’nun Rönesans Holding’e bağlı REC Uluslararası İnşaat’la ilgili değerlendirmelerine yer vermişti.
Buna göre; İdare (AYGM), Ulaştırma Bakanlığı’nın Mersin-Adana Yüksek Standartlı Demiryolu Hattı ihalesini alan REC’den; 20 adet otomobil (5 tanesi lüks segmentte), 140 adet bilgisayar, 60 adet tablet, 70 adet cep telefonu talep ediyor.
Ayrıca ihale sözleşmesine 300 adam/gün yurt dışı, 250 adam/gün yurt içi teknik inceleme gezilerinin tüm masrafının yüklenici tarafından karşılanması konuyor.
Bakan Uraloğlu, Almanya’ya Rönesans’ın “özel jetiyle” yaptığı gezisinin de kamu ihale sözleşmesinden idareye tanınan bir hak olduğunu söylüyor.
KAMU İHALESİNE BÜTÇE DIŞI
HİZMET ARACI GİREMEYECEK
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in "Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi" açıklamasının üzerinden bir ay bile geçmedi kamuda israfı sorgulatan şatafat sürüyor…
Bakan Şimşek genelgeyle ilgili basın sunumunda kamuda tasarruf önlemleri sıralarken, “Kurumlar bütçe dışı hizmet aracı kabul edemeyecekler” diyordu.
Mesela özel jet kullanan belediye başkanı olsa hakkında tasarruf genelgesine uymamaktan soruşturma açılacak, ama bakan olunca “hukuki mi” olacak?
Uraloğlu, bakanlığından milyarlarca dolarlık ihale alan Rönesans Grubu’nun jetiyle, “ücretsiz” ve de “tasarruf genelgesi” hilafına yaptığı geziye getirilen eleştirileri “Hukuki eksiklik yok” ifadesiyle savunuyor.
ZİRVEYE GENİŞ BİR
HEYETLE KATILMIŞLAR
Ülkeye döndükten 5 gün sonra, TBMM Dijital Mecralar Komisyonu’nda milletvekillerinin soruları üzerine eleştirilere yanıt veren Uraloğlu’nun açıklamasından, Leipzig’deki Zirve’ye geniş bir heyetle gidildiği anlaşılıyor.
Merak ettim: Ağırlıkla sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve kadının güçlenmesi konularının işlendiği oturumlarda Türkiye’den sunum yapılmış mı?
Bakan Uraloğlu’nun Meclis’teki açıklaması sınırlıydı; “Oradaki gerçek şuydu” diye söze başlıyor ve devam ediyor:
"Uluslararası Ulaşım ve Ulaştırma Forumu düzenleniyor ve 69 üye ülke bakan düzeyinde katılıyor. Biz de buraya genel müdürlerimizle, sektördeki paydaşlarımızla katıldık. Bakanlığa büyük iş yapan ilgili firmanın sözleşmesinde 31. maddede, bu anlamdaki kendi konuları ile ilgili yani ulaştırma ile ilgili yurt içi ve yurt dışındaki eğitim, sempozyum ile ilgili masraflar bilabedel olmak üzere taraflarından karşılanır diye bir imkan var. Burada ne bir uçak kiralaması, ne devletin ilave bir ücret ödemesi var. Böyle bir imkanla biz 4 günlük programı 2 günle sınırlandırdık. Yani ne kiralama ne ödeme, ne de müteahhit firmaya borçlu kalma vardır."
21 -24 Mayıs tarihleri arasında süren resmi ITF programı, Leipzig Belediye Başkanı Burkhard Jung’un zirve delegeleri ile birlikte şehirde yaptığı bisiklet turu ile son bulmuştu.
OECD’NİN ÇEVRE ZİRVESİ’NE
ÖZEL JETİYLE GİDEN BAKAN
Tarifeli uçak yerine, özel jetle Leipzig’e gitmek ITF-2024 Zirvesi’nin ana temasıyla hiç uyumlu olmamış. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) bünyesinde, 66 üye ülkeden oluşan düşünce platformu ITF, bu yıl Litvanya’nın başkanlığında, Şili ve Azerbaycan’ın başkan yardımcılığında toplandı. “Ulaştırmayı Yeşillendirme Zirvesi: Kriz Zamanlarında Odaklanmak” ana temasıyla düzenlenen oturumlarda; “Sürdürülebilir Kalkınma için Dünya İş Konseyi” nin COP28 ve küresel sürdürülebilir geçiş gündemleri; doğa kaybı, yeşil ekonomi ve kadınların güçlenmesi gibi konular ele alındı.
Küresel karbon emisyonlarının yüzde 30'undan sorumlu bulunan taşımacılığın çevresel politikalarının konuşulduğu bir zirveye özel jetle giden Uraloğlu’ndan başka bir ülke bakanı olduğunu da hiç sanmam.
Kamu ihalelerinde özel jetle seyahat ayrıcalığı iç kamuoyunda iklim etkileriyle değil de, “tasarruf genelgesi” çerçevesinde ele alınıyor. ,
Genelge’nin “Resmi Taşıtların Edinilmesi ve Kullanılması” maddesi, “firmalara ait taşıtların” kullanımını şöyle düzenliyor:
“Vakıf, dernek, sandık, banka, birlik, firma, şahıs ve benzeri kuruluş veya kişilere ait taşıtlar, kamu kurum ve kuruluşlarınca izin alınmadan hiçbir şekilde kullanılmayacaktır.”
KAMU İHALE KURUMU:
“İHALEYİ İPTAL EDERİZ”
Tasarruf Genelgesi’nden sonra Kamu İhale Kurumu (KİK) da bir karar açıkladı.
Buna göre KİK, 27/05/2024 tarihli ve 2024/DK.D-91 sayılı Kararı ile yüklenicilerin makam hizmetlerine sınırlama getiriyor.
İlgili Kamu İhale Kurumu Kararı şöyle:
“Tasarruf tedbirlerine ilişkin 2024/7 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesinde “İhale şartname ve sözleşmelerine idare tarafından kullanılmak üzere araç, makine, ekipman temini gibi alım ya da yapım konusuyla ilgili olmayan unsurların dahil edilemeyeceği” hususuna yer verilmiş olup, bu Genelgenin yayımlandığı tarih itibarıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından sözleşmesi imzalanmamış tüm mal ve hizmet alımları ile yapım işleri ihalelerinin gözden geçirileceği ve bu Genelge hükümlerine uygun olmayanların iptal edileceği açıklanmıştır.”
“YÜKLENİCİ TARAFINDAN
TEMİN EDİLEMEZ”
1- 4734 sayılı Kanun kapsamındaki ihalelerin ihale dokümanlarında (idari şartname, sözleşme tasarısı, işin projesini de kapsayan teknik şartname ile birim fiyat tarifleri dahil gerekli diğer belge ve bilgilerde) sözleşme konusu işlerin kontrolü, takibi vb. amaçlarla idarenin kullanımı için alım ya da yapım konusu ile ilgisi olmayan araç, makine ve ekipmanın (kontrollük, makam hizmetleri gibi yerlerde kullanılacak araçlar, bilgisayar, telefon, tablet vb.) yüklenici tarafından temin edileceğine ilişkin düzenleme yapılmaması,
2- İhale dokümanlarında sözleşme konusu işlerin kontrolü, takibi vb. amaçlarla idarenin kullanımı için alım ya da yapım konusu ile ilgisi olmayan araç, makine ve ekipmanın yüklenici tarafından temin edileceğine ilişkin düzenleme yapılmış olan ve devam eden ihalelerde;
a) 4734 sayılı Kanunun 29 uncu maddesine göre zeyilname düzenlenerek bu yöndeki düzenlemelerin ihale dokümanlarından çıkarılması,
b) Zeyilname yapılması imkânının bulunmaması halinde söz konusu Genelge uyarınca ihalenin iptaline karar verilmesi,
Gerekmektedir.”
Karar, Tasarruf Genelgesi’nin Resmi Gazete’de yayımlandığı 17 Mayıs 2024 tarihinden itibaren geçerli.
Bu kararda dikkatinizi çekmiştir; yüklenici firma idarenin kullanımına yapım işi ile ilgisi olmayan; araç, makine ve ekipman (kontrollük, makam hizmetleri gibi yerlerde kullanılacak araçlar, bilgisayar, telefon, tablet vb.) veriyor. Tasarruf genelgesi ile bu uygulama kalkıyor.
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB)’nin uzun süredir yakındığı konuların başında kamu ihalelerinde gerek sözleşmeyle tanımlanan, gerekse de yapım sürecinde kamudan gelen yapım işi dışı talepler geliyordu.
TMB Başkanı Erdal Eren’den dinlemiştim: Diyelim ki “Kış geldi, bize bir 4 çeker lazım” diyen bir idare yetkilisinin talebini, ihaleyi alan yüklenici geri çeviremez. Devlet istiyor!
Müteahhit bonkörlüğünden devlete araç, telefon, bilgisayar hediye etmiyor. Kamu ihalelerinde yapım işi dışında kalan maliyet kalemleri Hazine yükü olarak ve de yapılan zamlarla halkın sırtına biniyor.