İstanbul'un bir kanala ihtiyacı var mı?

Türkiye’nin acilen çözmesi gereken sorunları bir liste halinde yazılacak olursa “İstanbul’a bir kanal açmak” sorunu listenin en sonunda bile yer bulmakta zorlanır.

Günlerdir Türkiye’nin gündemini meşgul eden Kanal İstanbul projesiyle ilgili yanıtlanması gereken ilk soru henüz yanıt bulmuş değil:

-Türkiye’nin İstanbul boğazına paralel bir boğaza ihtiyacı var mı? Varsa bu ihtiyaç nereden kaynaklanıyor? Ve yine varsa bu ihtiyacın İstanbul ve Türkiye için aciliyeti nedir?

Yoğun tartışma, karşılıklı atışma ve suçlamalar içinde bu soruların yanıtı diye ortaya atılan görüşlere bakalım…

YOĞUN TRAFİK GEREKÇESİ 

Birinci gerekçe, İstanbul boğazı üzerindeki yoğun gemi trafiğini azaltmak ve boğazın güvenliğini sağlamak…

İstanbul boğazındaki gemi trafiğinde bir artış mı var ?

Hayır, yok!

Aksine boğaz trafiğinde azalma var…

2006 yılında İstanbul boğazından geçen gemi sayısı 54.890…

2012 yılında 48.329…

2014 yılında 45.429…

2016 yılında 42.553…

2018 yılında 41.103…

İstanbul boğazından geçen gemi sayısı her yıl artmıyor, azalıyor.

Doğal gaz ve petrol boru hatları nedeniyle özellikle tanker geçişlerinin ileriki yıllarda daha da azalması bekleniyor.

Demek ki birinci gerekçe gerçeklere dayanmıyor.

PARA KAZANALIM

İkinci gerekçe ise açılacak İstanbul Kanalı’ndan geçecek gemilerden para kazanmak…

Gemiler boğazlardan çok küçük bir ödemeyle serbestçe geçiyorlar.

Türkiye’nin iki boğazını kullanıyorlar ama ciddiye alınacak bir para ödemiyorlar. Montrö Boğazlar Sözleşmesi, bu geçiş hakkını tanıyor ve Türkiye’ye bir şey kazandırmıyor.

Montrö, Türkiye’ye boğazlar üzerindeki egemenlik hakkını tanıyor, Lozan’ın tamamlayıcısı bir sözleşme.

Türkiye’ye sağladığı faydaları tartışmaya açmak bile faydasız.

Montrö’ye göre İstanbul’dan sembolik bir ödemeyle geçme hakkına sahip gemiler paralı kanaldan niye geçsin? İstanbul boğazından geçmek için haftalarca beklemediklerine göre Kanal’a niye yüklü miktarda para ödesinler?

Türkiye’nin bu gemileri kanaldan geçmeye zorlama hakları olmadığına göre ikinci gerekçe de gerçeğe dayanmıyor.

SUVEYŞ VE PANAMA’DAN NE EKSİĞİMİZ VAR?

Bir diğer gerekçe de Panama ve Süveyş kanallarından para kazınılması…

Kanal İstanbul’u savunanlar Panama ve Süveyş kanallarından para kazınılıyor, bizim kanalın onlardan en eksiği var, niye Kanal İstanbul para kazanmasın?

Panama kanalı, gemileri Güney Amerika’yı dolaşmaktan, Süveyş kanalı da Afrika kıtasını dolaşmaktan kurtarıyor. Bu iki kanal, yolu binlerce kilometre kısaltarak zaman ve para tasarrufu sağlıyor. Kanal İstanbul ise binlerce kilometre yol ve zaman tasarrufu sağlamıyor? Aksine yolu 15 kilometre uzatıyor ve geçişi pahalı hale getiriyor.

Gemilere zaman ve para avantajı sağlamayan aksine artıran bir kanaldan gemiler niye geçsin?

Bu gerekçe de gerçeğe dayanmıyor.

MONTRÖ’DEN İYİ OLUR GEREKÇESİ

Montrö Türkiye’ye bir şey sağlamıyor gerekçesi ise gerçekten en uzak gerekçe..

Montrö Boğazlar sözleşmesi  Karadeniz ve Akdeniz’de  askeri dengeler açısında Türkiye’ye tam yetki tanıyan bir sözleşme.

Çok yazılıp çizildiği ve anlatıldığı için tekrar etmeye ihtiyaç yok…

Rusya’nın Akdeniz’e, ABD’nin Karadeniz’e dev filolar geçirmesini önleyen ve boğazların denetimini Türkiye’ye veren bir sözleşme olduğunu anımsatmak yeterli.

GERİYE KALAN İKİ GEREKÇE

Geriye iki gerekçe kalıyor.

Birincisi Kanal etrafında rant yaratmak ve bu rantı yatırım yapanlar için büyük kazançlara çevirmek…

İkincisi ileride ABD’nin işine yarayacak  Montrö’de bir delik açmak…

Geriye kalan iki gerekçenin de Türkiye’nin ulusal çıkarlarıyla hiçbir ilgisi yok.

Aksine, Türkiye’nin ulusal çıkarlarına aykırı iki gerekçe…

Bu nedenle Kanal İstanbul’un acilen yapılmasını gerektiren bir durum yok…

“Vizyon sahibi” tercihen Katarlı Arap ve Türk girişimcilerin gayrimenkul rantı ve ABD çıkarı hariç…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi