Ayşenur Arslan

Ayşenur Arslan

İsmailağa Cemaati: Murat Kurum 10 Points!

Murat Kurum’un İBB başkanlığına adaylığı açıklandıktan sonra Saray medyası aynı manşetle çıktı: “İstanbul Murat’ına kavuşacak.”
Adını hatırlamadığım bir köşeci de bu hayalin heyecanıyla olsa gerek, muhalif kesime seslendi:
“AK Parti İstanbul’da aday bulamıyor diye yırtınanlar Murat Kurum’un ismi açıklandıktan sonra şişmiş midir acaba?”
AKP açısından ADAY BULAMAMA gibi bir ihtimalin söz konusu olmaması bir yana.. Murat Kurum isminin (Tevfik Göksu dışında) kimi neden şişireceğini anlayamadım.
Kaldı ki gerçek adayın kim olduğunu cümle alem biliyor!
Öyle ya! Daha ilk günden, Erdoğan’ın İstanbul’a -hani Bahçeli’nin önceki yerel seçimde atamadığı- MİTİLİ atacağı konuşulmaya başlandı. Anlayacağınız, AKP’nin İstanbul adayı yine Erdoğan!
Murat Kurum ise, nedense yüzüne oturmayan gülümsemesi ile sokak sokak gezecek.. “Herkese çorba” vaat edecek. Elbette bir de, 6 Şubat depremi sonrasındaki yerine getiremediği “1 yılda her depremzedeye ev” vaadini ısıtacak.. İstanbul’da depreme karşı şu kadar bin evin güçlendirileceğini falan anlatacak.
TOKİ’de müdürlükten Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na giden yolda, bunları yapmak için illa İBB başkanı mı olması gerekiyordu? İktidarın o güçlü koltuğunda otururken elini tutan mı olmuştu? Bilmiyoruz.
Ancak, çok tuhaf bir şeyi biliyoruz.

*. *. *

Anlatacağım şeyi biliyor olmamız, İsmailağa Cemaati’nin Fıkıh Kurulu adına açıklama yapılmış olmasından.
Fıkıh Kurulu üyesi Ahmet Polat, faiz meselesi kendilerini rahatsız ettiği için TOKİ yetkilileri ile konuştuklarını.. Hatta -kendi ifadesiyle- yetkilileri “ÇAPRAZ SORGUYA“ aldıklarını anlattı:
“Yetkililere ‘faiz ibaresini lütfen kaldırın’ diye tembihte bulunduk. TOKİ’nin bu ismi kullanması yanlıştır ama işleyiş HELAL BİR MODEL. Giderken önyargı içindeydik. Ama sorduğumuz sorular o kadar açık bir cevapla döndü ki bize, hoşumuza gitti ve sevindik. Bunu bilerek veya bilmeyerek yaptılar ama burada kesinlikle faize girme gibi bir durum yok.”
İşte o görüşme ve çapraz sorgu sonrası İsmailağa Cemaati “TOKİ FETVASI” verdi.

*. *. *

Bu meselede kim kime yalan söylüyor bilmiyorum. Ancak belli ki Cemaat ve TOKİ’nin içinde yer aldığı sistemin başındaki bakan Kurum, bir noktada buluşmuş. Kanıtlayamam ama yemin edebilirim: Yüzbinlerce oyun geleceği bir yerden tavuk da kaz da esirgenmemiş.
Yerel seçim kapıya dayanınca o kazlar, tavuklar pişmez mi! Oylar sandıktan önce cebe atılmaz mı!
Diyeceksiniz ki, Cemaat zaten Erdoğan’ı seviyor, destekliyor. Bu fetva açıklamasının ne önemi olabilir?
Yakın tarihimiz bize şunu defalarca gösterdi: Tarikatlar, cemaatler, aşiretler hep sağ ve mümkünse İslamcı partilerle işbirliği yaptı. Elbette kamuda kadrodan pekçok ayrıcalığa kadar “hediyeler” karşılığı. Eğer hediyeleri beğenmemişse her zaman yedekte duran bir başka sağcı / islamcı partiye yöneldi. Genellikle son anda “iki taraf da ikna edildi”!
Daha uzak tarih ise, bunun gerçekleşmemesi halinde Saray’ın başına gelenleri yazar: Mesela bahşiş alamayan veya aldığını az bulan yeniçerinin “kazan kaldırdığını”.. Yani yemek kazanını devirerek padişaha isyan “mesajı” verdiğini..
Ya bugün?
İsmailağa Cemaati de bahşişini beğenmezse “oy verecek başka aday mı yok” der mi! Der!

*. *. *

Zaten şu sıralarda Gazze ya da hilafet bahanesiyle bilumum cemaatler, radikal dinci yapılar sokağa dökülüyor ya.. Seçim Takvimi niyetine izliyoruz!
Gerçi Menzil, şeyhleri öldükten sonra parçalandı. Mirasçıları birbirine düştü. O yüzden şimdilik ön planda değil. Ama, “tarikatın her parçası” ile ayrı ayrı görüşülüp taleplerin alındığına emin olabilirsiniz.
Talepler deyince, elbette ilk sırada menkul / gayrimenkul pazarlıkları geliyordur:
Yeni bir hastane, yeni bir televizyon.. Hatta -neden olmasın- banka.
İkinci sırada ne gelebilir?
Hadi yazının tam burasında bir durun! Kendi adınıza bir tahminde bulunun.
Şuraya bir ESSSSSSSS bırakayım.
Sonra devam edelim!

*. *. *

Tahminlerinizin benimle çakıştığından eminim: “KADIN VE AİLE KONUSUNDA RADİKAL BİR TUTUM VE UYGULAMA.”
Murat Kurum adaylık açıklaması sonrası ekibiyle kameraların karşısına geçip vaatlerini sıralarken “Bu hareket bir kadın hareketidir” dedi.
Ekipte tek bir kadın olsaydı, bu sözler komik kaçmayacaktı. Ama ilaç için tek bir kadın yoktu.
Şaşırmadık!
Cumhur İttifakı bileşenlerinin.. Artık arka bahçeye sığmayan tarikat ve cemaatlerin kadın ve aile konusundaki görüşlerini zaten biliyoruz.
Sırada, kız çocuklarının daha ilkokul düzeyinde onlara teslim edilmesi için seferberlik var. Perdesini açmanın yasak olduğu yatılı medreselerde yetişecek bir neslin hayali var.

basi-acik-seytan-kadinlar-679748-5-1.jpg

Bu çizimler Milli Eğitim Bakanlığı’nın birkaç yıl önce öğretmenler için hazırlattığı kitaptan. O hayalin somut hali! Başı açık anneden “şeytan görmüş gibi” korkan çocukla, başörtülü anneyle kızının sevgi dolu kucaklaşması.
Yerel seçimler.. Özellikle de İstanbul seçimi, aslında böyle parametrelerle, “laiklik mi şeriat mı” sorusunun gölgesinde cereyan edecek.
Hiç kuşkusuz merkezi idare, yani iktidar değişmedikçe laikliği muhafaza iyiden iyiye güçleşecek.
Yine de, iktidarın kontrolünden kurtarılabilen yerel yönetimler, maddi - manevi topluma kattıkları ile bu ülkeye cesaret verecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşenur Arslan Arşivi