IMF’nin sık görünür olması iyiye işaret değildir

Ankara’da bulunan Uluslararası Para Fonu (IMF) heyetinin CHP’den Faik Öztrak ve İYİ Parti’den Durmuş Yılmaz’la görüşmesine iktidar sert tepki gösterdi. Hazine  ve Maliye Bakanlığı  açıklama yaparak,  bu görüşmeyi uygun bulmadıklarını IMF heyetine ilettiklerini duyurdu. İktidar sözcüleri CHP’yi IMF ile gizli görüşme yapmakla suçladılar.

Önce şunu söylemek gerekir ki, IMF heyetinin, muhalefet milletvekilleriyle görüşmesi ilk kez olmuyor.  IMF’nin parlamenterlerle sözleşmesinde öngörülen bir durum. 

IMF, iktidarla görüştüğü gibi ihtiyaç duyduğunda muhalefetle de, akademi dünyasıyla, iş dünyasıyla da  görüşmeler yapıyor. Ülke ekonomisi hakkında onların görüşlerini de dinliyor. Bunun örnekleri daha önce başka ülkelerde yaşandığı gibi Türkiye’de de yaşandı. 

İkincisi, IMF heyetinin görüştüğü muhalefet milletvekillerinin ortak bir özelliği var. Faik Öztrak eski Hazine Müsteşarı, Durmuş Yılmaz da eski Merkez Bankası Başkanı. Her iki isim de devlet ekonomi yönetiminde en üst düzeyde görev yapmış, sorumluluk üstlenmiş uzman isimler, eski teknokratlar.

Bu nedenlerle iktidarın Öztrak ve Yılmaz yapılan görüşmenin bir siyasi komplo gibi sunması doğru bir yaklaşım değil.

NEDEN GÖRÜŞTÜ?

İktidarın bir hatalı tutumu da IMF heyetinin Türkiye’ye sanki muhalefetle görüşmeye gelmiş ve muhalefetin talebiyle bu görüşme yapılmış gibi yorumlar yapması. IMF heyeti esas itibariyle Hazine ve Maliye Bakanlığı ile “4. Madde görüşmeleri”ni yapmak üzere geldi ve bu görüşmeleri de yaptı. Bu rutin bir iş. Durum böyleyken IMF heyetini muhalefetin talebi üzerine Ankara’ya gelmiş ve muhalefetle bir dizi görüşmeler yapmış gibi eleştirmek gerçeği yansıtmıyor.

İktidarın asıl üzerinde durması gereken konu IMF heyetinin böyle bir görüşmeye ihtiyaç duymuş olması. İktidar, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile görüştükten sonra bir de bu konuda daha önce görev üstlenmiş muhalefet milletvekilleriyle de görüşmeye neden ihtiyaç duydu? Görüşme talebi IMF heyetinden geldiğine göre iktidar IMF heyetinin hazinedeki görüşmelerden tatminolup olmadığını sorgulamalı. 

EKONOMİ İYİYSE SORUN YOK

Bu görüşmeden sonra iktidar sözcüleri Türkiye’nin “IMF defteri”ni kapattığını, IMF’yle işimiz olmadığını da açıkladılar.

Türk ekonomisi iyi gidiyor ve IMF ile bir daha anlaşma yapmaya ihtiyaç görmüyorsa, elbette ortada bir sorun yok demektir. Bu Türkiye ekonomisi açısından memnuniyet verici bir durumdur. Böyle bir durumda da IMF’nin muhalefetle veya başka uzmanlarla görüşmesinin iktidar açısından rahatsızlık verici bir yönü olmaması gerekir.

IMF zaten muhalefetle bir anlaşma yapamaz. Muhalefetle ortak bir proje geliştiremez. İktidarın da buna ihtiyacı yoksa sorun haline getirmemesi gerekir.

UMARIZ İHTİYAÇ OLMAZ

IMF ile çalışmak hiçbir ülke için tercih edilen bir durum değildir. Bir ülkenin IMF kredilerine ve reçetelerine muhtaç hale gelmesi, o ülke halkı için iyiye işaret değildir. IMF ekonomisi krize girmiş, borçlarını ödeyemez hale gelmiş ülkelere karşılıksız kredi veren bir kurum değil. Aksine verdiği kredi dahil, o ülkenin Batı ülkelerine veya finans kurumlarına borçlarını ödemesini garanti altına almak için reçete yazan bir kurum. Krediyi bu reçeteye uyulması karşılığında verir ki, bu o ülke vatandaşları için hayırlı bir iş değildir.

IMF reçeteleri vatandaş için kemer sıkma anlamı taşır. Ücretler düşer, sosyal yardımlar kısılır, sosyal devlet rafa kalkar, bütçe öncelikleri dış borç ödemeye göre düzenlenir, elde edilecek tasarruf öncelikle borç ödemeye yönlendirilir. Bu nedenle IMF reçetelerine “vatandaşa acı ilacı içermek” olarak nitelendirilir.

Umarız Türk ekonomisi bir daha IMF’ye muhtaç hale gelmez. İktidarın özenmesi gereken de ekonomiyi tekrar IMF’nin kapısını çalacak biçimde kötü yönetmemek olmalıdır. Yoksa, IMF görüştü diye muhalefeti sorumlu tutmak, komplo kurmakla suçlamak değil.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi