İsmail Saymaz
Hani AKP’nin miadı dolmuştu Teğmen Çelebi?
Mehmet Ali Çelebi’nin birlikte hareket ettiği iki milletvekiliyle 10 Aralık 2020 günü Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) sunduğu ültimatom niteliğindeki mektup şu cümleyle başlıyordu:
“AKP’nin miadı dolmuştur.”
CHP’yi ele geçirdiğini söyledikleri 10 Aralık Hareketi'ne karşı 29 Ekim Gücü adlı hizibi kuran Çelebi ile Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy ve Yalova Milletvekili Özcan Özel, mektuptan 40 gün sonra CHP’den ayrıldı. Aynı üçlü Memleket Partisi’nin kuruluşuna katıldı. Ancak Çelebi, şubatta Muharrem İnce’den de koptu.
Zafer’e söz verdi, gitmedi
Çelebi ile İyi Parti’den ayrılan Balıkesir Milletvekili İsmail Ok ve İsmail Koncuk zaman içerisinde yakınlaştı. Birlikte davranan üç milletvekilinin Atatürkçü parti kuracakları iddia edildi. Ancak Ok, sürpriz bir kararla AK Parti’ye katılırken, Koncuk İyi Parti’ye döndü.
Çelebi ise Zafer Partisi’ne yöneldi. Zafer lideri Ümit Özdağ ile üç kez yemek yiyen Çelebi, “Mayıs ayında partiye katılıyorum” diye söz verdi. Gel gör ki, Ok’un önayak olmasıyla AK Parti ile ilişki kurdu.
Geçen hafta AK Parti ile el sıkıştı
Çelebi 3-4 gün önce bir AK Parti grup başkanvekiliyle görüştü. Görüşmede AK Parti’ye katılmaya “Evet” diye yanıt verdi.
Dün temas kurduğum AK Partili üst düzey bir yetkili, Çelebi’nin gelişini doğruladı.
“Siz mi davet ettiniz, Çelebi mi katılmak istedi?” diye sormam üzerine AK Partili yetkili “Birlikte değerlendirdik” dedi. AK Partili yetkili, Çelebi’nin katılımı için şunları söyledi:
“Mehmet Ali Bey ile CHP’deyken de görüşüyorduk. CHP’nin Atatürkçü çizgisiyle ilgili şikayetlerini dile getiriyordu. Mehmet Ali Bey’in durduğu yer aynı yer. Siyasete girerken, belli parametrelerde net tavrı ve duruşu vardı. Zaman içerisinde CHP’nin böyle bir parti olmadığını gördü. Daha iyi umutlarla Muharrem İnce ile bu işi değerlendirdi ama olmadığını gördü. O gün ne söylediyse bugün de onu söylüyor. Değişen Mehmet Ali Bey değil, onu vekil yapan partiler. Tabi ki Mehmet Ali Bey tarzı duruşu olan insanların, devletçi, milliyetçi, Atatürkçü, FETÖ düşmanı kişilerin duracağı yer Cumhur İttifakı’dır. Bundan daha doğal bir şey olmaz. Mehmet Ali Bey tarzı kişilerin katılmasından şeref duyarız.”
Çelebi, AK Parti’nin kuruluş yıldönümü olan 14 Ağustos günü partiye katılabilir.
‘Çabuk unutanlara önemli bir hatırlatma’
Gazeteci arkadaşım Barış Yarkadaş’ın geçen akşam TV 100’de AK Parti’ye geçeceğini duyurması üzerine Çelebi, geç saatlerde bu gelişmeyi doğrulayan tweetler attı.
Örneğin, şöyle yazdı:
“Çabuk unutanlara önemli bir hatırlatma:
Sayın Cumhurbaşkanımız 15 Temmuz’da direnmese ben dahil kumpaslarda yargılanan istisnasız herkes ölüm listelerindeydi. Türkiye’nin binlerce önemli ismi bugün hayatta olmayacaktı. Hepimiz katledilmiştik.”
‘Çabuk unutanlar’ listesi yapılsa sanırım ilk sıraya Çelebi’nin adı yazılır.
Çelebi, 20 ay önce bizzat yazıp CHP’ye gönderdiği “Cumhuriyetimizin 100. Yılında İktidara: Güçlü CHP İçin Politik ve Demokratik Hat’ başlıklı üç sayfalık mektubunu bile çok çabuk unutmuşa benziyor. “AKP’nin miadı dolmuştur” diye başlayan bu mektup, salt CHP’ye ilişkin eleştirileri içermiyor. İktidara yönelik sert ifadeler var.
Örneğin:
“Türkiye’nin şu an yaşadığı en yakıcı sorun ekonomidir, yoksulluktur, işsizliktir, açlıktır.”
Çelebi’ye sormak isterim: En yakıcı sorun değişti mi?
Ekonomi düzeldi mi?
Yoksulluk bitti mi örneğin?
İşsizlere iş, açlara aş mı bulundu?
Çelebi, bu cümlenin devamında CHP’ye salık verdiği kamucu-halkçı ve bölüşümcü ekonomiyi acaba AK Parti için de öneriyor mu? Düşüncesini Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin ışıldayan gözlerine bakarak tekrar edebilir mi?
Çelebi, mektubunda şöyle yazıyor:
“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in tüm özellikleri, yeni Anayasa’nın temel esasları vakit kaybetmeksizin halka anlatılmalıdır.”
Çelebi, yeni partisinde de Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi savunacak mı? Yoksa parti değiştirmeye karar verirken, yıllardır itiraz ettiği tek adam sistemine ilişkin düşüncelerini değiştirdi mi?
Hele hele şu satırları hatırlatmamak olmaz:
“Tek adam yönetimi algısı en ufak kırıntısına kadar partimizde yok edilmeli…”
Çelebi, bu önerisinin AK Parti’de hayata geçirmesi için çabalar diye düşünüyorum. Hiç değilse, rozetini takacak olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan, CHP’de hayat bulmayan (!) demokratik reformları AK Parti’de ve devlette uygulamasını isteyecektir. Yoksa Çelebi, tek adam yönetiminin, Mavi Vatan gibi, Türkiye’nin bekası için gerekli olduğuna mı inanıyor artık?
Berkin’i sildi
Bu arada, Çelebi’nin iktidarı eleştiren yaklaşık 5 bin tweetini sildiği gün yüzüne çıktı. Temizledikleri arasında Gezi Parkı’nda ölen Berkin Elvan’a dair paylaşımlar da var. Berkin’i silen Çelebi, sanki bir çocuk diğerinin rakibiymiş gibi, PKK tarafından şehit edilen Eren Bülbül ile ilgili paylaşımını ise sabitledi.
Yazık.
Gerçekten yazık!
Çelebi, Ergenekon ve Balyoz’da tutuklanan diğer subaylardan daha üstün askeri yeteneklere sahip olduğu için milletvekili olmadı. Aksine O, en düşük rütbeliler içindeydi. Tutuklandığında, 24 yaşındaki genç bir helikopter pilotuydu.
Gözaltındayken cep telefonuna numaralar yüklenmesini muhalifler asla unutmadı ve affetmedi. Bu hukuk tanımazlık, Çelebi’yi toplumun gözünde sembol hale getirdi.
Çelebi, milletvekili olabildiyse, hiç unutmasın ki Ergenekon ve Balyoz’daki diğer sanıkların çektiği bütün çilelerin referansıyla ve yarattığı saygıdeğer krediyle olabildi. Bu krediyi, bir dönem daha milletvekili olabilmek için ‘davaların savcısına’ bozdurmak, Silivri’nin genç teğmenine yakışıyor mu? Silivri’nin içinde ve dışında direnenlerin taktığı rütbeleri Beştepe’de kendi elinle sökmeye değer mi?
Diyelim ki Silivri’nin, Hasdal’ın ve Sincan’ın hatrı yok.
Vefa da mı yok?
CHP lideri, Ergenekon Davası ile ilişkilendirilmeyi göze alarak Çelebi’nin cezaevinde kıyılan nikah töreninde şahit olmayı kabul etti. Ardından Kılıçdaroğlu, Çelebi’yi milletvekili yaptı. Çelebi, siyasi vefasızlık müzesinde, Metin Feyzioğlu’nun yanında kendi heykelini yontuyor. Biraz ötede Savcı Sayan’ın heykeli gülümsüyor.
AK Parti’ye katılacaksa, ki öyle görünüyor, şu soruya bir yanıt vermeli:
Hani AKP’nin miadı dolmuştu Teğmen Çelebi?
Yirmi ayda ne değişti?
Bir AK Parti yöneticisi: Çelebi’nin faydası olmaz, zaten Perinçek var
İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi’nin bütün AK Partilileri sevindirdiği söylenemez. Çelebi’nin katılımını siyaseten faydasız bulanlar da var. Örneğin, görüştüğüm AK Parti’nin üst düzey bir yöneticisi de bu görüşte.
AK Partili yetkili şöyle diyor:
“Şu an toplum ekonomiyle ilgili. Ekonomiyi toparlamazsak 50 Çelebi gelse ne olur? Mutfakta yangın var. Makyajla toplarlanacak durumumuz yok. Delik büyümüş. Yama bile icabında yetmez. Yüzde 50’yi kazanmak için 10 puanlık açık görünüyor. Açığı nasıl kapatacaksınız? Karşı taraf yüzde 40 civarında. Kilit parti HDP’dir. HDP’yi şeytanlaştıran politikayı doğru bulmuyorum. Oraya ihtiyacımız var. Çelebi’nin siyaseten yarayacağını düşünmüyorum. Zaten Perinçek var yeterince. Bizimkiler karşı cepheden tuğla kopardık diye bakıyor. Antalya’dan bir aldık, Manisa’dan aldık. Ne faydası var? İyi Parti’yi çökerttik mi? İyi Parti büyüyor.”
.
Bozkır'ın eşi ve oğlu Beştepe’de törene katılmış, Erdoğan'la fotoğraf çektirmiş
Necip Hablemitoğlu suikastinin şüphelisi Nuri Gökhan Bozkır, geçen ocak ayında MİT tarafından özel operasyonla Ukrayna’dan Türkiye’ye getirildi.
Bozkır, alınan ifadesinde cinayet öncesi hurdacı kılığında keşif yaptığını ve tetikçiyi cinayet mahalline götürüp saldırı sonrasında evine bıraktığını ileri sürdü. Bozkır’ın iddiaları üzerine soruşturma genişletildi. Emekli Albay Levent Göktaş, bu kapsamda aranıyor.
Bozkır’ın yakalandığını Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye duyurdu.
Erdoğan, şöyle dedi:
“MİT uzunca süredir suikastin zanlılarından olan Nuri Gökhan Bozkır’ın izini sürüyordu. İstihbaratımız bu kişinin Ukrayna’da saklandığını tespit etti. Bu kişi Hablemitoğlu cinayetinin zanlısı olarak hesap veriyor.”
Bozkır, 2015 yılında Şanlıurfa’da soğan yüklü tırlarla patlayıcı madde taşındığı iddiasıyla açılan davada yargılandığı için Ukrayna’ya kaçmıştı. Silah ticareti ile suçlanan Bozkır, Türkiye’nin çıkardığı Kırmızı Bülten üzerine Kiev’de üç ay tutuklu kalmıştı. Ev hapsi tedbiriyle bırakılmıştı.
O aranırken, Ukraynalı eşi Aleksandra ile oğlu L.’nin Türkiye’de olduğu ve 13 Mart 2018’de Beştepe’de gerçekleştirilen Türkiye Diyanet Vakfı’nın organize ettiği 4. Uluslararası İyilik Ödülleri törenine katıldığı anlaşıldı.
Bu törende Bozkır’ın oğlu L.’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’a hediye verdiği görülüyor. Bozkır’ın küçük oğlu L. ile Erdoğan çiftinin şakalaştığı ve birlikte fotoğraf çektirdikleri görülüyor.
Tabi ki Aleksandra Bozkır’ın eşinden, oğlunun da babasından ötürü suçlu olduklarını iddia etmiyorum. Ancak Bozkır’ın eşinin ve oğlunun hangi sıfatla törene davet edildiği anlaşılır gibi değil. Bozkır ailesine yapılan bu ‘iyiliğin’ bir izahı olmalı!
.
YDS Arapça’da da şaibe iddiası var
KPSS’de yöneltilen birkaç sorunun Yedi İklim adlı dershanenin soru kitapçıklarındakilerle ortak ve benzer olduğu iddiası üzerine Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanı Halis Aygün görevinden alındı. Ayrıca KPSS de iptal edildi.
Bu arada, geçen nisan ayında yapılan Yabancı Dil Sınavı / 1 Arapça bölümündeki soruların bir kısmının AKDEM Yayınları’nın kaynaklarındaki sorularla örtüştüğü iddia ediliyor.
28 Ağustos’taki YDS sınavının sorularını hazırlayan komisyon üyelerinin, önceki komisyondakilerle aynı kişiler olacağı savunuluyor.
Statüsü yüksek devlet kurumlarına personel alımında YDS’nin kullanılması, bu sınavları daha öncelikli hale getiriyor.