Ayşenur Arslan
Geliyor Gelmekte Olan da
Siyaset sahnesinden önce medyanın fotoğrafına bakıyorum. Ne yapayım! Bir açıdan mesleki deformasyon! Öte yandan medyaya bakıp Saray’dan nelerin servis edildiğini anlayıveriyorsunuz .
Ama iş sonunda soytarılığa vardı. Saray medyası, 50 yılda neler neler görmüş bana bile “yok artık” dedirtti. Cumhur Biraderler neylerse iyi eder dediklerini biliyoruz, ama bu kadarı da pes kere pes!
Yakın zamana kadar “DEM kapatılsın, kapatılmazsa AYM kapatılsın” diyen Bahçeli DEM’in ayağına gidip el sıkacak. Malum medya hiiiiç şaşırmayacak. Şaşırmak ne demek! Bahçeli’den bir barış havarisi yaratacak.
“Öcalan gelip Meclis’te konuşsun” deyince şöyle bir frene basılacak.. Da! Konunun neresinden tutacağını bilemeyenlere Ahmet Hakan yolu gösterince içler ferahlayacak:
“Acaba ‘Öcalan’ın Meclis’te konuşturulması’ projesi, üzerinde uzun boylu çalışılmış bir devlet projesi değil de Devlet Bahçeli’nin İYİ NİYETLİ BİR GİRİŞİMİ olabilir mi?”
Ahmet Hakan da iyi niyetlidir, bilirsiniz. “Olsa olsa bundandır” demiş.
Ah bir de o sözlerin hemen ardından Öcalan’ın tecridi kalkıp, bir de mesaj göndermesi sağlanmasaydı.. Projenin “devlete değil Devlet Bey’e ait olduğu” tespiti uyardı.
Heyhat!
*. *. *
Geçen yazımda, “Öcalan’a uygulanan 4 yıllık tecrit sona erer de görüşme sağlanırsa iktidarın / Erdoğan’ın niyetini göreceğiz” demiştim.
Yazımın yayınlandığı 23 Ekim günü evet, görüşme sağlandı. Projenin arkasında iktidarın olduğunu da anladık.
TUSAŞ’a yönelik kanlı saldırıdan sonra bir durduk.. Baktık ki, onca can gitmiş, onca ev yanmış ama “tutumda değişen bir şey yok”!
Kandil bile üstlenmek bir yana “otonom grup işi” deyince..
Hele iyi niyet abidesi Bahçeli teröre lanet okurken konuyu Öcalan’a bağlamaya gerek duymayınca..
Memleketin en kıymetli gazetecileri uçakta Erdoğan’a Öcalan meselesini sormayı unutunca..
Daha ne demeli, bilmem ki!
*. *. *
Böyle dediğime bakmayın. Diyecek çok şey var. Bahçeli kapıyı açtı ya. Gazetecisi siyasetçisi bildiğini ifşa etmeye başladı.
Örneğin, dün gece Gökmen Karadağ’ın konuğu TV5 Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Yılmaz bombayı patlattı.
İddiasına göre Öcalan Projesi aylardır gündemdeydi. Hatta kendisi için Çankaya’da bir ofis tutulacağı bile konuşuluyordu.
*. *. *
İş oraya varır mı? Ya da hangi vadede varır? Göreceğiz.
Ancak şimdiden bir netlik ayarı yapmaya çalışırsak, şunu söyleyebiliriz:
Erdoğan ilk açılımdaki büyük sıkıntıyı hesaba katıp bu kez kat kat daha dikkatli gidecektir.
Dikkatli yürüyecek olan sadece Erdoğan değil elbette. Kürt seçmen de çok tedirgin.
Vanlı iki iş adamının söyledikleri genellenemez belki ama nabzı verir. Diyorlar ki
“Seçmen Erdoğan’a güvenmiyor. Açılımın hemen arkasından yaşanan saldırılar, Kürt siyasetine yönelik 12 Eylül’ü aratmayan baskılar daha çok taze. O yüzden işi sağlam kazığa bağlayacaklardır..”
*. *. *
Bakmayın “memleketin önde gelenlerinden” sayılmadığıma.. Sakalım yok diye mi, yoksa kendini her fırsatta öne atmaktan utananlardan olduğum için mi.. Memleketi bırakın, CHP bile beni yok sayar. (Umarım bu yazı sonrasında aramaya kalkmazlar) Örneğin 12 yıldır Sarıyer’de oturuyorum, 12 yıldır Yazarlar Sanatçılar vs festivaline çağırılmadım.
Yanlış anlaşılmasın. Bu yaştan sonra madalya, davet falan beklemiyorum.
Derdim, anlattıklarıma, yazdıklarıma “ERKEN UYARI” niyetine kulak vermeleri.
Zira özelikle medya ahalisinin “mış gibi” yapıp aptal aptal dolanmasına ve karar vericilerin de o aptallıkların peşinde zaman kaybettirmesine dayanamıyorum.
Başta Bahçeli, siyasetin aniden barış diye sayıklamasına.. Muhalefetin de sisler arasında zar zor seçilen koroya katılmasına dayanamıyorum.
*. *. *
İlk açılım sürecinde Erdoğan ve çekirdek ekibi hazırlıksızdı. Kandil’den gelenlerin üniforma ve silahlarla sınırı geçmelerine, Diyarbakır’a kadar müthiş bir konvoyla gitmesine engel olmadı. Ya da olamadı. Bu kez “daha iyi niyetli” değil ama daha hazırlıklı olduğunu var sayabiliriz.
Ya muhalefet?
Kusura bakmasınlar, muhalefetin -özellikle CHP’nin- ilk tepkisi hazırlıksız olduklarını gösterdi.
Erken uyarıdan kastım bu! İşaretleri göreceksiniz. Erdoğan’ın şifrelerini çözeceksiniz. Her duruma göre birkaç oyun planınız olacak.
Bakın! Çok şiddetli bir kasırga bölgeyi vuruyor. İsrail’in Türkiye’ye saldıracağı masalından değil, her türlü şiddetin sergileneceği bir süreçten söz ediyorum.
Türkiye (yani RTE) Suriye’den Mısır’a bir dizi hayati yanlışla hem insanların hayatına hem de milyarlarca dolara mal oldu.
Şimdi de “tamamen Erdoğan’ın en az bir dönem daha iktidarda kalmasına yönelik” bir proje.. Üstelik yine ABD’nin şablonuna uygun ve desteğine sahip bir proje kapıda.
Buradan gerçek anlamda bir barış üretebilmek de mümkün.. İpleri Erdoğan’ın eline bırakıp, daha karanlık bir yolu izlemek de..