Elektrik iktidarı da çarptı

İktidar kelimenin gerçek anlamıyla faturayı halka kesti.

Zamlı elektrik faturaları vatandaşın, esnafın, sanayicinin belini bükmüş durumda.

Kendi eliyle kendi vatandaşına ve kendi ekonomisine bu kadar ağır darbe vuran başka ülke yoktur.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu birçok vatandaşımız ve birçok esnafımız için ödenmesi mümkün olmayan bu astronomik elektrik faturaları konusunda iktidara “zamları derhal geri alın, bunlar zam değil Saray soygunudur” diye tepki gösterdi.

İktidarda herhangi bir kıpırdanma olmayınca da çektiği video ile “zamlar geri alınıncaya kadar bundan sonra gelecek faturaları ödemeyeceğim” duyurusu yaptı. Kılıçdaroğlu, vatandaşa “siz de ödemeyin” çağrısı yapmadı ama “ben ödemeyeceğim” demesinin sembolik değeri yüksekti. Kılıçdaroğlu, Gandivari bir pasif deriniş örneği vererek, iktidarı köşeye iyice sıkıştırdı. Zaten elinde elektrik faturalarıyla sokağa çıkıp protesto eden vatandaşlar bu haksız ve orantısız zamlar nedeniyle iktidarı sıkıştırmaya başlamıştı.

Nasıl ödesinler?

Kılıçdaroğlu’na “fatura ödemeyeceğim” kararı aldıran, vatandaşın bu faturayı zaten ödeyemeyecek durumda olması.

Aylık 120 lira elektrik faturası gelen eve zamdan sonra 280 lira elektrik faturası geliyor. Zamdan önce 400 lira gelen eve zamdan sonra 1000 lira fatura geliyor.

Kılıçdaroğlu esnaftan da örnekler verdi.

“Kahvehane… Elektrik faturası Aralık’ta 6 bin, Ocak’ta 28 bin lira. Fırın… Ekim’de 203 bin lira, Ocak’ta olmuş 755 bin lira… Nasıl ödeyecek esnaf bunu? Maliyete yansıtsa kim alacak o ürünü? Kim yaptı bu zammı? Bay Kemal mi yaptı yoksa?”

Zamdan önce 6 bin lira elektrik faturası gelen kahvehane 28 bin liraya çıkmış faturayı nasıl ödeyecek?

Fırın sahibi de öyle.

Birçok esnafa gelen elektrik faturası dükkan kirasından fazla. Bu durum vatandaşlar için de geçerli. Elektrik ve doğal gaz faturalarının toplamı kirayı fazlasıyla aşıyor.

Yükle vatandaşın sırtına

İktidarın yanlış ekonomi politikaları ve hesapsız israfının cezasını vatandaş çekiyor. Hazinenin dibini sıyırınca vatandaşa vergi salan iktidar, özelleştirdiği kamu hizmetlerinin artan maliyetini de zamlarla vatandaşa ödetiyor. Özelleştirme şirketlerinin kârını gözetiyor ama vatandaşın geçimini gözetmiyor.

Bir elektrik faturasındaki kalemleri çözmek uzmanlık gerektiriyor. Faturayı artıran ve vatandaşla ilgisi olmayan birçok kalem var. Bunların başında KDV geliyor. İktidar, elektrik faturalarındaki KDV’yi yüzde 1’e indirerek veya kaldırarak vatandaşın yükünü azaltabilir.

Dağıtım şirketleri elektriği devletten 32 kuruşa alıp 1.37 kuruşa satıyorlar. İyi iş. Ayrıca faturalardaki “kayıp kaçak” kalemi neden var? Elektrik hatlarındaki kayıptan vatandaş sorumlu değil. O sorumluluk işi almış olan şirketin sorumluluğu. Taahhüt ettiği gibi hatlara yatırım yapacak ve elektrik iletilirken meydana gelen kayıpları önleyecek. Tabii yatırım yapmak maliyet demek. Onun yerine kayıpları vatandaşın faturasına yükleyip geçiyor.

Kaçak tutarını da vatandaşın ödemesi haksızlık. Kaçak elektrik kullananların elektrik faturasını niye kendi faturasını düzenli ödeyen vatandaş ödesin ki? Kim kaçak elektrik kullanıyorsa, onun saptanması ve faturanın tahsil edilmesi de yine şirketin sorunu? Bu uygulama ile düzgün vatandaş cezalandırılmış oluyor.

Benzine dört içinde yüzde 97, motorine yüzde 107, LPG’ye yüzde 67 zam yapıldı. Zamlar dolardaki artışa bağlanıyor ancak aynı sürede dolardaki artış yüzde 50 oranında gerçekleşti.

Dolardaki artışın maliyetlere yansıdığı biliniyor ancak bu yansımanın dolardaki artıştan fazla olmaması gerekir. Kaldı ki dolardaki artış da iktidarın faiz takıntısından kaynaklanıyor. Enflasyonun altında faiz belirlemenin doğru politika olduğunu hâlâ savunan iktidar, bu yanlış politikasının yarattığı maliyeti vatandaşın cebinden çıkarmaya çalışıyor.

Faturası iki misline, iki buçuk misline, üç misline çıkan vatandaşı ve esnafı elektrik çarptı.

Ancak çarpılan sadece vatandaş değil.

Vatandaşın gösterdiği tepkiyle elektrik iktidarı da çarpmış görünüyor.

Şimdi iktidar bu elektrik çarpmasından kurtulmak için zamlı faturayı indirmenin yollarını arıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi