Sinem Fıstıkoğlu
A.Gücü Sahasını Kapatsan Ne Olur Kapatmasan Ne Olur
İlk defa bir yazıya başlayacak cümleyi bulamadım. Öyle usta bir kalem değilim. Belki ondan. Belki de gördüklerime inanamayıp, nererden, nasıl başlayacağımı bilmediğimden. Sonunda bu da oldu! Her gün ekranlarda, gazetelerde gördüğümüz şiddet olaylarının en son örneğini yeşil sahalarda gördük.
Dün akşam oynanan Ankaragücü-Çaykur Rizespor maçının sonunda Ankaragücü kulübünün başkanı olacak Faruk Koca isimli şahıs, depar atarak sahaya daldı ve karşılaşmanın hakemi Halil Umut Meler’e yumruk attı.
Maç içindeki kararlarını beğenmediği FİFA kokartlı hakemi bir yumrukta yere seren başkan hızını alamadı, sahaya daldığı iki üç çapulcuyla, yerde yatan hakemi tekmelemeye başladı. Araya sahayı henüz terk etmemiş olan futbolcular girmese linç edecekler Halil Umut Meler’i.
Gözbebeklerim büyümüş halde ekrana bakarken, aslında bu hale nasıl geldik diye düşünmeden edemedim. Nasıl mı geldik? Göstere göstere geldik. Geliyorum dedi bu skandal. Bu ülkede her kuruma, iliklerine kadar müdahale eden siyasal iktidar, futbola el atalı aslında çok uzun zaman oldu.
Futbolu çok seven Cumhurbaşkanımız, öyle atamalar yaptı ki futbolun atardamarlarına işte bugünkü manzara çıktı karşımıza. Bu Rocky özentisi başkan, bu hadiseden sadece bir kaç ay önce yine bir maç sonrasında “Bana bakın, bir daha Ankaragücü aleyhine hata yapılırsa, ne yapacağımı o zaman görürsünüz” diyerek yapacaklarını ilan etmiş zaten.
Siyasal iktidardan aldığı güçle 'ayağınızı denk alın' diyerek alenen tehdit ediyor insanları. Dediğini de yapıyor. Beğenmediği ilk hakem kararında şak diye yapıştırıyor hakemin gözünün üzerine yumruğu.
Blraz daha geri gidelim. Bir kaç sezon önce oynanan Çaykur Rizespor-Galatasaray maçından sonra yine bizzat Cumhurbaşkanına yakınlığı ile tanınan Rizespor başkanı maçın hakemi için “Silahım yanımda olsaydı vururdum” diyor. Hem de kameraların gözünün içine baka baka. Çekinmesi de yok. Neden çekinecek? Kimden çekinecek? Arkasında koskoca Cumhurbaşkanı var. Bir kişi de çıkıp “Kimi vuruyorsun birader, sen kimsin “ demiyor. Diyemiyor.
Kim bu beyler? AK Parti'nin içinde aktif politika yapmış, göstermelik güçlerini de Cumhurbaşkanından alan şahıslar. Bu hakeme yumruk atan şahıs, AK Parti'de milletvekilliği de yapmış üstelik. Sonra da yetti bu kadar siyaset deyip Ankaragücü gibi köklü bir kulübe başkan yapılmış. Sadece başkan atamaları mı yapıyor siyasal iktidar futbolda? Sayın Cumhurbaşkanımızın onayı ve izni olmadan TFF’ye damacana su bile alınamaz. En alt kademeden, en üst kurullarına kadar Türk futbolunu iktidar yönetiyor.
Kimse kusura bakmasın, bu olay sadece bir kulüp başkanının öfke patlaması falan değil. Külahımıza anlatsınlar. Bu, devletin her kademesinde yaşanan liyakatsız atamaların bizi ve ülkeyi getirdiği durumun fotoğrafıdır, rezaletin son perdesidir. Türkiye Futbol Federasyonu'ndan Merkez Hakem Kurulu'na, kulüp başkanlarından teknik heyetlere kadar her birim, herkes sorumludur bu kepazelikten.
Şimdi ne mi yapılmalı? Şu yapılmalı, bir saniye daha boşa geçirmeden ve gözünün yaşına bakılmadan bu ve bunun gibi ADAMLAR derhal futboldan uzaklaştırılmalı, hatta stadın önünden bile geçirilmemelidir.
Dün gece Türk futbolunda kara bir sayfa açıldı. O sayfayı yırtıp atmak istiyorlarsa futbolun içindeki tüm kurullar yeniden yapılandırılmalıdır. Futbolla uzaktan yakından alakası olmayan bu “tiplerin” yerine futbolun ilmini, kitabını okumuş, yazmış, liyakat sahibi insanlara yer vermeye başlanmalıdır. Alt yapısından üst yapısına kadar futbolda yetki gücünü iktidardan değil, bilgisinden ve yeteneğinden alan insanlara teslim edilmelidir.
Yoksa, Ankaragücü’nün sahasını 10 maç kapatsan ne olur, kapatmasan ne olur? 10 puanını silsen ne olur mesela? Hiç bir şey olmaz. Yönetenler bu ve benzeri zihniyetler olduğu sürece bu olayların üzerine koya koya gider, dünyaya da kepaze olmaya devam ederiz.