DHMİ, torpilli yandaşlar için yargıyı bile takmıyor

Esenboğa Havalimanı’nda koruma ve güvenlik görevlisi olarak çalışan Ş.M., 13 Mart 2020 günü Milas-Bodrum Havalimanı’na başmüdür yardımcısı sıfatıyla atandı.

“Helal olsun!” diyenler çıkabilir.

Durun, acele etmeyin.

Altı gün sonra…

Ş.M. aynı havalimanında Havacılık Acil Yardım ve Güvenlik Müdürlüğü’ne getirildi.

Bu tenzili rütbe mi?

Asla!

Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) iki yıldan bu yana 250 kadar torpilli yandaşı ‘Görevde Yükselme Sınavı’ ile gelinebilecek kadrolara hülle yoluyla atıyor.

Torpilli yandaşların terfiisi yargı tarafından iptal ediliyor. Fakat sanmayın ki DHMİ, yargı kararını uyguluyor. Torpilli yandaşlar müdür yardımcılıklarına atanıyor.

Torpil mekanizması

DHMİ, kadrolaşma için Personel Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği’ndeki boşluğu istismar ediyor.

Yönetmeliğe göre havalimanı müdürü ve müdür yardımcılığı pozisyonu sınava tabi değil.

Müdür yardımcılığı için kriter belirlenmemiş.

İdarenin takdirine bırakılmış.

Torpilli yandaşlar bu yöntemle ilk önce havalimanlarına müdür yardımcısı yapılıyor. Sonra da sanki alt bir makama getirilmişler gibi, sınav ve yeterlilikle gelinebilecek şef, mühendis, teknik şef ve şube müdürü görevlerine atanıyorlar.

‘Bankamatik’ müdürler görev beklerken…

Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) Havacılık Şubesi Hukuk Sekreteri Osman Karaman, 25 atamayı yargıya taşıdı.

Onlardan biri, Ş.M.

Esenboğa Havalimanı’nda koruma ve güvenlik görevlisi olarak çalışan Ş.M., Milas-Bodrum Havalimanı’nda başmüdür yardımcılığına terfi etti. Altı gün sonra Koruma ve Güvenlik Şube Müdürü yapıldı.

BTS, Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi’nde iptal davası açtı.

Mahkeme 30 Kasım 2022’de tayini iptal etti.

Karardan:

“Görevde Yükselme Sınavına tabi bir kadroya sınavsız şekilde gerçekleştirilen atamanın liyakat ve ehliyet ilkelerini işlevsiz bırakarak, hizmetin verimli bir şekilde yürütülmesini engelleyeceği gibi, çalışma barışını da zedeleyeceğinden…”

Ş.M.’nin koruma ve güvenlik görevlisi kadrosuna dönmesi gerekmez mi?

Gerekir.

Ancak DHMİ yargı kararını takmadı ve Ş.M.’yi Esenboğa’ya Nöbetçi Şube Müdürü olarak atadı.

Esenboğa’da şube müdürü eksikliği mi var?

Aksine 5 şube müdürü, 9 şube müdür yardımcısı, 30 uzman, 29 başuzman, 15 araştırmacı ve 27 de müşavir kızağa çekilmiş durumda maaş almaya devam ediyor. Bu bankamatik müdürlerinden bazıların işe gelmemesine bile göz yumuluyor.

Bir örnek de Kayseri’den…

Kayseri Havalimanı’nda şoförlük yapan K.Ö., 9 Eylül 2020’de Malatya Havalimanı’na müdür yardımcısı olarak atandı.

Bu makamda iki gün kaldı.

Malatya’ya gitmedi.

Kayseri Havalimanı’na şef olarak döndü.

BTS, bu kayırmacılığı da yargıya taşıdı. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi tayini iptal etti.

DHMİ, bu kararı da sallamadı.

K.Ö., Kahramanmaraş Havalimanı’na müdür yardımcısı oldu. Başkaları örnekler de var.

Mesela, Destek Hizmetleri Dairesi’nde elektrik teknisyeni olan E.K., Hakkari Yüksekova Selahattin Eyyübi Havalimanı’na; Kahramanmaraş Havalimanı’nda itfaiyeci olan H.Ç., Malatya’ya müdür yardımcısı yapıldı. H.Ç., beş gün sonra Kahramanmaraş’a şef olarak döndü.

İki tayin iptal edilse de…

DHMİ’nin iki yandaşı yine bir müdürlüğe ataması bekleniyor.

Kamu Etik Kurulu kınadı

Kamu Etik Kurulu da DHMİ’nin bu kayırmacılığını tespit etti. BTS’den Karaman’ın şikayeti üzerine kurul, DHMİ Genel Müdürü Hüseyin Keskin’i etik dışı davranmakla suçladı.

Karardan:

“Takdir yetkisinin amacı dışında kullanılması ile bazı çalışanların sınavla gelebilecekleri görevlere yasal zorunluluklar aşılarak getirilmesine ve bu suretle kayırmacılığa yol açmaktadır.”

Keskin, hala görevine devam ediyor.

Ne Kamu Etik Kurulu takıyor.

Ne de mahkeme…

Bütün yargı kararlarına ve uyarılara rağmen torpilli yandaşları müdürlükler ve şeflikler vererek, ödüllendirmeye devam ediyor.

El konulan kitap Selahattin Demirtaş’ın olunca…

Düşünün.

Siz bir hukukçusunuz.

İş yerinizdesiniz.

Kavga ettiğiniz amiriniz sizin yokluğunuzda çekmecelerinizi karıştırıp okumakta olduğunuz Selahattin Demirtaş’a ait romana el koyuyor ve polise haber veriyor. Siz sürülüyorsunuz. Ve bu yetmiyor; kitap Demirtaş’ın olduğu için çekmecelerinizin karıştırılması, özel hayatın gizliliğini ihlal sayılmıyor.

Geçen yıl 8 Aralıkta genç avukat İ.K.’nin öyküsünü yazmıştım.

İ.K., iki yıldır TCDD’de çalışıyor ve Hukuk Müşaviri Vekili E.K. ile aynı odayı paylaşıyor.

İ.K. ile amiri E.K. arasında 22 Eylül 2022’de gerilim yaşandı. İ.K.’ye göre o sabah duruşmayı kaçırdığı iddiasıyla E.K. tarafından azarlandı. İ.K. suçlamayı reddederek, yaşananları müşavire anlatacağını söyledi.

E.K. hakaret edip İ.K.’yi kurumu dolandırmakla suçladı. İ.K. şikayetçi olmak için Alsancak Polis Merkezi’ne gitti.

O, ifade verirken…

E.K., TCDD’nin özel güvenlik görevlisi Ö.K.’yi odaya çağırdı. İ.K.’nin çekmecesini göstererek, “Bak burada Demirtaş’ın kitabı var” dedi. ‘Leylan’ adlı romanı gören Ö.K. “Kişisel alanı karıştırmak suç. Suça karışmak istemiyorum” dedi.

E.K., önce tutanak tuttu. Ardından Terörle Mücadele Şubesi’ni arayarak, polisi çağırdı.

İ.K., olanlardan habersiz, Alsancak Polis Merkezi’nde E.K.’yi şikayet ediyordu. Telefonu çaldı. Telefondaki görevli, TEM’den olduklarını söyledi.

İ.K.’nin daveti üzerine polisler karakola geldi.

Dört yıl önce çıkan ‘Leylan’ hakkında toplatma kararı olmadığı için polis işlem yapmadan geri döndü.

Savcılık soruşturmaya açmaya gerek görmedi.

İ.K. kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde ele geçirilmesinden şikayetçi oldu.

Ancak İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, 18 Ocak’ta kovuşturmaya yer olmadığına hükmetti.

Kararda, çekmece karıştırmanın özel hayatın gizliliğini ihlal niteliğinde olmadığı iddia edildi.

Karardan:

“Şüphelinin, odası değiştirilen şikayetçinin siyasi nitelikte olduğunu düşündüğü kitabı alıp almadığını tespit amacıyla masanın çekmecesine bakmak ve kitabı görünce tutanak düzenletmek biçimindeki fiilinde özel hayatın gizliliğini ihlal niteliğinde bir davranış söz konusu değildir.”

Neden?

Nedeni yazmıyor.

Savcı, “Kitap Demirtaş’ın, o yüzden” diye açıkça söylemiyor!

Kararda bu eylemin, “İdari soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte olduğu” belirtiliyor.

İdari soruşturma demişken…

İ.K., TCDD’nin başlattığı idari soruşturma kapsamında “hukuk müşavirliğinin önerisi ve hizmet gereği” Malatya’ya sürüldü. İ.K., takipsizlik kararına ilişkin, “Artık herkes keresin çekmecesini karıştırabilir” diye düşünüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Saymaz Arşivi