CHP’li Belediyeler alternatif model kurmalıdır

CHP’li belediyeler son günlerde gözönünde hatta gözaltında diyebiliriz. Yerel seçimlerde büyük başarı elde eden CHP’nin başkanlarının ne yapacakları merak ediliyor. Her adımları izleniyor. Kayırmacılık örneği veren birkaç CHP’li başkan sert tepkiyle karşılaştı. Akraba atamaları iptal edildi. Tabii aynı uygulamayı yıllardır sürdüren AK Partili başkanlara fazla dokunan olmadı. Onların yaptığı yanlışlara dokunulmalı, onlar da kamuoyunun dikkatine getirilmeli.

ASIL SORUN

CHP’li başkanların, kamuoyuna yansıyan veya sadece CHP Geenel Merkezi’ne yansıtılan yanlışları düzeltilebilir. Nitekim birçoğu düzeltildi. Bu düzeltmeler işin kolay tarafı. Zor olan ise CHP’nin üstlendiği yerel yönetimlerde neler yapacağı?

CHP’li başkanların asıl sorumluluğu, illerinde bir iktidar modeli kurabilmeleridir. CHP’nin yerel seçimlerde yarattığı merkezi iktidar umudunun gerçeğe dönüşmesi için CHP’li belediyelerin, alternatif bir model kurup, bunu başarıyla hayata geçirmeleridir.

Bu model mutlaka, CHP’nin dar gelirli kesimlerle kuracağı bağı kalıcı kılmalıdır.

CHP çok uzun yıllardır, eğitimli, kentli, kıyı kentlerinde yaşayan, laiklik ilkesi başta olmak üzere Cumhuriyet’in kazanımlarına sahip çıkan bir kesimden oy alıyor. Türkiye’nin görece alt gelir grubuna mensup kesim ise AK Parti’ye oy veriyor. Bu tablo ilk kez 31 Mart yerel seçimleriyle, 23 Haziran İstanbul yenileme seçimlerinde değişti. Büyük kentlerin yoksul kesimleri de CHP’li adaylara oy verdiler.

CHP de bu oyların hakkını vermek için, ulaşım, eğitim ve sağlık alanında, merkezi iktidardan daha iyi ve daha yaygın hizmet üreterek bir iktidar modeli kurabilir.

KAMU HİZMETLERİ

AK Parti, iktidarının ilk yıllarında kamu hizmetleri arasında en fazla sağlık alanına ağırlık verdi. Başlangıçta hastaneler arasındaki farkın ve sevk işleminin kaldırılmasıyla bu alanda büyük destek topladı. Sonradan bu sistem de tıkandı ve sağlık hizmetleri bozuldu. Eğitim alanında ise laik-bilimsel eğitimden uzaklaşıldı. Eğitim sistemi büyük ölçüde FETÖ’ye teslim edildi ve hem kamu hem özel sektörde eğitimin kontrolü FETÖ’nün eline geçti. 

AK Parti’nin başlangıçta başarılı olduğu bir diğer alan ise yoksul kesimden oy almayı başabilmiş olmasıydı. Bu başarıyı sağlayan uygulamaların en önemlisi; belediyeler, dernekler, vakıflar ve kamuya iş yapan şirketlerden oluşturduğu kaynaklarla, yoksul kesimlere temel ihtiyaç maddelerini dağıtmaktı. Bir çeşit sadaka ekonomisi ile oy topladı.

Ekonominin genel finansmanını ise kamu varlıklarını özelleştirerek ve cazip faizlerle yabancı sıcak sermayeyi çekerek sağladı. Ancak, bu kaynağın da sonuna gelmiş görünüyor.

31 Mart yerel seçimleri ile 23 Haziran İstanbul yenileme seçimlerinde muhalefetin gösterdiği başarıda bozulan sağlık ve eğitim sistemi ile sadaka dağıtılan kaynakların tıkanması gerçeğinin büyük payı vardır. Ayrıca belediye kaynaklarının sürekli iktidarın koruması ve yönetimi altındaki vakıf ve derneklere aktarılması, kayırmacılık, ihalelerin aynı şirketlere verilmesi, yeni zenginler yaratılması gibi uygulamalar önemli etken oldu.

Bu koşullarda CHP’li belediyeler tam aksi bir hizmet anlayışıyla yerel iktidarda bir model geliştirmelidir.

YEREL KAMU HİZMETİ

Belediyelerin yol yapımı, ulaşım hizmeti, çevre düzenlemesi, çöp toplaması, karla mücadele gibi geleneksel hizmetlerinin yanısıra halkın temel ihtiyaçlarını karşılama konusunda da alternatif uygulamalar yapması mümkündür.

Örneğin bozulan merkezi iktidar sağlık hizmetlerine alternatif olarak yoksul kesimlerden başlayarak sağlık hizmeti verebilirler. Belediye sağlık merkezleri hatta hastaneler kurarak, ucuz, kaliteli, hastayı müşteri gibi görmeyen bir sağlık sistemi kurabilirler. Anne-çocuk sağlığı konusunda kurs ve gezici hizmetleri yaygınlaştırabilirler.

Keza eğitim konusunda laik-bilimsel temele dayalı eğitim hizmetini yaygınlaştırabilirler.  Öğrenciyi ve ailesini müşteri gibi görmeyen eğitim hizmeti üretebilirler. Okul öncesi eğitim kurumlarının sayılarını artırabilir, mevzuatın el verdiği ölçüde doğrudan veya dolaylı yollarla eğitimi kurumları, sınavlara hazırlık kursları açabilirler.

İktidarın göz ardı ettiği ve etkin çalıştırmadığı kadın sığınma evlerini yaygınlaştırıp etkili hale getirebilirler. Niteliksiz işsiz kesimlere meslek edindirme ve istihdam olanağı sağlayacak eğitim programları yapabilirler.

Merkezi iktidarın her geçen yıl biraz daha daralttığı sosyal devlet ilkesini, yerel düzeyde yaşama geçirebilirler. 

Yoksul kesimin en önemli sorunu olan mutfak ihtiyaçlarını karşılamak üzere, başarılı örnekleri geçmişte görülen tanzim satış mağazaları açarak ucuz gıda satışını organize edebilirler.

Türkiye’de tarikatların hakimiyetine geçmiş öğrenci yurtları sorununun çözümüne katkıda bulunabilirler. Yüksek öğretim için yurtlar yapabilir, öğrencileri tarikatlara mecbur olmaktan kurtarabilirler.

Emek yoğun yatırımlara yönelerek işsizlik sorununu hafifletebilirler.

Keza sokak hayvanlarının bakımı için gönüllüler organizasyonu yapabilir, hayvan sahiplendirme merkezleri kurabilirler.

Gençler için her sempte spor tesisleri yapabilir, kültür evleri açabilirler.

CHP’li başkanların hepsinin uygulayacağı böyle bir model, bir sonraki seçimde CHP ve kurduğu Millet İttifakı’nı iktidara taşıyacak yolu döşeyebilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi