
Ayşenur Arslan
Bu arada Bahçeli nerede?
Aslında tam da bugün MHP’den açıklama geldi. Genel Başkan Bahçeli’nin sağlık durumunun iyiye gittiği ve planlanan sürenin sonunda görevinin başına döneceği söylendi.
“Tam da bugün” demem, anlamışsınızdır, kapısını O’nun açtığı İmralı’dan beklenen kritik açıklamanın bugün gelecek olmasıydı.
Öcalan PKK’ya ne söyleyecek? Sınır ötesinde PYD nasıl bir yol haritası izleyecek.. ABD Orta Doğu’dan elini çekecek mi?
Tarihin hemen her sayfasında toz dumandan geçilmeyen bölge yine karmakarışık!
Bir zamanlar Arafat ile Yitzak Rabin barış umudu yaratmışken Rabin’in suikaste kurban gitmesini hatırlayan kaç kişiyiz acaba?
Hele genç kuşak.. Onların bildiği, bölgede Netanyahu ile Hamas’ın yaktığı ateş.. Ve ABD’nin Gazze’deki çocukların hayatı pahasına o ateşe döktüğü benzin!
Trump şimdi bir yandan Gazze’de “tatil köyü” hayali kurarken, bir yandan Rusya ile elele Ukrayna’ya çökmeye hazırlanıyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski yarın Washington’da beyaz teslim bayrağıyla Beyaz Saray’da olacak. Savaşı bitirip madenlerini ABD’nin ellerine bırakan imzayı atacak. O buluşma öncesinde ABD - RUSYA heyetleri İstanbul’da Amerikan Başkonsolosunun konutunda bir araya geldi. Ziyaretçiler arasında ne Ukraynalılar vardı ne de Türk heyeti!
Erdoğan Suriye ya da Ukrayna masasına oturamadı.. Şimdi hiç değilse -ellerini kirletmeden- barış sayfasını açmaya hazırlanıyor.
DEM İmralı Heyeti o sayfada neler yazıldığını / yazılacağını öğrenmek üzere bu sabah Ada’ya gitti.
Peki Öcalan ne dedi? Kime ne mesaj verdi? Kandil ve iktidar cepheleri o mesajları nasıl yorumladı?
Bu satırları yazarken henüz her şey çok çok yeni ve dolayısıyla bulanıktı.
Bu yüzden değerlendirmeyi yarına bırakıp, başlıktaki soruyu soracağım:
“Sahi, süreci başlatan.. 22 Ekim günü yaptığı çağrıyla Türkiye’yi ve muhtemelen seçmenlerini şaşkına çeviren Bahçeli, bugünkü en kritik noktada nerede? Ameliyatının üstünden, 21 gün geçti. Ancak ne bir fotoğrafını gördük ne de yakınlıklarını bildiğimiz Erdoğan tarafından ziyaret edildi. Elimizde sadece MHP’den gelen üç beş satırlık -hiçbir şey açıklamayan- açıklamalar var.”
Bu “kayıp zaman” o kadar uzadı ki, soru işaretleri yığıldı. Hatta iş “doktorlarının Bahçeli’ye emeklilik tavsiye ettiği” iddiasına kadar geldi.
Başka bir ülkede, siyaset üzerinde bu kadar etkili, iktidar ortağı bir partinin lideri için böyle bir belirsizlik düşünülemez. Durum yazılı açıklamalarla geçiştirilemez.
Umarım Öcalan’a çağrısıyla nasıl bir sürecin başladığını hep birlikte görürüz.
Ancak, demokrasilerde “yurttaşların bilme hakkı” varsa, gerçeği, tüm gerçeği ve yalnızca gerçeği öğreniriz.