İsmail Pehlivan

İsmail Pehlivan

Bir Ana Yüreğinin Çığlığı: “ÇOK KÖTÜ BİR ŞEY OLDU”!

“Beni hor görme gardaşım
Sen altınsın ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben sac mıyım?”
Aşık Veysel
Yıl 1993, aylardan Temmuz’un 2’si, günlerden Cuma…
Kara bulutlar çökmüştü Sivas semalarına.
Turnalar uçmaz olmuştu.
Ozanlar diyarında sessizliğin çığlığı yırtıyordu göğü.
Issızlığın ortasında yükseliyordu alevler.
Kara vicdanlı birileri akın akın geliyordu.
Gözlerinde kan ve kin, dillerinde din.
“Yakın, yakın.. Allah’ın ateşi ne de güzel yakıyor” diye haykırıyor acı dilleri...
Kor ateş kan içindeydi.
Yakan kimdi, yakılan kim?
Ateş kimin ateşiydi?
Yakan kara vicdanlı, kara yürekli, kara yüzlü zındıklar!
Yakılan Hakk aşkıyla ateşe semah duranlardı!
Tam 33 can cayır cayır…
33 Hakk aşığı…
Anadolu’nun aydınlık insanlarını ateşe vermişti; cübbeli, kara sarıklı, kırpık sakallı, kara yüzlü cellatlar…
Canlar semah dönüyordu.
Ay gibi
Güneş gibi
Turna gibi
Bütün evren gibi…
33 yerinde yandı yüreğim,
Tenim 33 yerinden dağlandı…
Gah Hasret oldum, Gah Muhlis Akarsu..
Gah Koray oldum, Gah Menekşe Kaya…
Gah Nesimi oldum, Gah Metin Altıok…
Gah çıktım gökyüzüne seyrettim alemi
Gah indim yeryüzüne seyretti alem beni…

SESSİZLİĞİN ÇIĞLIĞI
Sonra bir ana yüreğinin çığlığı patlatırcasına kulağımın zarını.
Taa derinden, yüreciğinin içinden bir çığlıktı bu:
“Kardeşim memleketine gitti, dönmedi. Niye dönmedi? Gelmedi !”
“Ama Çok Kötü Bir Şey Oldu”!
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Madımak Hafıza Merkezi işte bu çığlığı bizim, hepimizin yüreğine nakşetsin diye bir belgesel film yaptı.
Bu belgeselde yoğun emek veren canlar; 33 canın, 33 ananın çığlığını 8 milyar insanoğluna anlatmak için yola revan oldu.
Kor ateş yangınının nasıl bir yara açtığını, o insan kokan kara dumanı hissetsin diye…
Şimdi artık söz insanlıkta..
Ey insanlık!
Duyabiliyor musun bu ana yüreğinin çığlığını?
Hissedebiliyor musun? Görebiliyor musun? Algılayıp, anlayabiliyor musun?
Türkiye’de, Sivas’ta, Madımak Oteli’nde 33 can diri diri yakıldı!
O sessizliğin çığlığını duyabildin mi?
Yoksa tıkadın mı yüreğinin kulağını?
Hayy Hakk!

DEVLET NE YAPTI?
2 Temmuz 1993 tarihinde iktidarda SHP-DYP hükümeti bulunuyordu. Tansu Çiller başbakandı. Erdal İnönü başbakan yardımcısı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Sivas Emniyet Müdürü Doğukan Öner, Sivas Valisi Ahmet Karabilgin idi. Hiçbiri bu katliamın hesabını vermedi.
Hatta dönemin Başbakanı Tansu Çiller, insanlık dışı bir açıklama yaparak, "Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir." ifadelerini kullanabildi.
Hükümet Konağı’nı taşlamaya ve slogan atmaya başlayan saldırganlar, ardından Madımak Oteli’ne yürürken "Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak” gibi sloganlarla devlete ve rejime yöneldi. "Kahrolsun laiklik!", "Müslüman Türkiye!", "Yaşasın Şeriat!" sloganları atıldı.
Devletin güvenlik güçleri bu irticacı, karanlık güruha engel olmayarak Madımak katliamına ortak oldular.

UTANÇLA ANILAN KARA LEKE
Son olarak tarihin kara sayfalarına yazılacak bir karara imza atan devletin adalet kurumu firari sanıklar Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karataş'ın yargılandığı davada savcı 30 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın düşürülmesini talep etti. Sivas Katliamı'na ilişkin firari 3 sanığın yargılandığı son davada karar çıktı. Mahkeme heyeti, davanın düşmesine karar verdi.
Bu kara leke de devletin bedenine yapıştı, kaldı.
Üstüne üstlük Sivas Katliamı hükümlüsü Hayrettin Gül Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın affıyla, Resmi Gazete'de yayımlanan kararla serbest bırakıldı.
Gerek İnsan Hakları Evrensel Bildigesi’nde, gerekse TCK’ya göre insanlığa karşı işlenen suçlarda zamanaşımı olmaz. Bu suçlardan dolayı yargılama her zaman yapılabilir ve verilen ceza da mahkum edilen ölünceye kadar infaz edilebilir (TCK m. 77/4).

31 YILDIR SÖNDÜRÜLMEYEN ATEŞ
Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nde gerçekleştirilen katliam, Türkiye tarihinin acıyla ve utançla andığımız kapkara bir lekesidir.
Katliamın üzerindeki karanlık perde; aradan geçen 31 yıla rağmen hala aralanamamıştır. Devletin söndürmediği Madımak ateşi, hala yürekleri yakmaya devam ediyor. Olayın gerçek failleri açığa çıkarılmamıştır. Katliamının sorumluları yargılanamamıştır. Katiller, dava zaman aşımına uğratılarak özgür bırakılmıştır.
Suçun gerçek failleri yargılanıp cezalandırılmadan adalet sağlanmış olmayacak, vicdanlarda aklanmayacaktır.
Bu böyle biline!..
Aşkı muhabbetle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İsmail Pehlivan Arşivi