
İsmail Pehlivan
Bıçak kemiğe dayanınca…
CHP lideri Sayın Özgür Özel’in deyimiyle ‘19 Mart Darbesi’ ülkede büyük toplumsal birlikteliğin fitilini ateşledi. Sağ-Sol demeden, Alevi-Sünni demeden, Türk-Kürt demeden, Dindar-Ateist demeden, İşçi-Emekli demeden, Genç-Yaşlı demeden, Kadın-Çocuk demeden tüm toplum kesimleri 23 yıldır devam eden haksızlıklara, hukuksuzluklara, adaletsizliğe karşı bir oldu, iri oldu, diri oldu.
Günlerdir hiçbir suçu olmadan Silivri Zindanlarında tutsak edilen İBB Genel Sekreter Yardımcısı Sayın Mahir Polat adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Sevindirici bir haber.. Zindanlarla hiç buluşmaması gereken Türkiye’nin tarihi hafızası olan sevgili Mahir Polat’ın, halkın coşkun akan seli karşısında insafa gelen mahkeme heyeti tarafından nihayet tahliye edilmesine karar verildi.
Yaşamla ölüm arasında gidip gelen can kardeşimiz Mahir Polat’a sahip çıkan bir evladı, bir kardeşi, bir abisi olarak gören engin gönüllü halkımızın direnişi bunlara geri adım attırdı. Bunu da biliyoruz. Dilerim haksız hukuksuz yere Silivri Zindanlarına tutsak edilen başta Cumhurbaşkanı Adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu olmak üzere diğer tutsaklar da serbest bırakılsın.
Tek Adam Rejimi’nin ürünü olan bugünkü siyasi ve ekonomik kaos ortamının yarattığı toplumsal direniş durdurak bilmeden adaletsizliğin son bulana kadar süreceğini görmek zorundayız…
Dolayısıyla geri adım atılmamasına önem verilmelidir. Aksi halde siyasi iktidar pervasızlığına, hesapsızlığına, haksızlığına devam edecektir. Tüm bu kötü gidişata set çekmenin yolu toplumsal direnişten geçtiğinin önemi bugün daha da hayatidir.
Ne demek, salt Cumhurbaşkanı Adayımız Sayın İmamoğlu’nun babası olduğu için Balıkesir, Güre’deki evinin kapısını hukuksuzca açıp arama yapmak ve evi dağıtmak… Bir de evde kimse yokken… Cumhuriyet tarihinde böylesi hukuksuzluklar faşist 12 Eylül darbesi döneminde bile yaşanmamıştır.
Bu siyasi iktidar kötülükten gözü dönmüş bir ruh haliyle ne yapacağını şaşırmışa benziyor. Bu kötülükleri ancak toplumsal birlik içinde meydanları terk etmeyen başta işçi sınıfı ve gençliğin azmi durdurabilir.
Siyasi görüşüne bakmadan, ülkemize olumlu anlamda katkısı olana bakmadan bu ceberut rejimi eleştiren herkesi zindanlara atan bir anlayış Türk Milleti’nin kabul edeceği bir uygulama değildir. Bunu nasıl anladın diyenlere meydanlardaki toplumsal direnişin boyutunun büyüklüğünü gözlemlemelerini öneririm.
Türk Milleti asildir, en az diğer milletler kadar.
Türk Milleti sabırlıdır.
Türk Milleti korkusuzdur.
Türk Milleti haksızlık önünde diz çökmeyendir.
Türk Milleti ‘Artık Yeter’ demesini bilendir.
Türk Milleti ölümden korkmaz.
Türk Milleti dili, dini, rengi ne olursa olsun kardeşlik hukuku içinde yaşamasını arzulayandır.
Türk Milleti esaret altında bin yıl yaşamaktansa Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün işaretiyle ‘İlk Hedefi Akdeniz’i şiar edinen, bağımsızlığına, özgürlüğüne düşkün bir millettir.
Halkımız bugün her ne kadar yaşanan haksızlıklara sabırla dayanmışsa, artık bıçak kemikte…
Hasan Hüseyin Korkmazgil’in dizelerinde dile getirdiği gibi bıçak kemikte…
‘Üretensin, yaratansın, yürütensin dağları,
bakma öyle kilit kilit, duvar duvar.
Yetsin artık bu susku
bıçak kemikte.
Anasın boynun bükük, babasın kolun kırık
oğullar kan içinde.
Kaldır artık başını
«kalsın benim dâvam divana kalsın» demiş ozan.
O divan sensin artık
bıçak kemikte.’