Ayşenur Arslan
Bahçeli’nin listesine nasıl kaydolabilirim?
Yayınlanma:
Bu memleketin listeleri meşhurdur.
Menderes devri mesela: Vatan Cephesi’ne üye olan Demokrat Partililerin listesi radyodan okunurdu. Bu arada karşı liste de, Tahkikat Komisyonu tarafından hazırlanırdı. Muhalefet partilerinin ve basının hain / kökü dışarda / sütü bozuk isimleri kara kaplı defterlere yazılır.. Ve sonra teker teker hatırları sorulurdu.
Gençler bilmez. Listelerin en ünlüsü “Aydınlar Dilekçesi”ne atılan imzalardı. 12 Eylül faşizmine karşı ayağa kalkanlar, “Türkiye’de Demokratik Düzene İlişkin Gözlem ve İstemler” başlıklı bir metin hazırladı. Metin 1383 imzayla Meclis’e sunuldu. Sonucu biliyorsunuz: Evren ve çetesi saldırıya geçti ve aralarında Aziz Nesin, Prof Bahri Savcı, İlhan Selçuk, Yalçın Küçük, Turgut Kazan, Uğur Mumcu’nun da olduğu 59 aydın yargılandı.
Anlatmadan geçemeyeceğim. Listede adı olanlardan bazıları -mesela Öztürk Serengil, İbrahim Tatlıses- “metni toplu konut dilekçesi sandıkları için imzaladıklarını” belirten dilekçeler verdiler!!!
*. *. *
Daha yakın tarihten, “işşşte PKK’dan para alan işadamları”..
Ya da “işşşte Kandil’den beslenen gazeteciler, köşe yazarları” başlıkla listeleri de gördük.
Devir artık özel televizyon devriydi ve listelerin haberleri “ZBAMK.. “ efektiyle ekranı gümletirdi.
Sonra sonra Ergenekon.. Casuslar.. Hükümeti yıkmaya yemin etmişler gibi kategorilerle yeni isimler, davalar gördük.
O kumpasların organizatörleri de zamanı gelince FETÖ elemanı olarak kendi listesinde yerini aldı.
*. *. *
Bunlar elbette insanın ilk anda aklına gelenler.
Yoksa daha neler neler var mübarek arşivlerimizde.
Devlet Bahçeli’nin grup konuşmasında sözünü ettiği 154 kişilik liste, en yenisi, en tuhafı!
Dedi ki Bahçeli:
“Bazı çevreler 2024 yılı içerisinde MHP'ye karşı çok büyük haksızlıklar, hakir görmeler, küçük görmeler, suçlamalarda bulunmuştur. Bunların toplamı 154 kişidir. Bu gerçeği hatırlatmak istiyorum. Sizlerle çoğu zaman beraber oluyoruz. Ama televizyonlarda ayrıldığımız şahsiyetler var. Ama yakın takip altındayız. Şu görmüş olduğunuz liste kimin hangi gün, hangi saatte, hangi programda, nasıl, kimlerle konuştuklarının, MHP’ye hangi hakaretleri yaptıklarının toplamıdır. Bu dosya elimizdedir. Günü geldiğinde bu dosya eyleme de geçecektir. Eylem hukuki nitelikli olacaktır. Bizi hedef gösteriyorlar saçmalığından da korkaklığından da kendilerini kurtarsınlar. Onlarla muhatap olmayı dahi kabul etmeliyiz. Hukuk zemininde mutlaka hesaplaşacağız.”
*. *. *
Bahçeli 154 kişinin ismini vermedi.
Bu yüzden meraktan ölüyorum.
Acaba benim ismim de var mı? Yoksa liste -kulislere bakılırsa- Sinan Ateş cinayeti konusunda haber veren, televizyonda yorum yapanlardan, hukuki çerçeveyi çizenlerden mi ibaret? Ben yok muyum? Sayın Bahçeli ve ortağı en Sayın Erdoğan’ın hışmına uğrayıp evime istirahate gönderildim diye listede yer alamayacak mıyım?
Eğer çok geç değilse kaydımı yaptırmak üzere kime, nereye başvurabilirim?
*. *. *
Şaka, ironi falan bir yana!
Eyyyy Adalet Bakanı..
Eyyyy Cumhur’un Reis’i..
Eyyyy Saray uçağının müdavimi “yazıcılar”..
Bu tehdidin hesabı sorulmayacak mı?
Size sadece Halk TV’den en az 10 isim sayarım. Listede olduğunu adım gibi bildiğim..
Tele 1, Sözcü, BirGün, Cumhuriyet.. Nice gazeteci, yazar.
Ve tabii nice değerli hukukçu.
Bahçeli hedef gösteriyor. Sonra da “eylem hukuki nitelikli olacaktır” diyerek kendisini sağlama aldığını düşünüyor.
Ortalıkta “namı yürüsün” diye tetikçilik yapmaya hazır onca isim varken, neden bahsediyorsunuz!
Ya içlerinden biri okumaktan yorulup, metni yarıda bırakırsa!!!!!
Veya “hukuk bizim işimiz” diye düşünürse!!!!!
İşin ucunda “elimizde kalan son aydınların hayatı” olmasa.. Ve geçmişte kimlerin hayatları nasıl ellerinden alındı, 12 Eylül’e giden yolda o silahlar, bombalar nasıl patladı bilmesem yazmaya bile değer bulmayacağım.
Ama oldu. Söylediklerimin hepsi oldu.
Tanığım!
*. *. *
8 Ekim 1978 günü Ankara’da bir katliam yaşandı. 7 TİP’li genç evlerinde saldırıya uğradı. 6’sı hemen öldü. Serdar Alten, saldırganların eşkalini verip yakalanmalarını sağlayacak kadar yaşadı.. Günler sonra hayatını kaybetti.
O katliamdan yargılanıp hüküm giyen Haluk Kırcı “Zamanı Süzerken” kitabında, üstü kapalı itiraf etti yaşananları.
Hiç unutamadığım bir itirafı ise, uğruna ölmeyi ve öldürmeyi göze aldığı lideri Alparslan Türkeş’le ilgiliydi.
MHP Genel Merkezi’nin önünde Başbuğu’nu görüp selamlayabilmek için nasıl beklediğini.. Oysa Türkeş’in onun farkına bile varmadan yürüyüp gittiğini.. Bunun ruhunda nasıl bir yara açtığını anlatıyordu.
8 Ekim’de katledilenleri yakından tanıyordum.
Hiç unutmadım.
O gecenin karar vericilerini, katillerini.. Ve aynı yolun yolcularını da..