Ayşenur Arslan
Babamın Kılıcı ve Başkomutanı
Yayınlanma:
Kara Harp Okulu mezunuydu babam.
Sınıf birincisi olarak üniformasını giyip kılıcını kuşanmıştı.
O kılıç şerefiydi, en büyük gurur kaynağıydı.
En büyük çocuğu olarak bana bıraktığı en büyük miras da oydu.
Son günlerdeki “teğmenlerin kılıç çekmesi” tartışmasını, onun mirasını ve anlattıklarını hatırlayarak dinliyorum.
“Yaşasaydı ne derdi” diye düşünüyorum.
“Teğmeninden korkan ‘başkomutan’ mı olur” derdi belki.
Kendi Başkomutanı Atatürk’ü hatırlayınca gözleri nemlenerek!
*. *. *
Teğmen deyince aklımıza epeydir Mehmet Ali Çelebi geliyordu.
Medya Mahallesi’nde kulaklarını her fırsatta çınlattığım..
İktidar destekli Gülen Cemaati kumpasıyla Silivri’ye atılmasını her fırsatta hatırlatıp protesto ettiğim..
O günlerdeki nişanlısıyla birlikte Beşiktaş’ta eylem yaptığım..
O nişanlıyla daha sonra Kılıçdaroğlu’nun şahitliğinde hapiste evlendiğinde evladının mürüvvetini görmüş gibi sevindiğim..
Derken AKP rozeti takıp kendisini destekleyen herkese sırtını döndüğünde evlat ihanetine uğramış gibi üzüldüğüm Mehmet Ali Çelebi!!
Neyse ki artık “TEĞMEN” dendiğinde aklıma / aklımıza o gelmeyecek.
Mezuniyet töreninde kılıçlarını çekmiş, Atatürk’e bağlılık yemini eden genç teğmenler gelecek.
*. *. *
Tarih onları hatırlayacak.
Cumhurbaşkanı olarak “başkomutan” ünvanını taşıyan Erdoğan’ın onlar için -hem de İmam Hatipliler kurultayında- söylediklerini de:
“Bu ordu milletin ordusudur. Bu ordu milletin her bir ferdinden teşekkül eden bir ordudur. Bu ordu milletindir ve milletin göz bebeğidir. Millet olarak kahraman ordumuzun kahraman mensuplarıyla her zaman gurur duyuyoruz. Şunun da çok net bilinmesini isterim; Ordumuzun tekrar yıpratılmasına izin vermeyiz. Geçenlerde malum mezuniyet töreninde bazı istismarcılar ortaya çıkmak suretiyle kılıçlar çektiler. Bu kılıçları kime çekiyorsunuz? Şimdi, bunlarla ilgili olarak da gerekli bütün şu anda araştırmalar hepsi yapılıyor ve oradaki bir kaç tane kendini bilmez bunlar da temizlenecek. Biz buralara durup dururken gelmedik. Bu 30 kişi olabilir 50 kişi olabilir, kim olursa olsun bunların ordumuzun içinde bulunması mümkün değil. Bunları temizleyeceğiz.”
*. *. *
Bu nasıl iş, bilemedim.
Atatürkçü gençleri, subayları temizle temizle bitiremediler.
FETÖ yıllarca uğraştı. Arada üniformasının üstüne cübbe giyip takke takan birkaç şuursuzu saymazsanız başaramadı.
AKP ve Erdoğan terfilerden sürgünlere her yolu denedi. Olduramadı.
Ne temizliği bu?
“Mustafa Kemal’in askerleriyiz” demişler.
Kaç cephede çarpışmış, gerçek bir başkomutana.. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuna.. Yani Erdoğan’ın makamını borçlu olduğu Atatürk’e bağlılık yemini etmişler.
Onları “temizlerken” hangi yasaya sığınıp hangi gerekçeyi öne sürecek, merak ediyorum.
*. *. *
Saray’ın şeriat ehline, Furkanlara falan lafım yok. Onlar inandıklarını söylüyor, yapıyorlar.
Elinde kılıç Ayasofya’da minbere çıkan Diyanet İşleri Başkanı’na da diyecek sözüm yok. O da “işine geldiği gibi” davranıyor.
Ama yıllarca milliyetçilik nutukları atan Bahçeli ve kurmaylarına şaşırıyorum.
Hani “mangalda kül bırakmadılar” denir ya! Sahiden öyle. Bırakmadılar.
Bahçeli’nin şu sözlerine bakar mısınız lütfen:
“Medyada her gün otopsi raporu yazılan vaki yeminin gayesi nedir? Yeminler arasındaki bir bölünmenin gelecekte TSK içinde veya vatan savunmasında arılık ve aykırılık doğurmayacağının teminatı bugünden nasıl verilecektir”
Ayrılık diyor ya Bahçeli! Açsa Anayasa’yı, daha Başlangıç bölümünde, daha ilk satırda Atatürk’ten ve onun ilkelerine bağlılıktan söz edildiğini görür.
Bu ülkeye ayrılık / nifak tohumlarını kimlerin nasıl attığını bilmiyorsa şöyle bir etrafına bakıversin.
Bırakın inanç sistemlerini, sınıfsal konumları.. İslam’a sahip çıkıp güçlendirme masalıyla yola çıkan tarikatlar, cemaatler, hocalar, şeyhler birbiriyle savaş halinde.
Her cemaat bir diğerini kafir olmakla suçluyor. Devletten mal / mülk / ihale kapma yarışında birbirine çelme takıyor.
*. *. *
Olmuyor beyler. Erdoğan, Bahçeli ve ufak tefek yancıları.. Olmuyor.
Olduramıyorsunuz.
Size oy verenlerin bile -eskilerin deyişiyle- kahir ekseriyeti.. Yani ezici çoğunluğu Atatürk’ü saygı ve minnetle anıyor.
Neden mi?
Çünkü, temizlemekten söz ettiğiniz teğmenler ve gençlerin neredeyse tamamı çağdaş yaşamdan yana. Özgürlük, bağımsızlık talep ediyor.
Sizler ise onlara, Pakistan’ı hatırlatan bir dünya vaat ediyorsunuz.
Atatürk işte bu yol ayrımında gençlerin, teğmenlerin pusulası.