İsmail Saymaz
Asrın sorumsuzluğunu eski başhekim anlatıyor: Hastaneyi ‘Ödenek yok’ diye kapatmadılar, yıkıldı!
Günlerdir yazıyorum.
Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi kentteki en modern ve en yeni sağlık kuruluşu olduğu halde depremde ağır hasar gördü. Elektrik kesildiği, jeneratör devreye girmediği ve oksijen sistemi çalışmadığı için yoğun bakımda tedavi gören en az 80 hasta can verdi.
Ve bu öngörülen, belki de göz yumulan bir felaketti.
Çünkü hastane iki fayın orta yerine ve göl havzasına yapılırken sendikalar uyardı. Sağlık Bakanlığı, su baskını ihtimalinin ayırdındaydı. Bu yüzden projedeki eksi ikinci kat iptal edildi. Ancak enerji hattı yer altında unutularak, felakete zemin hazırlandı.
Her su baskınında hat patladı.
Elektrikler kesildi.
Suyu boşaltmak için dalgıç pompası yerleştirildi.
Oysa pompayı çalıştırmak için de elektrik gerekiyordu.
Hatay İl Sağlık Müdürlüğü, TOKİ ve Sağlık Bakanlığı’na 2019’da yazı yazarak, hattın riskli olduğunu bildirdi, alternatif hat istedi. Gel gör ki hiç kimse umursamadı.
Ve 6 Şubat’ta, tahmin edildiği üzere, depremde elektrik kesildi, jeneratör devreye girmedi, oksijen sistemi çalışmadı. Yoğun bakımdaki en az 80 hasta hayatını kaybetti.
Bebekler ve çocuklar dahil…
Bu hastanenin ek binası olarak kullanılan eski Antakya Devlet Hastanesi ise yerle bir oldu. Sekizi hemşire olmak üzere 72 kişi can verdi. Ve anlaşıldı ki, 2012 yılında güçlendirme kararı olduğu halde sanki yıkılması beklendi.
İki binada en az 152 insanın can vermesine ilişkin bugüne dek belgeler konuşmuştu. İlk kez bir yetkili çıkıyor ve tüm bildiklerini anlatıyor. O kişi, Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, Eylül 2021-Ekim 2022 arasında bir yıl başhekimlik yapan Prof. Dr. Yunus Doğramacı.
Prof. Dr. Yunus Doğramacı
Bugün Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı’nda görevli olan Prof. Doğramacı, ek binanın depreme dayanıksız olduğu ve yeni bina yapılması için beş yazı yazdığını kaydediyor.
Doğramacı AK Parti’den milletvekili aday adayı olan dönemin İl Sağlık Müdürü Mustafa Hambolat’ın “Tepki çeker. Burada esnaf var. Siyasetçiler var. Kapatırsak sıkıntı olur” diye karşılık verdiğini belirtiyor. Israrı üzerine Hambolat’ın Sağlık Bakanlığı’na bildirdiğini, ancak ödenek olmadığı gerekçesiyle adım atılmadığını kaydediyor.
Doğramacı, Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ‘bus-bar’ adı verilen enerji hattını su basma ihtimalinden ötürü değiştirmek istediğini ve ödenek duvarına çarptığını belirtiyor.
Doğramacı, iki uyarısında da haklı çıktı.
Asrın sorumsuzluğundan ötürü 152 can gitti.
Ben sordum.
Prof. Doğramacı anlattı.
Görev yaptığınız süreçte hastanede vaziyet nasıldı?
Ek binada bazı duvarların eğildiğini gördüm. Fotoğraf çekip İl Sağlık Müdürlüğü’ne attım. Biz hastanede her cuma toplantı yapardık. Orada dedim ki: “Duvarlarda bombeleşme var, istinat duvarları eğilmiş. Depreme dayanıksız. Yazalım, depremle ilgili uzmanlar gelip değerlendirsin. Benim görüşüm, burayı kapatıp depreme dayanıklı yeni bir hastane yapmak.” Yazı yazdım İl Sağlık Müdürlüğü’ne. Cevap gelmeyince tekrar yazdık. Üç-dört defa tekrarladık. İl Sağlık Müdürü Hambolat, “Yunus hocam, bu sizin göreviniz değil. Tepki çeker. Burada esnaf var. Siyasetçiler var. Kapatırsak sıkıntı olur” dedi.
Dedim, “Vicdan azabı çekerim birisi ölürse. Burayı bir uzman değerlendirsin. Yazımı çekmeyeceğim.” Beşinci yazımdan sonra bakanlığa yazıyor. Onlar diyor ki “Bütçemiz yok.”
Hastanenin fiziksel şartları nasıl?
Fiziki şartları çok kötüydü. 2012’de güçlendirme istenmiş. Hiç yapılmamış. Bütçe ayarlamamışlar. Biraz da bana tepki gösterdiler. “Bu şeyleri niye yazıyorsunuz, sıkıntı yaratıyor” dediler.
Orası yıkılacaktı, belliydi.
Fay hattının, altından geçtiğini ve dayanıksız olduğunu herkes söylüyordu. Binaya girince anlarsınız, dayanıklı mı, değil mi.
Ana binada elektrik kesildiği, jeneratör devreye girmediği ve oksijen sistemi patladığı için en az 80 hasta öldü. Ne düşünüyorsunuz?
Onunla ilgili şöyle yazdım: “Burası sel bölgesi. Burada bus-bar diye bir elektrik sistemi var. Sel basar, jeneratör devre dışı kalırsa millet yoğun bakımda ölür. Sorumlusu da ben olurum.”
Dediler ki, “Önlem aldık, dalgıç pompaları.” Dedim ki “Yetmez.” Dediler ki, “Bus-bar’ı değiştirmek için 500 bin TL gerekir, bütçe yok.”
Kim dedi?
Sağlık Müdürü. Bunlar bakır levhadır. Nitekim depremde bakır levhalar kırılıyor ve jeneratör devreye girmiyor.
Öngörünüz gerçek olmuş.
Dediğimiz çıktı. Kırılmış bus-bar. Sağlık Müdürü söyledi. Bir hasta için şehir hastanesine gittim, tesadüf karşılaştık,
orada anlattı. Dedi ki, “Bus-bar kırıldı, jeneratör devre dışı kaldı.” Dedim, “Bunları söylemiştim.” Dedi ki, “Kurtarabildiğiniz kadar insanı kurtardık ama ölenler de oldu.”
Bus-bar’la ilgili neler tespit etmiştiniz?
Hatay’da sürekli elektrik kesilir. Üniversitede üç jeneratörümüz var. Biri bozulursa diğeri devreye girer.
Sekiz yıl başhekimlik yaptım. Yedi yıl üniversitede, bir yıl hastanede. Bölgenin sorunlarını bildiğim için ilk yaptığım şey jeneratörü ne zaman devreye giriyor, sistem ne… (diye sormak.) “Bus-bar” dediler. Araştırdım. Dediler ki “Sulu araziye uygun değil.” Dedim ki, “Değiştirirsek maliyeti ne?”“250 bin ila 500 bin arasında tutar, bütçemiz yok. Bir de hastane yeni, böyle düşünmemek lazım” (dediler)
Kim dedi?
Sağlık Müdürlüğünden…
Uyarılarınızın gereği yapılsaydı iki hastanede en az 152 kişi ölmezdi.
Hastane kapatılsaydı, depreme dayanıklı yapılsaydı bu insanlar ölmezdi. Herkes biliyor. Yeni hastanede bus-bar sisteminde bakır kablolar değiştirilseydi kırılmazdı. Göçmeler olduğu için bus-bar kılıyor ve jeneratör devreye girmiyor. Jeneratörler devreye girse hastalar kurtulurdu.
Sağlık Bakanlığı, güçlendirmeyi 11 yıl savsakladı
Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi ek binasının bir depreme karşı dayanıklılık ve güçlendirme projelerinin hazırlığı için Hatay İl Özel İdaresi tarafından 2011’de ihale yapıldı.
İhalenin tam adı şu şekilde: Hatay Antakya 250 Yataklı Devlet Hastanesi Deprem Güvenliği Ön İnceleme, Çalışma ile Takviye Projelerinin Hazırlanma İşi.
Ve 30 Ocak 2012’de İstanbul Yapı Tasarım Limited Şirketi ile sözleşme yapıldı.
İstanbul Yapı Tasarım, hastanenin güçlendirilmesi gerektiğine karar verip projeyi teslim etti. Özel İdare, kabulünü yaptı. MKÜ İnşaat Fakültesi güçlendirme projesini onayladı.
Ancak Sağlık Bakanlığı, bir inşaat teknikerinin raporuna bakıp projenin 2007 tarihli Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’ne uygun olmadığı gerekçesiyle onay vermedi. Valilikteki mühendislerin, MKÜ’deki profesörlerin olur verdiği proje, bir teknikerin yorumuyla reddedildi.
Özel İdare ile bakanlık 2012-2018 yıllarında birçok kez yazıştı. 2018’de Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği değişti.
Dolayısıyla bütün çalışmalar suya düştü.
İki buçuk yıl geçti.
Eylül 2021’de Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İl Sağlık Müdürlüğü’ne, müdürlük Sağlık Bakanlığı’na başvurarak, ‘deprem dayanıklılık tespiti ve güçlendirme projesi’ için ödenek istedi. Ancak hiçbir ihaleye çıkılmadı.
İhtimaldir ki, ödenek gelmedi.
Gelse ihaleye çıkılırdı.
Ya da geldi ve buna rağmen ihale yapılmadı!
Bu arada…
Sağlık Bakanlığı’nın ‘Bakım Onarım Tadilat İşleri’ genelgesi var. Genelgenin sekizinci maddesi, deprem güçlendirme işlemlerinin Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğünce gerçekleştirileceğini düzenliyor.
Genel Müdürlük, 14 Ekim 2015’te tüm il sağlık müdürlüklerine yazı yazarak, altı aylık periyotlarla sağlık tesislerinde deprem tahkik ve güçlendirmeye ilişkin raporların gönderilmesini istedi.
Hatay İl Sağlık Müdürlüğü, Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin ek binası ile birçok ilçe hastanesinde güçlendirme kararı olduğunu bildirdi. Fakat adım atılmadı.
Bakanlık 2017’de yeniden sordu.
İl Sağlık Müdürlüğü bir daha yanıt gönderdi.
Ses yok.
Bakanlık 2018’de “Bakana brifing verilecek, tekrar gönderin” dedi.
Tekrar gönderildi.
Bakanlık 2020 yılında, “Güçlendirme yönünde kanaat oluşursa iş yoğunluğu olmaması için proje onayını valilikteki teknik personeller tarafından yapın ve onay için genel müdürlüğümüze göndermeyin” dedi.
Süreç sarpa sardı.
Hatay Valiliği’nin ve MKÜ’nün 2012 yılında güçlendirilmesine karar verdiği bina 11 yıl boyunca Sağlık Bakanlığı’nın yönetmelik engeli çıkardığı ve ödenek ayırmadığı için güçlendirilmedi.
2012’den sonra bakanlık, valilik, Sağlık Müdürlüğü ile Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi arasında yüzlerce yazı gitti, geldi.
Biri istedi.
Diğeri “Evrak eksik” dedi.
Kurumlar, idareciler, sıfatlar, yönetmelikler değişti.
Yıkılmak üzere olan hastane depremde çöktü.
Sekizi hemşire 72 cana mezar oldu.
Güngör Grup: Hastanenin bizimle ilgisi yoktur
Geçen 17 Mart’ta bu köşede yayınlanan ‘Alternatif enerji hattı yapılsaydı 80 insan ölmeyecekti’ başlıklı yazımda, Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Güngör Şirketler Grubu’na ait otel, uydu kent ve AMV’nin para etmesi için Güzelburç Mahallesi’ndeki sulak arazi üzerine inşa edildiği iddiasına yer vermiştim.
Köşe yazım üzerine şirket yetkilileri benimle iletişime geçerek, bu suçlamayı reddetti.
Güngör Şirketler Grubu’nun açıklaması şu şekilde:
“Hastanenin o bölgeye inşa edilmesinde grubumuzun hiçbir dahli bulunmamaktadır. Haberde bahsi geçen şahıslarla grubumuzun bağlantısı da yoktur. Hastane 2016’da inşa edilmesine karşın, o civarda bulunan grubumuza ait arazilerin iktisap tarihi 1997 yılıdır. AVM olarak nitelenen bina henüz tamamlanmış değildir. Üstelik bu, AVM olmayıp, otel ve çarşı projesi olarak planlanmıştır.”