Akşener: “Herkesi korkutmak istiyorlar”

Sanatçı Sezen Aksu’nun, beş yıl önce yazdığı şarkının sözleri nedeniyle hem sosyal medya üzerinden hem kapısına dayanılarak tehdit edilmesi, gazeteci Sedef Kabaş’ın gece yarısından sonra apar topar gözaltına alınıp tutuklanması önemli tepkilere ve tartışmalara neden oldu.

Oysa daha kısa bir süre önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, artık gece yarısı evden ve sabahın köründe kaldığı otelden gözaltına alınmaların yaşanmayacağını söylemişti. Adalet Bakanı Gül de aslolanın tutuksuz yargılama, tutukluluğun ise bir istisna olduğunu, yargının kamuoyuna göre değil dosyaya göre karar vermesi gerektiğini söylemişti.

İYİ Parti Lideri Meral Akşener’e dünkü görüşmemizde Sezen Aksu ve Sedef Kabaş olayını sordum. Şu değerlendirmeyi yaptı:

“İktidar herkesi korkutmaya çalışıyor. Bunlar kaybedeceğini anlamanın psikolojisine uygun davranışlar. Kaybedeceğini anlayan insan ne yapar; korkutmaya çalışır, güç kullanmaya yönelir. Ellerinde, tırnak içinde devlet gücü var. Hukuku da guguk yaptılar. Muhalefeti ve muhalif insanları korkutuyorlar. Amaçları Sezen Aksu ve Sedef Kabaş üzerinden halkı, muhalifleri, seçmeni korkutmak.”

“Üç hürriyet misakı”

Akşener, iktidarın yarattığı sistem ve uygulamaları gördükçe, Celal Bayar ve Adnan Menderes’in, CHP’nin tek parti yönetimine karşı açıkladıkları, 1947 tarihli “Üç Hürriyet Misakı”nı hatırladığını söyledi ve şu yorumu yaptı:

“İktidarın uygulamaları karşısında rahmetli Bayar ve rahmetli Menderes’in 1947 yılındaki Üç Hürriyet Misakı’nı açıp okudum yeniden. Tek parti yönetimi karşısında Bayar ve Menderes DP’nin kongresini toplamış ve bir komisyon raporu hazırlamışlardı. Üç Hürriyet Misakı olarak bilinen bu belge ile adil seçim kanunu, devlet başkanlığı ile parti başkanlığının ayrılması ve anayasaya aykırı kanunların kaldırılmasını istemişlerdi. Ve rahmetli İnönü de devlet adamı olarak bu üç istediği yerine getirmişti. Şimdi DP’nin devamı olduğunu söyleyen parti bu Üç Hürriyet Misakı’nı hatırlatıp, okutacak uygulamalar yapıyor.”

“Kadınlara acımasız baskı”

Akşener, son dönemde kadınlara daha sert baskılar yapıldığını da belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:

“İktidar herkese baskı yapıyor. Genel bir baskı politikası izliyor. Muhalefeti ve muhalifleri susturmaya çalışıyor. Bu arada kadınları daha güçsüz ve değersiz gördüğü için onlara daha acımasız baskı yapıyor. Ama kaybediyorlar. Seçmenin önüne sandık geldiğinde gideceklerini biliyorlar. Bunu bildikleri için korku salmaya çalışıyorlar.”

“Gidecekler”

Akşener muhalefete düşen görevin sandığı seçmene götürmek ve sandık güvenliğini sağlamak olduğunu da vurguladı. Değerlendirmesi şöyle oldu:

“Bu baskı ve korkutma hamlelerine karşı bize düşen görev sağduyulu ve soğukkanlı olmaktır. Seçmenin önüne sandığı götürmektir. Ve seçim güvenliğini sağlamaktır. Seçim güvenliği çok önemli, bunu özellikle vurguluyorum. Bunu başaracağız; sandığı seçmenin önüne götüreceğiz ve güvenliğini sağlayacağız. Bunları seçimle göndereceğiz.”

HDP’nin kapatılması

Akşener’e İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz’ın “HDP kapatılmalı” sözlerini de sordum. Akşener, Poyraz’ın bu sözlerine açıklık getirdiğini vurgulayıp şöyle dedi:

“Uğur sözlerine açıklık getirdi. Söylemek istediği, HDP hakkında kapatılma kararı verildiği anda o süreci birlikte yürüten diğer aktörlerin de yargılanması gerekeceğiydi. O süreci tek başına HDP yönetip yürütmedi, iktidarla birlikte yürütüldü.”

Akşener, ilk seçimde iktidarın gideceğinden ve bunu iktidarın da bilip, hissettiğinden emin konuşuyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi