Leyla'nın ağırlaştırılmış müebbet alan amcasının tahliye kararına itiraz reddedildi
Ağrı'da, kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir'i "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve "çocuğa karşı cebir ve hile ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan da 4 yıl hapis cezası verilen amcası Yusuf Aydemir'in tahliyesi kararına Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcılığı'nın itirazı reddedildi.
İlgili haber: Leyla Aydemir davasında gelişme: Tutuklu sanık tahliye edildi
Amca tahliye edildi
Leyla Aydemir'i "Kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "Çocuğa karşı cebir ve hile ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan da 4 yıl hapis cezası verilen amca Yusuf Aydemir ile ilgili karar Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1'inci Ceza Dairesi'nce bozuldu.
Daire tüm sanıklar hakkında verilen hükümleri bozarak, sanık Yusuf Aydemir'in tahliyesine karar verdi.
Dairenin bozma gerekçesinde gerçek fail veya faillerin tespiti hususunda gereğinin yapılması için Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirimde bulunulmasına karar verilmesi gerekirken, sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi olarak gösterildi.
İlgili Haber: Başsavcılık Leyla’nın müebbet hapis cezası alan amcasının tahliye kararına itiraz etti
Bölge adliye mahkemesi tahliye kararına itiraz etti
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcılığı, Leyla Aydemir'in amcasının tahliyesiyle ilgili karara itiraz etti. Başsavcılık, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2'nci Ceza Dairesi'ne gönderdiği itiraz dilekçesinde, sanık Yusuf Aydemir'in tahliyesine yönelik verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu bildirildi. Yusuf Aydemir ile maktulün babası arasında uzun zamandır süre gelen husumet bulunduğu, bunun gizli tanıklar ile tüm dosya kapsamındaki taraf ve tanık ifadelerinden anlaşıldığının vurgulandığı itiraz dilekçesinde, dava dosyasındaki tanık ve gizli tanık beyanlarının birbirini doğruladığı, maktulün son olarak sanık tarafından kaçırıldığı ve akabinde öldürüldüğünün anlaşıldığı ileri sürüldü.
Başsavcılığın itiraz dilekçesinde şu ifadelere yer vermişti:
"Dosyada bulunan deliller, delillerle desteklenen anlatılan hususlar doğrultusunda sanık Yusuf Aydemir'in evden çıktığında peşinden gelen maktülü kaçırarak sakladığı ve ölümü üzerine serin bir alanda beklettiği, aramaların gevşetilmesi ve köyde normal hayata dönülmesini fırsat bilerek de ceseti dereye attığı, her ne kadar sanık tarafından suçlamalar kabul edilmemiş ise de maktulün babası ile önceye dayalı husumetinin bulunması, taziye evinden kısa bir süre ayrılması ve bu esnada çocuğun son görüldüğü kapıda, çocuğun görülmesinden dakikalar sonra çevreyi gözetler bir şekilde görülmesi, bu andan kısa bir süre sonra çocuğun kaybolduğunun anlaşılmasına rağmen bulunamaması ve anne Şükran'ın olacakları önceden tahmin eder şekilde çocuğuna bir şey yapıldığını anlayarak feryat etmesi, aile içerisinde çocuğun bulunmasını engellemeye yönelik çabalar ile tüm bunların kısa bir zaman aralığında olması göz önüne alınarak sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair mahkumiyete yeter delilin bulunduğu anlaşılmıştır."
Dilekçenin sonuç ve istem bölümünde, "Sanığa atılı suçun vasıf ve mahiyeti, sanık hakkında mahkumiyete yeter deliller, atılı suçun CMK 100'üncü maddede yer alan katalog suçlardan olması, sanık tarafından yaşadıkları çevre ve ailevi durumları, tanıklara yönelik baskı, delilleri gizleme faaliyetlerinde bulunma ihtimali dikkate alınarak sanık hakkında verilen tahliye kararının itirazen kaldırılması, itirazımızın yerinde görülmemesi halinde itirazın değerlendirilmek üzere Erzurum Bölge Adliye 2'nci Ceza Dairesine gönderilmesi saygıyla arz ve talep olunur" denildi.
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcılığı'nın itirazı reddedildi
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2'nci Ceza Dairesi, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 1'inci Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporlarda, kafa, göğüs ve batın boşluğuna nafiz olacak herhangi bir yaralanma tanımlanmadığı, kafa içi kanama, beyin doku harabiyeti, beyin kanaması, iç organ ve büyük damar yaralanması tanımlanmadığı, iskelet sisteminin sağlam olduğu, otopside genital bölgede anüs ve vajen çevresinde travmatik değişim tanımlanmadığı, mevcut verilerle çocuğun ölüm sebebi ve mekanizmasının bilinemediğinin belirtildiğini ifade edederek şunları belirtti:
"Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1'inci Ceza Dairesinin 21 Aralık 2020 tarih, 2020/2803 Esas ve 2020/2781 sayılı kararı ile, tutuklu sanık Yusuf'un üzerine atılı suçları işlediğine dair mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin delil elde edilemediği ve bu nedenle sanığın tahliyesine karar verildiği, Dairemizce dosya üzerinde yapılan incelemede; gizli tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğu, maktulün sanık tarafından alıkonulduğu ve akabinde öldürüldüğüne ilişkin görgüye dayalı doğrudan, açık ve kesin herhangi bir beyanlarının olmadığı, gizli tanıkların somut olayın gerçekleşme şeklinden ziyade aile içerisindeki husumete dair ayrıntılı beyanlarda bulundukları, katılan Şükran, mağdur Nihat ve diğer tanıkların olayın gerçekleşme şekline dair iddiayı destekler mahiyette herhangi bir beyanda bulunmadıkları bu nedenle Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1'inci Ceza Dairesinin 21 Aralık 2020 tarih, 2020/2803 Esas ve 2020/2781 Kararı ile sanık hakkında verilen tahliye kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, Cumhuriyet savcısının itiraz dilekçesinde belirttiği hususların dosya kapsamına uymadığı ve maddi delillerle desteklenmediği anlaşılmakla; itirazın reddine karar vermek gerekmiştir."
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2'inci Ceza Dairesi kararında ise, "Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1'inci Ceza Dairesinin istinaf incelenmesi sonucu 21 Aralık 2020 tarih, 2020/2803 Esas ve 2020/2781 Karar sayılı bozma hükmü kararı ile birlikte sanık Yusuf Aydemir'in tahliyesine yönelik kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen itirazın "Reddine',
Kararın itiraz edene Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1'inci Ceza Dairesince tebliğine, Dosyanın Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1'inci Ceza Dairesine iadesine, dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 5271 sayılı CMK'nın 271'inci maddesi gereğince kesin olmak üzere, 24 Aralık 2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi" denildi.
Avukatlara da ret
Ağrı Barosu tarafından yetkilendirilen UCİM avukatlarının da başvurusu ret edildi. UCİM başkanı Saadet Özkan davanın takipçisi olacaklarını söyledi.