"Kılıçdaroğlu'na yönelik saldırı sırasındaki kaymakamın kariyerindeki hızlı yükseliş"
T24 yazarı Tolga Şardan, "Çubuk Kaymakamı'nın önlenemeyen "dikey" yükselişi: Yumruk öncesi kaymakam, sonrası bakan danışmanı…" başlıklı bugünkü yazısında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Çubuk'ta şehit cenazesine katıldığında uğradığı saldırı sırasında ilçenin kaymakamı olan Uğur Sezer'in olayın ardından önce Mülkiye Müfettişi ve Birinci sınıf mülki idare amirliğine yükseldiğini son olarak ise İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun danışman kadrosunda yer aldığını ifade etti.
Şardan'ın yazısının ilgili bölümü şöyle:
"Olayın üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, yaşananlar belleklerdeki tazeliğini koruyor ne yazık ki. Saldırının ardından adli ve idari soruşturmalar başlatıldı. Halen devam ediyor. Yumruklu saldırı ve linç girişiminin ardından pek kamuoyuna yansımayan ilginç gelişmeler de yaşandı. Gelişmelerin merkezindeki isim, dönemin Çubuk Kaymakamı Uğur Sezer.
Daha önce Şanlıurfa'nın Hilvan ilçesinde kaymakamlık ve merkezde vali yardımcılığı yapan Sezer, Ağustos 2018'deki mülki idare amirleri yaz atamaları çerçevesinde Ankara'nın Çubuk İlçesi'nin kaymakamı oldu. Sezer, kaymakamlık yaptığı Hilvan'da SODES projelerinin dağıtımından da sorumluydu. Sezer'in göreve başlamasında yaklaşık sekiz ay sonra CHP lideri Kılıçdaroğlu'na yönelik yumruklu saldırı oldu. Saldırının yaşandığı olayda sürecin mülki idare açısından sorumlusu doğrudan ilçe kaymakamı olan Sezer'di. Sezer, yürürlükteki 5442 sayılı İl İdaresi Yasası'nın hükümleri gereğince, hem cenaze töreninin tertip ve düzeninden, hem de alınacak güvenlik önlemlerinden ilk derecede sorumlu devlet görevlisiydi.
Ancak; yaşanan olaylara karşın hakkında adli ve idari soruşturma yürütülmeyen Sezer, olaydan dört ay sonra çıkartılan 2019 yılı yaz dönemi Mülki İdare Amirleri kararnamesinde İçişleri Bakanlığı bünyesine alındı. İlçeye 28 Ağustos 2019 günü veda eden Sezer, bakanlık bünyesinde kariyerindeki ilk yükselişi gerçekleştirdi. Sezer, bu dönemde açılan sınavı kazanarak Mülkiye Müfettişi oldu. Bir parantez açayım; Mülkiye Müfettişliği, mülki idare sistemi içinde oldukça önemli bir kariyer basamağıdır.
Mülkiye Müfettişleri, bakanlık tarafından verilen inceleme ve soruşturma görevleri çerçevesinde vali, vali yardımcısı, kaymakam, il emniyet müdürü, il jandarma komutanları başta olmak üzere İçişleri Bakanlığı bünyesindeki kadrolarda çalışanlar hakkında görevden el çektirme yetkisine sahip. Ayrıca, hazırladıkları raporlarda olumsuzluk tespit edilmesi halinde, raporlara taraf olan İçişleri Bakanlığı personelini adli yargıya gönderebiliyorlar. Kısacası yetkileri ve konumları fazlasıyla önemli. Parantezi kapatayım.
Önce birinci sınıf, sonra bakan danışmanı
Mülkiye Müfettişi olan Sezer, zaman içinde yükselişine devam etti. Geçen yılın ocak ayında Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Birinci Sınıfa Yükselen Mülki İdare Amirleri listesinde Mülkiye Müfettişi Uğur Sezer'in de ismi yer aldı. Böylelikle Sezer'in, hükümetin uygun görmesi halinde vali olabilmesinin de önü açıldı. Bu yükselişle birlikte Sezer, kariyerindeki en önemli basamağa yükseldi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, aynı zamanda Mülkiye Müfettişi ve birinci sınıf mülki idare amirliğine yükselen Sezer'i kendi danışman kadrosuna aldı. Sezer halen İçişleri Bakanı Soylu'nun danışmanı sıfatıyla doğrudan Soylu'ya bağlı görev yapıyor. Danışmanlıkla birlikte Sezer, İçişleri Bakanlığı Spor Derneği ve Yardımlaşma Sandığı'nın da başında. Kariyerinde yükselmeye devam eden Sezer'i yakın zamanda vali olarak görürsek şaşırmayalım.
Aynı devletin iki farklı uygulaması
Çubuk saldırısıyla ilgili daha önce kaleme aldığım yazılarda, Kılıçdaroğlu'nun koruma müdürü Koray Aslan'a Emniyet Genel Müdürlüğü'nce nasıl zoraki ceza verilmeye çalışıldığını okurlara aktarmıştım. Oysa Sezer'in devletiyle, Aslan'ın devleti aynı. Siyasetin kanatları altındaki Sezer'e "babalık" yapan devlet, iktidarın karşısındaki ana muhalefet çatısı altında devlet görevini yerine getirmeye çalışan Aslan'a zoraki ceza vererek "cefa" çektiriyor. Ne yaman bir çelişkidir bu!"