Kılıçdaroğlu, ev kadınlarını dinledi: 18 yıldır bu memleketi yönetenler, niye sizin derdinizi duymadılar?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezi'nden video konferans yöntemi ile ev kadınları ile görüştü. Şikayetlerini dile getiren ev kadınları ile konuşan Kılıçdaroğlu, "Aynı dertleri paylaşıyorsunuz, çocuklarınız işsiz. Yönetenler, niye sizin derdinizi duymadılar? Bu memleketin başına haram yemeyen, kul hakkı yemeyen, yolsuzluk yapmayan birini getirin. Bu tabloyu değiştireceğiz ama elbirliğiyle değiştireceğiz” dedi.
Kılıçdaroğlu ile video konferans yöntemi ile bir araya gelen bir ev kadını, hayat pahalılığından şöyle şikayet etti:
“Her şey ateş pahası, neye elimizi atıyorsak alamıyoruz. Çocuklarımıza neyi yedireceğiz? Yemeğimizin ilk malzemesi yağ 65,70 TL olmuşken biz nasıl geçineceğiz. Asgari ücrete zammı dört gözle beklerken, zam yapıldı sabah kalktık her şeye zamla uyandık. Bir şeyler almak istiyorsun çocukla, geçim sıkıntısıyla olmuyor. Ben dört sene önce kiramı taşıyamadığım için babamın yanıma taşındım, babam ‘hadi çık’ dediği zaman nasıl çıkacağım dediği zaman nasıl çıkacağımı kara kara düşünüyorum. Dört beş sene önce AKP’ye üyeydim, yardımlarına çağırıyorlardı, bir gün işim düştüğünde kapılarına bile sokmadılar. İlla her şey işlerini görene kadar mıydı? Allah sizden de belediyelerinizden de razı olsun. Sizi sordular, vatandaşın nasıl olduğunu sorduğunuz için teşekkür ederim. Bizim değerli olduğumuzu hissettirdiniz. Bu pandemi dolayısıyla eşim işten çıktı, üç çocuk okutuyorum, canlı derse katılamıyorlar, tabletimiz yok, çocuklarım derse giremiyor.”
Üniversite öğrencisi çocuklarının çalışmak zorunda kaldığını anlatan bir kadın ise şunları dile getirdi:
“Daha önce esnaftım. Yıllardır çocuklarımız en iyi şartlarda okusun diye mücadele ettik. Çocuklarım üniversite ikinci sınıfa geldikten sonra okulu bırakıp, iş aramaya karar verdiler. ‘Anne baba artık size yük olmak istemiyoruz, okutmak için çok zorlanıyorsunuz’ dediler. Biz bu günler için mücadele verdik ve yolun sonunda daha iki çocuğumuz varken, dört çocuğumuz var, iki çocuğum da iş arıyor, kardeşlerini okutabilmek için. İş aradıkları zaman yol parası ve servis olmadığını söylüyorlar. Aldıkları asgari ücret belli, kendilerinden vazgeçtiler, evimizde huzur olsun diye uğraşıyorlar. Önceden çalıştığımızda çocuklarımızla huzurumuz vardı, 10 yıldır huzursuzluk içerisindeyiz, sağlığımıza da sebep oldu, çocuklarımız ile oturduğumuzda sohbet yok, hesap kitap söz konusu oluyor. Çocuklarımız okulu bırakmak zorunda kaldı. Birçok ailenin de bu durumda olduğunu düşünüyorum.”
Atanamayan bir öğretmen olan kadın ise şunları söyledi:
“185 bin öğretmen açığı olan bir ülkede, sadece bir yılda 20 olmadı 30 40 bin öğretmen ataması yapılması ne kadar vicdanlara sığar. Bizler öğretmen adayı olarak, iyi şartlarda geçinmek istiyoruz. Evlenmiş, çocuğu olmuş, atama bekleyen bir sürü öğretmen arkadaşımız var. Şu an hala kaç tane alım yapılması gerektiği açıklanmayan bir bekleyiş içerisindeyiz”
Özel gereksinimi olan bir kadın ise görüşmede, “Geçim çok zor. Çalışıyoruz ama eşim engelli ben engelli. Asgari ücrete zam geldi ama anında her şeye zam oldu. Verdiği günün ertesi günün bütün zamlar patlama yaptı. Eşimin sigortasını ödüyorum, asgari ücrete zam geldi, ertesi 300 milyon (lira) birden zam verdiler” diye konuştu. Başka bir kadın bu konuya ilişkin “Buna kaşıkla verip kepçeyle almak deniliyor” ifadesini kullandı.
Şiddet mağduru bir kadın ise şunları dile getirdi: “10 yıllık bir evlilik geçirdim, boşandım. Şiddet mağduruydum, 10 senedir kapı dışarı çıkamıyordum, çok kötü günler geçirdim, yeni boşandım, çocuklarımla beraber bir apartmanın kapıcı dairesini geldik. Çalışmıyorum, gelirim yok, büyük oğlum okula gidiyor, eğitimi için hiçbir şey yapamıyorum, destek olacak kimse yok, tek başıma mücadele etmeye çalışıyorum, çocuklarım için yaşamaya çalışmak istiyorum”
"El birliği ile değiştireceğiz"
Bütün sorunları dinleyen CHP Lideri Kılıçdaroğlu, şu ifadeler ile konuştu
“Sorun var doğru, mutfaklarda yangın var doğru, büyük sıkıntılar çekiyorsunuz doğru. Türkiye’de 10 milyon genç işsiz. Cumhuriyet tarihinde bu kadar işsiz hiç olmamıştı. En büyük sıkıntıyı ev hanımları çekiyor. Evdeki mutfaktan sorumlu, çocukların beslenmesinden sorumlu, çocukların güzel bir hayat sürdürmesini istiyor anneleri. Bugün yaşadığımız şartlar çok ağır. Umutsuzluk var ama anneler size söz veriyorum. Bütün bu haksızlıkları bitirmek mümkün ama bunları bitirmek için ortak çalışmak lazım. Annelerin derdini biliyorum, 'çocuğumu alıp alışverişe gidemiyorum' diyorlar. Pek çok babadan da duydum. Ev hanımlarının sosyal güvenlik haklarının olması lazım, eskiden vardı bu haklar. Her evde huzurun, bereketin olması kadar güzel bir şey yok. Bizim aile destekleri sigortası diye bir sigorta dalını hayata geçirmeye çalışıyoruz. Temel hedefi şu geliri belirli bir rakamın altında olan ailelere doğrudan doğruya devletin destek vermesidir. Aile destekleri sigortası olsaydı, az önce saydığınız dramların hiçbiri olmazdı.
Aynı dertleri paylaşıyorsunuz, çocuklarınız işsiz. 18 yıldır bu memleketi yönetenler, niye sizin derdinizi duymadılar? Bir maaşla yetinmiyorlar, iki maaşla yetinmiyorlar, üç maaşla yetinmiyorlar, dört maaşla yetinmiyorlar, beş maaş alıyorlar. En hafifi de 10 bin lira. 50 bin lira bir eve giriyor, öbür evde çocuklar aç. Bu adalet midir? Sizden isteğim şu: Bu memleketin başına haram yemeyen, kul hakkı yemeyen, yolsuzluk yapmayan birini getirin. İlla yolsuzluk yapan, haram yiyen, kul hakkı yiyen birisi mi devleti yönetecek? Devleti yönetince böyle oluyor sonra hep beraber şikâyet ediyoruz. Bir de düzgün, ahlaklı adam olsun. Bir de böyle bir politikacı getirin. O zaman Türkiye’nin kurtulacağını göreceğiz. Türkiye zengin bir ülke, fakir bir ülke değil ama kaynakları adil dağıtılmadığı için büyük bir kısmı fakir bir kısmı da köşeyi dönmüş zengin. Bu tabloyu değiştireceğiz ama elbirliğiyle değiştireceğiz.”