Hakan, Bildirici tartışması: "Etikçi başı" dedi

Hakan, Bildirici tartışması: "Etikçi başı" dedi
Ahmet Hakan, iki önceki “Parti kongrelerinde çekilen halaylar” başlıklı yazısına ilişkin "Hangi partinin kongresinde halay çekildi Ahmet Hakan? Onu da yazsana" başlıklı yazısı ile yanıt veren Faruk Bildirici'ye "etikçi başı" dedi.

Ahmet Hakan, Medya ombudsmanı Faruk Bildirici'ye yönelik yazısında, "Bir etikçibaşı var. Hadi adını da söyleyeyim: Faruk Bildirici. Kendi kendine 'medya ombudsmanı' diye bir unvan veren bu adamın işi gücü açık kovalamak. Alıyor eline gazeteyi, tek kaşını kaldırıyor ve başlıyor kendince hatalar aramaya. Bulamayınca morali acayip bozuluyor. Bulduğunu sanınca da hemen enerjik bir heyecanla atlıyor üzerine. Pardon! Etikçibaşı dediğime bakmayın. Öyle tarafsız, öyle tepeden tırnağa önyargısız, öyle etikten yapılmış bir abide falan değil ha! Adamın etiği, sadece bize karşı... 

 

Hakan şunları kaydetti:

"Peki ne tür hatalar buluyor bizde? Mesela en son bulduğu hatayı söyleyeyim: 'Parti kongrelerinde çekilen halaylar' başlıklı bir yazı yazdım. İşte o yazıda... Bir kerecik olsun AK Parti dememişim. Gizlemişim AK Parti’yi. O halayların hangi partinin kongrelerinde çekildiğini yazmamışım, yazamamışım. Korkmuşum. Çekinmişim.

Yazıda AK Parti kongrelerinin söz konusu edildiği bas bas bağırırken... Gündeme en uzaklar bile yazıda AK Parti kongrelerinin kastedildiğini şak diye anlamışken... Yazının tüm vurgularında iktidar partisinin kongrelerinin söz konusu edildiği kabak gibi ortadayken... Bizim etikçibaşı, 'Yazıda AK Parti demedi, AK Parti’yi gizledi' falan diye siyasal cepheleşmenin kamplarından birini üstüme saldırtıyor.

Nedir bu adamın bizimle derdi, anlamış değilim. Nasıl bir ukde kaldı acaba içinde? Bu kadar büyük bir kini ne ara biriktirdi acaba? Niye bir türlü yatışmıyor acaba?

Dün de 'belediyelerdeki grev' konulu bir yazı yazmıştım. Koca yazının bir tek satırında bile 'CHP' geçmiyordu. Fakat bizim etikçibaşı, 'Bu grevler hangi partinin belediyesinde gerçekleşiyor Ahmet Hakan? Niye CHP’yi saklıyorsun?' diye sormuyor. Çünkü böyle bir soru, amacıyla örtüşmüyor. Biraz yatıştırsa kendisini... Yoga yapsa... Çıksa dışarı, biraz temiz hava alsa... Derin bir nefes alsa... 'Kindar nesil olacak yaşı geçtim, biraz kinimi eksilteyim' dese... Rahatlayacak. Ama öyle takmış ki kafayı bize... Şimdi çıkıp... 'Kindar nesil dedi ama Erdoğan demedi' diye bir yazı daha yazar." 

Bildirici'den yanıt geldi

Faruk Bildirici, Hakan'ın yazısına kişisel sosyal medya hesabından yanıt verdi.

Bildirici şöyle yazdı:

"Ahmet Hakan, sadece köşende değil paylaşımında da AKP’yi gizledin! AKP’nin Hatay’taki halaylı kongresini, kalabalık kongre salonlarını ve fotolarını Hürriyet’te yayımlamadın. Erdoğan’ın "salon lebaleb dolu” cümlesini sansürledin. Bunlara niye cevabın yok?

Ahmet Hakan açığını aramıyorum, açıktasın. Çünkü gazetecilik yapıyorsun! Gazetecilik de şeffaf bir meslektir, eleştiriye açık olur. Sen ise eleştiriden hoşlanmıyor, kin vs. diye savuşturmaya çalışıyorsun. Bil ki, kinim yok, gazeteciliğinize itirazım var.

Ahmet Hakan, sadece seni ve Hürriyet’in gazeteciliğini değil, bütün medyadaki yanlışları eleştiriyorum. http://farukbildirici.com adresindeki web sayfama ve sosyal medya hesaplarıma bakarsan onları da görür, ezbere suçlamazsın.

Ahmet Hakan, köşende bir yatak firmasının örtülü reklamını yaptığını, bu yüzden Reklam Kurulu’nun Hürriyet’e “örtülü reklam” cezası verdiğini de yazdım! Orada bile hatanı kabul etmedin, sustun. Yoksa patronundan komisyon mu almıştın?"

Bildirici ne demişti? 

"Ahmet Hakan, dün Hürriyet’teki köşesinde bir yazı yazdı, başlığı “Parti kongrelerinde çekilen halaylar” idi. Gazeteleri, televizyonları, internet sitelerini düzenli takip ediyorum ama bugüne değin AKP dışında halay çekilen parti kongresi görmedim.

Acaba başka partilerin kongrelerinde de halay çekildi de ben mi görmedim diye yazısını okudum. Hayır, parti ismi vermiyordu. “Yasaklar nedeniyle bunalmış vatandaşı öfkelendiriyor” diye başlayıp AKP kongrelerinde salonların tıklım tıklım dolu olmasının, AKP kongrelerinde halay çekilen görüntülerin olumsuz sonuçlarını sıralıyordu.

Ama o da ne? Tek bir kere bile “AK PARTİ” demiyordu!  AKP kongrelerinde pandemi önlemlerinin hiçe sayılmasını eleştiriyormuş gibi satırlar karalayıp, bunların sorumlusunun AKP olduğunu gizliyordu. Yazdığı yanlışın öznesine laf edemiyor, ediyormuş gibi yapıyordu.

AKP’nin adını bile isteye, hesaplı kitaplı şekilde gizlediği o kadar açıktı ki. Bu yazısını Twitter’da paylaşırken kullandığı fotoğrafta da ne AKP’nin bir bayrağı ne de Cumhurbaşkanı Erdoğan görünüyordu. Kalabalık bir kapalı salonun uzaktan göründüğü siyah beyaz bir kareyi paylaşmıştı yazısının linkiyle birlikte. Özellikle seçildiği belliydi bu fotoğrafın.

Sanırsınız adı bilinemeyen bir parti Covid-19 salgını koşullarına rağmen salonu doldurmuştu, salona öyle bayrak falan da asmamışlardı!"

Etiketler :