Uysal: 'Kongrelerimizde müdahale olmadı' iddiasında olamam
Demokrat Parti lideri Gültekin Uysal, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş'ın moderatörlüğünde gazeteciler İpek Özbey, Timur Soykan ve Gökmen Karadağ'ın sorularını yanıtladı.
'İktidar içi bir kavga var ve çeşitli yollarla yürüyor'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun çete lideri Sedat Peker'in her ay bir siyasetçiye 10 bin dolar verdiğini söylemiş ancak isim belirtmemişti. Soylu, bu ismi ancak savcılara vereceğini söylemişti. CHP lideri
Kemal Kılıçdaroğlu ise bugünkü bir konuşmasında, "Bunu iddiayı söyleyen sıradan bir insan değil. Erdoğan ona bu insan kimdir diye sormuyorsa bu işin ortağıdır" dedi. Bu durumun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik bir siyasi mesaj ve elinde koz bulundurma olarak değerlendirilmesinin hatırlatıldığı Uysal, "İktidar içi bir kavga var ve çeşitli yollarla yürüyor" dedi.
'Siyaset ahbap çavuş ilişkisi ile ilerlemez!'
Uysal şöyle dedi:
Veremedikleri pek çok cevap gibi bunu da milletimiz sosyal medya aracılığıyla, basın aracılığıyla hepimiz soracağız ama ben eninde sonunda itiraf etmek zorunda kalacaklar kanaatindeyim. İçişleri Bakanı'nın önemli bir sorumluluğu var bunu böyle bırakmayacağı kanaatindeyim.
Demokrat Parti Eski Genel Başkanları Süleyman Soylu ve Mehmet Ağar'a yönelik iddialarla ilgili rahatsızlığına yönelik soruya cevap veren Uysal şunları söyledi:
"Kendi şahsi ilişkilerimiz ile sorumluluklarımızı hiçbir zaman karıştırmadık, karıştırmayız. Zaman zaman medeni ilişkiler çerçevesinde de görüşürüz. Sayın Soylu ile genel başkanlığa aday olduğu dönemde de muhaliftik. Elbette hukuklarımız var. Medeni hukuklarımızı sürdürdük ama ben görev aldığım andan itibaren bir siyasal parti ahbap çavuş ilişkileri ile gündemini, önceliklerini, tercihlerini belirlemez. Planı, programı, çizgisi var.
Türkiye'nin son zamanlarda içine düştüğü operasyonel kiralama mantığı içerisinde siyasi aktörlere pek çok unsurların siyasette bir cephanede dönüştürüldüğü bir saha var. O açıdan Demokrat Parti olarak biz, kurucu irademizin ortaya koyduğu ruh ve prensiplere sonuna kadar bağlıyız. Bunu da her fırsatta, iktidarın üzerimize pek çok hukuksuzluk ile gelmiş olmasına rağmen çizgimizden hiçbir şekilde vazgeçmedik.
Demokrat Parti silsilesinde birçok lider, Türkiye'de siyasete mal olmuştur. Lider kadrolarımız ortadır. Ben böyle bir gündemde Demokrat Parti'nin de zaman zaman olumsuz olarak konuşulmasından ister istemez olumlu bir duyguya sahip değilim"
Sayın Ağar'a geçmiş olsun dileğimi paylaştım diyen Uysal, "Sayın Soylu ile de bayram öncesi randevumuz vardı." dedi.
'Kongrelerimizde müdahale olmadı' iddiasında olamam
Çete lideri Sedat Peker'in, Demokrat Parti kongrelerine ilişkin, "Süleyman Soylu kongrelere alınmıyordu. Benim yakın adamlarım onu koruyarak kongrelere götürüyordu" iddiasına ilişkin de konuşan Uysal şunları söyledi:
"Seçimin akabinde zaten bir olağanüstü kongreydi. Bir olağan kongre süreci yapılmış değildi. Biz 6 Ocak 2008 yılında büyük kongremizi gerçekleştirdik. Açıkçası biz partinin insan envanterini biliriz. Bizim kongrelerimizde, geçmişten bugüne siyaset hayat içerisinde bu tür müdahaleler olmamıştır gibi bir yüksek perdeden iddia içerisinde olamam. Farklı unsurlar olmuştur. Kongrenin gidişatına dışarıdan müdahale hissettirecek, o tip profilde tipler hatırlamıyorum. Kongre salonunda öyle bir şey hatırlamıyorum.
O sürecin içerisinde, dışarısında olan insanların il ziyaretleri oldu. O süreçte bizim de çok alışkın olmadığımız insanlar Sayın Soylu ile birlikte vardı ama Peker'in adamları mıdır değil midir net bir bilgiye sahip değilim."
Soylu'nun azledilmesi
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından azledilmesi ihtimaline dair değerlendirme yapan Uysal, "Bu aşamada sayın cumhurbaşkanının böyle bir tercihte olacağı kanaatinde değilim. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ve Sayın Erdoğan'ın en yorgun zamanı. Bir domine etkisi yapacağı kanaatindeyim iktidar için bakan değişikliklerinin." dedi.
Uysal'ın satırbaşları şöyle oldu:
'Yassıada'ya çağrılmadık'
Yassıada'ya çağrılmadık. Çağrılsak da gitmezdim. Birilerinin programında meşrulaştıracağı bir unsur vazifesi görmek istemem çünkü temelden itirazlarımız var. Zaman zaman Demokrat Parti, zaman zaman Özal, zaman zaman Menderes, iktidarın gömlek değiştiriyoruz dediği zaman andan itibaren kendi çizgisini bir meşruiyet alanını genişletmek için referans gösterdiğini biliyoruz. Zaman zaman bizim geleneğimizden kimi insanları da bu tür programlara davet edildiğini görüyoruz. Netice itibariyle söylemeniz yetmez, gelenek ortada.
Ayasofya'da Atatürk'e hakaret
Osmanlı ile Türkiye Cumhuriyeti'ni yarıştırıyoruz. Doğrudan geçmişte siyaset yaptıkları dönemde doğrudan Cumhuriyet'i ve Atatürk'ü eleştiremeyince güya Osmanlı'yı ve Abdulhamiti yükselterek dolaylı yoldan bir hedefleme yaptılar. Ben bunların anlamsız olduğu kanaatindeyim. Ben bunları çirkin ve yanlış buluyorum. Bunlara tepki veriyorum, vermeliyiz de. Anlamsız.
