Üsküdar'da binler tek ses oldu: Gazze ablukada insanlık ayakta!

Üsküdar'da binler tek ses oldu: Gazze ablukada insanlık ayakta!
Saadet Partisi'nin çağrısı ile binlerce kişi Üsküdar'da Özgür Gazze Mitingi'ne katıldı. Mitingde Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan'ın ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel söz aldı. Mitinge CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu da mesaj gönderdi.

Saadet Partisi, İsrail'in Gazze'deki saldırılarına ve ablukasına karşı 17.00'de İstanbul Üsküdar Meydanı'nda "Özgür Gazze" mitingine çağrı yaptı.

On binlerce yurttaş, ellerinde Türkiye ve Filistin bayraklarını alarak Üsküdar'ı doldurdu. İsrail'in açlık ve soykırım savaşına karşı Gazze halkı ile dayanışma gösteren yurttaşlar Filistin ve Hamas lehine sloganlar attı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel de 14 Haziran'da Bayburt mitinginde yaptığı konuşmada Üsküdar mitingine katılacağını açıkladı.

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu mitinge katılım sağladı.

Mitingde ilk olarak Saadet Partisi Genel Başkanı Arıkan katılım sağlayan genel başkanlara teşekkür ederek konuşmaya başladı.

"GAZZE'Yİ KORUYAMAZSAK TÜRKİYE'Yİ KORUMAK ZORUNDA KALIRIZ"

Arıkan'ın konuşmasında öne çıkanlar şu şekilde:

"Bugün tarihe not düşmek ve tanıklık etmek için buradayız. Başkenti Kudüs olan Filistin için buradayız. Gazze'ye bir şişe suyun, bir çuval unun girmesine engel olan İsrail'e tahammülümüz kalmadı. Dünyanın her yerinde vicdan sahibi insanlar Filistin'in yanında dururken hükumetlerin İsrail'in yanında saf tutmasına tahammülümüz kalmadı. Bu meydandaki inançtan aldığım heyecanla söylüyorum ki; Ey siyonistler, kaybedeceksiniz. Çocukları öldürmeye yeten tanklarınız vicdanları yok etmeye yetmiyor. Esir almaya çalıştığınız Gazze yeniden dirilişin kıvılcımı olacak.

Bu meydanda bırakın donanmayı 'Gerekirse balıkçı teknesi ile Kıbrıs'ı koruruz' diyenler var. Bugün Gazze'yi koruyamazsak Allah korusun yarın Türkiye'yi korumak zorunda kalırız. Tüm dünyaya bu yüzden diyoruz ki, Gazze ablukadaysa Türkiye ayaktadır.

Doğru zamanda, doğru yerde, kimlikleri farklı ama inançları aynı olan 12 insanın neler başarabileceğini gördük. Yine gördük ki İsrail insanlığa ve vicdana dair hiçbir şeye tahammül edemiyor. Bunlar büyük BOP'u gizliyorlar. Arz-ı mevud'u saklıyorlar. Sapkın siyonist zihniyetin üzerini örtüyorlar. İran'da nelerin başladığını gördük. Alçakça bilim insanları, askeri yetkilileri aileleri ile yaşadıkları yerde vurdu. Herhangi bir ülke Amerikalı bir yetkiliyi çocukları ile hedef aldığında buna terör denirdi. Ama bu işi İsrail yapınca adı savunma hakkı oluyor.

Başta Türkiye olmak üzere Trump hayranlığı, İsrail dostluğu tarihi ve ölümcül bir hatadır. Sanmayın ki hedef sadece Gazze ve İran'dır. Hedef büyük İsrail projesidir. Hedef Urfa'dır, Mardin'dir Diyarbakır'dır. Hedef Ankara ve İstanbul'dur."

"İSRAİL SALDIRGANLIĞI ULUSLARARASI BİR TEHDİT HALİNE GELMİŞTİR"

CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu mitinge mesaj gönderdi:

"Bölgemiz bir savaşın eşiğine sürükleniyor. Orta Doğu'da barışa, istikrara ve artık sivil ölümlerinin uluslararası hukuka aykırı davranışların son bulduğu bir ortama her zamandan çok ihtiyacımız var. Fakat bugün barışı değil savaşın ve çatışmanın yıkıcı etkisini yaşıyoruz. İsrail'in saldırganlığı hukuku ve vicdanı hiçe sayan katliamları ve uluslararası toplumun bunu hiçe sayması bölgemizi bugüne getirmiştir. Yıllardır Filistin'de mazlumları katleden İsrail, bu sefer de İran'a saldırı gerçekleştirmiştir. Bu saldırılar bölgemizi topyekun savaşa sürükleme riskleri taşımaktadır. Uluslararası yeteri düzeyde yaptırım görmeyen İsrail saldırganlığı artık bölgemizi de aşan uluslararası bir tehdit haline gelmiştir.

Bu saldırının ABD ile İran arasında sürdürüle gelen ve bölgesel tansiyonun düşürülmesi için kritik öneme sahip olan diplomatik girişimleri doğrudan hedef aldığını görüyoruz. İsrail barış ihtimalinden endişe duymaktadır. İsrail'in diplomasiyi ve uluslararası hukuku hiçe sayan saldırganlığı tüm milletlere ağır bedeller ödetmek istiyor. Bu pervasız saldırganlığı küresel barış ve güvenlik açısından da ciddi tehdit oluşturmaktadır. Gerekli yaptırımların uygulanması acil ve zorunludur.

Artan petrol ve altın fiyatları son ayların en yüksek seviyesini yaşamış ve ülkelerin ekonomilerine hasar vermiştir. İsrail'in bu saldırganlığını durduracak aksiyonların alınması gerekmektedir.

Biz artık hiçbir masumun katledilmediği, barış içinde bir Orta Doğu'yu görmek istiyoruz. Ülkemizi bu hedeften tahkim etmemiz, içeride istikrarın, kalkınmanın ve adaletin sağlanması için büyük bir azmi göstermemiz gerekmektedir. İnşallah ülkemiz bu ateş çemberinde barışın ve umudun en önemli temsilcisi olacaktır. Güçlü iradeli ve vizyoner bir Türkiye'ye kavuşacağımız günler yakındır."

CHP Genel Başkanı Özgür Özel kürsüde söz aldı. Özel konuşmasında şunları ifade etti:

"Bugün Üsküdar Meydanını dolduranları saygı ile selamlıyorum. Bu güzel mitingi düzenleyen Saadet Partisi Genel Başkanı Arıkan başta olmak üzere burada bulunan değerli Genel Başkanları ve onların şahsında katılım gösterenleri, anlamlı ve tarihi miting için yürekten teşekkürlerimi sunuyorum.

Bugün babalar günü. Vefakar ve cefakar tüm babaların babalar günü kutluyor, aramızdan ayrılanları saygı ile anıyorum. Binlerce Filistinli çocuk bugün baba diyemiyor. Filistinli çocukları babasız, babaları evlatsız bırakan dünyanın en büyük insanlık suçunu lanetliyorum. Biz CHP'yiz. 100 yılı aşkın geçmişi ile Türkiye'nin ilk partisiyiz. Ülkemizdeki son seçimlerin milletimizin takdiri ile birincisiyiz. Biz Filistin davasını kendi davası olarak sahiplenen partiyiz.

Bizim çizgimiz tam bağımsız Türkiye diyerek yürüyen, özgür Filistin için El Fetih kamplarında direnen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının çizgisidir. Bülent Ecevit'in Arafat'a, onun da Ecevit'e söyledikleri bize emanettir, vasiyettir. Buradaki birliktelik umutlarımızı yeşertmektedir.

Partimiz gerekli tüm girişimlerde bulunmaktadır. Filistin'deki soykırıma tepki göstermeleri için 12'si kendi ülkelerinde hükumet başkanı olan Sosyalist Enternasyonal üyesi parti liderlerine mektup yazdık. Aralık 2023'te Berlin'de kardeş partimiz Alman SPD kongresinde yaptığımız konuşmada soykırımın durdurulması için çağrıda bulunduk. İspanya Başbakanı dostum Pedro Sanchez'in başkanı olduğu benim de başkan yardımcılığı görevini üstlendiğim Sosyalist Enternasyonal'in tüm toplantılarında, Avrupa Konseyinde ve Parlamentosunda yaptığımız konuşmalarda Filistin'i anlattık, birlikte mücadeleye davet ettik. Bundan sonrada sesimiz çıktığınca Filistin davasını savunmaya devam edeceğiz.

Gazze on yıllardır, İsrail'in zulmü altındandır. 600 günden fazladır Gazze topraklarında katliam vardır. Çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 50 binden fazla sivil katledilmiştir. Ancak bir yandan sıcak salonlarda Netanyahu ile uzaktan kayıkçı kavgası yapıp öte yandan İsrail ile ticareti sürdürenlerin sahtelikleri yüzlerinden akmaktadır. Milletimiz bu riyakarlığı içine sindirememektedir. Bir yandan İsrail ile ticaret cayır cayır devam ederken Gazze'ye makarna götürülmesine bile izin verilmiyor. En son insani yardım taşıyan Madleen gemisini engellediler. İçindeki direnişçileri gözaltına aldılar. Orada bulunan Şuayip ve Yasemin kardeşimi hürmetle, muhabbetle cesaretlerinin karşısında saygı ile eğilerek selamlıyorum. Ne yazık ki daha önce Mavi Marmara için 'Giderken bana mı sordunuz' diyen Madleen gemisi için de söz söyleyemedi. Diğer yandan Gazze'yi boşaltma planını açıklıyor. Söz konusu Trump olunca gereken tepkiyi göstermiyor, sus pus oluyor. Filistin'de İsrail askerleri tarafından şehit edilen Ayşenur Ezgi Eygi'nin davasına destek çıkılmıyor. ABD'de 45 gün gözaltında tutulan Rümeysa Öztürk'e sahip çıkılmıyor.

Trump ve yönetimi Gazze'deki katliamların destekçisidir, savunucusu ve müsebbibidir. İsrail'in önünü açan herkes bu katliamlarda pay sahibidir. Gerekli tepki gösterilmeyen İsrail şimdi de İran'a saldırdı.

ABD yönetimi bu saldırıların da maalesef arkasında durmuştur. Trump utanmadan ve sıkılmadan 'Mükemmel bir saldırı oldu. Daha fazlası gelecek' diyor. Ancak İsrail'e küçük harflerle konuşanlar Trump karşısında tamamen suspus halindeler.

Dünya bir dönemeçten geçmektedir. Bu kavşakta şahsi ve parti menfaati değil, hakkı ve adaleti savunanlar hep bir arada ve hep güçlü durmak zorundalar. Kötülük nereden gelirse gelsin bir arada durmak zorundayız. Biz buradayız. Burada olmaya devam edeceğiz. Bugünün güçlülerinin masumları ezmesine karşı inançlı, vicdanlı, ahlaklı insanlarla omuz omuza yürümeye devam edeceğiz. Ülkemizin çevresi adeta bir ateş çemberine dönmüş durumda.

"ZEYTİN DALININ ELİMDEN DÜŞMESİNE İZİN VERMEYİN"

Türkiye olarak hem kendi vatandaşlarımız için hem de Filistin ve bölgedeki mazlumlar için güçlü olmaya kararlıyız. İç cephemizi elbette sağlam tutmalıyız. Bunun yolu demokrasiye ve adalete bağlı kalmaktır. Bir ülke kötü günde birliktelik istiyorsa iyi günde ayrım yapmamalıdır. Adalet kimseye ayrıcalık tanımayacaktır. Muhaliflere düşman hukuku uygulayarak sağlayamayız. Birliğimizi ancak adalet ile sağlarız.

Dünya barışı için Yasel Arafat'ın sözünü hatırlatırken kendisini rahmetle yad ediyorum: 'Elimde bir zeytin dalı ile bir özgürlük savaşçısının silahını taşıyorum. Zeytin dalının elimden düşmesine izin vermeyin' O zeytin dalının düşmemesi için sonuna kadar mücadele etmeye devam edeceğiz."

DAVUTOĞLU: BU SAVAŞ, İNSANLIKLA İSRAİL ARASINDADIR

İsrail Başbakanı Netanyahu’yu eleştiren Davutoğlu, "Bu savaş, Hamas’la İsrail arasında değildir. Bu savaş, insanlıkla İsrail arasındadır. Özgür Filistin kurulana kadar mücadele, her Filistinlinin hakkı ve görevidir. Yardım etmek de bizim ilahi ve tarihi bir sorumluluğumuzdur" şeklinde konuştu. Davutoğlu, şöyle devam etti:

“Ey Netanyahu, sen Osmanlı'yı anlamak istiyorsan 1492'de İspanya'dan engizisyon soykırımından kaçan dedelerine ve İstanbul'a buraya, Karaköy’e inen dedelerine sor, Osmanlı’nın ne demek olduğunu. Onlar bilir, Türk'ün adaletinin ne demek olduğunu. Haddini bil. Birçok geçmiş zalim de senin gibi hep kalacağını zannetti. Firavun gitti, Nemrut gitti, Neron gitti, Hitler gitti, Haçlılar gitti. Netanyahu ve onun barbar orduları, siz de gideceksiniz. Geldikleri gibi gidecekler. İşte bizim slogan İstiklal Savaşı'mızın şiarı budur. Gazi Mustafa Kemal'in burada söylediği şiar. Biz de söylüyoruz, bu siyonistler bölgeye geldikleri gibi gidecekler. Nereye geldilerse oraya gidecekler."

ABD Başkanı Donald Trump’ın son açıklamalarını da eleştiren Davutoğlu, Amerikan üniversitelerindeki Filistin yanlısı protestolara değinerek, “Sizin devriniz de bitecek. İnsanlık vicdanından koptuğunuz için halkınız bile size karşı ayakta” dedi.

"ÇIPLAK AYAKLARLA GAZZE’YE YÜRÜMEYE HAZIRIZ"

Davutoğlu, İslam İşbirliği Teşkilatı'na seslenerek, Kudüs’te olağanüstü bir toplantı yapılması çağrısında bulundu. Davutoğlu, "Eğer onurunuz varsa, işgal altında olan Kudüs’te bir zirve toplayın. Filistin’e destek sözde değil, icraatla olur" ifadelerini kullandı. Mısır’dan Gazze’ye geçiş için resmi başvuruda bulunduğunu belirten Davutoğlu, “Çıplak ayaklarla Gazze’ye yürümeye hazırız. Yeter ki yolumuzu açın” dedi.

"GAZZE, FİLİSTİN İÇİN DİRENENLERİNDİR"

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da Üsküdar Meydanı’nı dolduranlara şöyle seslendi:

"Bugün buradan, bu muhteşem meydandan tüm dünyaya sesleniyoruz; buradayız, bir aradayız ve kararlıyız. Peki, bugün bu meydanda kimler var? Şöyle bir sorayım ki bilmeyenler bilsin, duymayanlar duysun. Hakkı savunanlar burada mı? Zalime karşı çıkanlar, mazlumun yanında olanlar burada mı? Evet, burada. Bir arada, adaletin, insanlığın, vicdanın yanında saf tutanlar burada mı? Çocuk katillerine karşı dimdik duranlar burada mı? Gazze'deki soykırıma ‘dur’ diyenler burada mı? Evet, burada. Bir arada. İşte bu meydan vicdanın kendisidir. Bu meydan, sessizlerin sesi, susturulmak istenenlerin nefesidir. Buradan tüm âleme sesleniyoruz: Bilmeyen bilsin, duymayan duysun. Gazze, Gazzelilerindir. Gazze, Filistin için direnenlerindir. Gazze, saldırılara, tehditlere, tacizlere, üzerlerine yağan bombalara rağmen topraklarını terk etmeyen Filistinlilerindir. Her yerde söyleyeceğiz, her yerde haykıracağız. İsrail’deki gözü dönmüşler duyana kadar tekrarlayacağız. Batı’daki tedarikçileri, destekçileri duyana kadar tekrarlayacağız. Gazze Gazzelilerindir. Gazze Filistinlilerindir.

"ONLARCA YÜZLERCE ÇOCUK İSRAİL ASKERLERİ TARAFINDAN ÇOĞU KEZ HEDEF ALINARAK KATLEDİLDİ"

Aramızdaki anneler, babalar, evlatlar, Gazzeliler hayatlarındaki her bir an yeryüzünden silininceye kadar katlediliyorlar. Onların suretlerini, gülümsemelerini başkalarına anlatacak insanlar da siliniyor yeryüzünden. Toplu bir yıkımla karşı karşıyayız, bir soykırımla karşı karşıyayız. Bu yüzden biraz onlardan bahsetmek istiyorum; onlar da bir surete, simaya sahip olsunlar diye, onları da anlatan birileri olsun, adlarını ananlar olsun diye onlardan bahsetmek istiyorum. Dua ederken evinde öldürülen Lurin'den, futbolu seven Taha'dan bahsetmek istiyorum. Arkadaşları tarafından bir türlü evine gönderilmeyen çalışkan doktor Mithat'tan, anne karnında ölen Davut'tan, 10 yaşındaki Eymen'den bahsetmek istiyorum sizlere. Hep söylüyorum, Filistin'deki zulüm 7 Ekim'de başlamadı. Üç aylık hamile Fatma, kızları Farah ve kardeşi Zekeriya ile yemek sofrasında katledildiğinde yıl 2006'ydı. Üç yıl sonra, 2009'da Abdullah Bey, oğlu Mahmud'u iki kez defnetmek zorunda kaldı. Bir babaya 14 yaşındaki oğlunun acısını iki defa yaşatan bir zalimlikle karşı karşıyayız. Onlarca yüzlerce çocuk İsrail askerleri tarafından çoğu kez hedef alınarak katledildi.

"KATLİAMCILAR, SİZE SESLENİYORUM: HER BİRİNİZ TEKER TEKER YARGILANACAKSINIZ"

Ölenlere bir borcumuz var. Sorumlular yargılanmadan biz bu borcu ödeyemeyiz. O yüzden bir kez daha tekrar ediyorum: Katliam emirlerini verenler hukuk karşısına çıkıp hesap verene kadar Filistin davası devam edecektir. Her biri teker teker yargılanıncaya değin Filistin davası devam edecektir. En tepedekilerden başlayıp aşağı doğru, yönetici kademelerinden bürokratlara, subaylara varıncaya değin her biri teker teker yargılanacak. Şimdi buradan onlara sesleniyorum. Netanyahu hükümetinde görev yapanlara, askerlerin başındaki komutanlara sesleniyorum. Emri verenlere, uygulayanlara, uygulanmasına aracılık edenlere… Her birine sesleniyorum: Filistinlilere sokak sokak, hane hane zulüm ettiniz. Çocukları gözaltına aldınız, hapsilere attınız, rehin tutup işkenceler yaptınız. Yetmedi, çıkıp yaptığınız işkenceyi açık açık savundunuz. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde soykırımcı olarak çoktan damgalandınız. Katliamcılar, size sesleniyorum: Her biriniz teker teker yargılanacaksınız."

Kaynak:Halk TV Haber Merkezi