SON DAKİKA! Özgür Özel iftar programında konuştu
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kayyum atanan Beylikdüzü'nde düzenlenen iftar programındaki konuşmasında Nisa Suresi 58’inci ayeti okuyarak başladı.
Özel, “Herhalde bu mübarek gecede, bu yaşadığımız son bir haftanın sonunda bu ayeti okuyup da bugün içinde bulunduğumuz durumun, bizler açısından ne kadar temiz, duyguların ne kadar halis, karşımızdaki yapının da ne kadar habis olduğunu bundan daha iyi idrak etmek mümkün olmazdı. Bugün Silivri zindanlarında Ekrem İmamoğlu’yla ‘Her şey çok güzel olacak’ diyen, gelecek umudumuzun adı Berkay’ı aynı zindana koyanlar, Türkiye’nin önünü tıkayanlardır. Ama bunu başaramayacaklar” dedi.
Özel'in iftar programındaki konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
"Dünya siyaset tarihine geçecek şekilde pazar günü 15 milyon 500 bin yurttaşımızın zorunlu, resmi olmadan, çağrıldıkları sandıklara giderek dayanışma gösterdikleri, imza attıkları, oy pusulularıyla ilan ettikleri Cumhurbaşkanı adayımız, sevgili evladınız Ekrem İmamoğlu'nu özlemle, sevgiyle kucaklıyoruz.
Dün öğleden sonra kendisiyle bir araya geldiğimde bu akşam iftarında Murat Çalık başkanımın ailesiyle, Dilek hanımla, Hasan amcayla, Ekrem başkanımızın biricik anacığıyla Beylikdüzü'nde iftar yapmayı düşündüğümde o bildiğiniz Ekrem başkan iki eliyle iki elimi tuttuğunda, gözlerimin içine baktı, gözünün içindeki sevgiyi, benim gözümden size ilettiğini hissettim.
İMAMOĞLU'NUN MESAJINI PAYLAŞTI
Dün öğleden sonra kendisiyle bir araya geldiğimde bu akşam Murat Çalık başkanımın ailesiyle, Dilek hanımla, Hasan amcayla, Ekrem başkanımızın biricik anacığıyla Beylikdüzü'nde iftar yapmayı düşündüğümüzü söylediğimde Ekrem başkan şunları söyledi:
'Mübarek Ramazan ayının dua ve ibadetlerinizle hayırlara vesile olmasını dileyeceğim Kadir Gecesi'ndeyiz, bu mübarek gecede milletimizin evlatları için dua ediyorum. Bereketiniz, huzurunuz, başarılarınız, kardeşler iğimiz, geleceğimiz, çocuklarımız, gençlerimiz için dua ediyorum. Barış ve çok güzel bir yaşam için dua ediyorum. Tutuklu gençlerimizi derhal serbest bırakılması için dua ediyorum. Yüce Allah'ım, milletimizi ve devletimizi adaletsiz, vicdansız ve kötü yöneticilerden korusun. Hepinizin Kadir gecesi mübarek olsun.'
Ekrem başkanın bahsettiği yüzlerce gençten bir tanesi de o otobüsün peşinden koşup, 'Ekrem abi, herşey güzel olacak' diyen Berkay kardeşimdir. Bugün Silivri zindanında Ekrem başkanımla her şey güzel olacak diyen gelecek umudumuzun adı Berkay'ı aynı zindan koyanlar Berkay'ın önünün tıkayanlardır, ancak bunu başaramayacaklar.
"KUMPAS SORUŞTURMASI SAVCISI ÇARESİZ BİR YERE SIKIŞTI"
İçeride hukuksuz şekilde tutuklananlar için kritik bir süreçteyiz. İmamoğlu'na karşı darbe ve kumpas soruşturması savcısı çaresiz bir yere sıkıştı. Algıyı çok yükseltmişti. MASAK raporundan bahsetti, bomboş, altına imza atacak kimseyi bulamayıp uzman yardımcısına imzalattıkları, onun da sorumluluk almayan cümleler kurduğu, hiçbir şey ispatlamayan, bütün hareketlerin Ekrem başkanın , Murat ve Resul Emre Şahan'ın ve diğer arkadaşların avukatları tarafından izah edildiği, kanıtların olmadığı, eldeki tek şeyin birbiri çelişkilerle doldu gizli tanık ifadeleri olduğu, onların da yaptıkları iftiraların, örneğin Ekrem başkanla hiçbir ilgili olmayıp, Erdoğan'a en yakın firma için bile eline verilen listede olduğu için iftiraları suç üstü yakalanınca sıkıştılar.
"İFTİRA ATACAK BİRİLERİNİ ARAYAN BİR SAVCIYLA KARŞI KARŞIYAYIZ"
Şimdi ise bütün televizyon kanallarına, namuslu gazetecilere, AKP veya MHP'de siyaset yapıyor olsun, vicdanında şu kadar vicdan kalmış olan herkese, Türkiye'deki herkesin vicdanına şikayet ederiz ki; suç yok, elde delil yok, çaresizlik büyük. Şimdi bu rezaleti örtbas etmek için, dosyanın içini şimdi doldurabilmek için, kendine yeni gizli tanıklar, yalandan iftiracılar, iftira atacak birilerini arayan bir savcıyla karşı karşıyayız. İmamoğlu'nun 10, 15 yıl önce Beylikdüzü'nden tanıdığı insanları, komşularını savcılığa çağırıp tanıklık yapmaya zorluyorlar.
"SAHTE, KORKUTAN VE YALAN İFADEYE ZORLAYAN ÇABALAR VAR"
'Siz iş yaptınız mı, alışverişiniz oldu mu, karşılığında bir şey verdiniz mi? Belediye başkanlığı sırasında kendisi, çevresi sizden bir şey istedi mi? İstemiştir, olduğunu biliyorum. İtiraf etmezsen, seni yalancı tanıklıktan seni içeriye atarım' diye sahte, korkutan ve yalan ifadeye zorlayan çabalar var. Diğer taraftan cezaevinde tutuklu kadınları SEGBİS bağlantısıyla arayıp, 'Bana anlatacağın bir şey varsa bu son şansın. Yoksa bir daha seni dinlemem, çocuklarını yüzünü yıllarca göremezsin' deyip 3 yaşında çocukları olan kadın tutukluları zorluyor. Ardından da yanına birini yolluyor, 'Savcı kızdı ama sen onun dediği gibi bir şeyler söylersen, hazır olursan yine söyleriz, seni dinler, buradan yarın çıkarsın' dedirtilmektedir.
"SENİN SAVCININ İNSAN İÇİNE ÇIKACAK YÜZÜ KALMADI"
Erdoğan'a sesleniyorum. Turpun büyüğü dedin, çıka çıka koca bir yalan çıktı. Ailelerin yüzüne bakamayacaksın dedin, aileler burada, birbirimizin yüzüne bakıyoruz. Ancak senin savcının insan içine çıkacak yüzü kalmadı. Şimdi yeni turplardan bahsediyorsunuz. Turpun büyüğünü böyle mi arıyorsunuz. Yalan söyler diye işbirliği teklif edilmez. Mübarek Kadir gecesinde herkese sesleniyoruz. Ayıp ve yazık ettiler. siyasi bir hırsa dünya kadar genç insanın, Ekrem başkanımız ve çevresindeki arkadaşların geleceklerini perişan etmeye çalışıyorlar.
Ama onlar ne bir kelime eksik konuşuyor ne de bu iftiraları birbirlerine atıyor ne de birbirleri hakkında bilmedikleri bir şeyi söylüyorlar. Hakikatten sapmıyorlar, gerçeğe sarılıyorlar. Allah’a ve kendilerine inanıyorlar. Biz de onların namuslarına, namusumuz kadar kefiliz.
Bugün, bu şartlar altında bir grup toplantısına çıkıp dünya kadar yalanı tekrar etti Erdoğan. Döndü, döndü, aynı yalanları söyledi. Bu yalanları ispat edecek tek bir kanıtları yok. Ama bir yandan da arkasında biz durduğumuz için, siz durduğunuz için, komşuları, hemşehrileri durduğu için, İstanbul’da bir hafta boyunca, yedi gece boyunca Saraçhane’de milyonlar, Türkiye’de on milyonlar, 23 Mart günü meydanda, demokrasi meydanında 15 milyon kişi olduğu için artık bu birlikteliğe dayanamıyorlar.
ŞEHZADEBAŞI CAMİİ İDDİALARI
Bugün tuttu, oraya gidenlerin Şehzadebaşı Camii’nde, Mimar Sinan’ın ilk dönem eseri Şehzadebaşı Camii’nde, mezarlıkları, mezar taşlarını tahrip ettiği yalanını attılar. Çaresizlikten, eskiden olduğu gibi cami yalanlarına kadar sığındılar, kendilerini savunmak için. Hemen gittik, gördük ki iki taş yıkılmış, Vali Bey ertesi sabah gelmeden kaldırılmış. Ekrem Başkan, oradaki hazireyi bırakın en iyi hâle getireyim diye dört senedir yalvarıyormuş. Hem imzayı vermemişler hem de oradaki taşları eylemciler kırıyor yalanıyla algı yapmaya çalışıyorlar. Bana da dedi ki, "Özgür Efendi, senin de yakında mezarın kazılır, kim kazar, kim kapar orası belli olmaz." Bunu yapmayıp mafya gibi mermi de yollayabilirdi ya da başka tehditlerde de bulunabilirdi. Bu lafın yüzde biri Erdoğan’a söylense, yeri yerinden oynatırlardı. Demiyorlar ki siyasette mezarın yeri ne, siyasette ölümün yeri ne?
"BİZ SARAYLARIN DEĞİL EVLATLARINA ONURU VE ŞEREFİ MİRAS BIRAKACAK İNSANLARIN YANINDAYIZ"
Savaşta bile savaş durdurulur, taraflar gider cenazelerini alır. İnancına göre defnedilir, sonra savaşa tekrar dönülür. Savaşta bile ceset üzerinden, naaş üzerinden, mübarek cenazeler üzerinden, kabir ve mezar üzerinden siyaset yapılmaz, söylem geliştirilmez. Savaşta dahi her şey olur ama mezarlara dokunulmaz. Böyle bir anlayışa rağmen, böyle bir gözü dönmüşlük karşısında hepimizin birbirine sarılması, omuz omuza durması ve bu kötülükten asla korkmaması gerekir. Biz sarayların, hanların, anıtların değil; gırtlağından haram lokma geçmemiş dürüst insanların, bundan sonra da ömrünün sonuna kadar böyle yaşayacak, mütevazı mezarlarda yatacak ama evlatlarına onuru ve şerefi miras bırakacak insanların yanındayız.
Ekrem İmamoğlu’nun vekaleti, Murat Çalık’ın vekaleti belediye meclislerimizden seçtiğimiz iki değerli kardeşimizdedir. Emanet, onlar adına hem onlara hem de hepimizedir. Aileleri, evlatları elbette hepimize emanettir. Ama her ikisinden aldığımız emanet; direnç, mücadele, onları unutmama ve en kısa zamanda özgürlüklerine kavuşturma mücadelesidir.
Buradan hepinizi saygıyla selamlar, Kadir Gecenizi bir kez daha mübarek ederken, iki yiğit evladınıza, hemşehrinize, o iki güzel insana, Murat Çalık’a ve Ekrem İmamoğlu’na en güçlü desteklerinizi iletmenizi, yürekten alkışlarınızı ta Silivri’ye kadar duyurmanızı bekliyorum. İkisi de onurumuzdur, onurumuza sahip çıkıyoruz, irademize sahip çıkıyoruz.
Duy Erdoğan, millet bu, halk bu! Millet ayakta, başkanlarının yanında! Hepinizi saygıyla selamlıyorum, sağ olun var olun."