Markalar kira hesaplaması yapmaktan iş yapamıyor

Markalar kira hesaplaması yapmaktan iş yapamıyor
Dövizdeki yükseliş, dükkânları kapatma noktasına getirdi. BMD Başkanı Öncel’e göre, markalar her an kira hesaplaması yapmaktan iş yapamıyor.

Cumhuriyet'ten Şehriban Kıraç, BMD Başkanı Öncel ile yaptığı röportajda dövizdeki yükseliş sonrası perakende sektörünün yaşadığı krizi ve bu krizden çıkış yollarını konu aldı. Döviz kurundaki hareketliliğin, perakendeciyi vurduğunu öne süren Kıraç, dövizle kiralama yapan AVM’lerdeki markaların zor günler geçirdiğini de belirtti.

Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel’e göre dövizden kaynaklı son bir ayda 240 milyon lirayı aşkın kira farkı oluştu. Öncel, “Markalar ellerinde hesap makineleriyle her an kira hesaplamaktan başka iş yapamıyor” derken, markaların çıkışı yurtdışında aradığını ifade etti.

İşte Şehriban Kıraç'ın BMD Başkanı Sinan Öncel ile yaptığı röportaj:

- Döviz çok yükseldi bu maliyetlerinizi nasıl etkiledi?

Maliyetlerin çok önemli bir kısmı dövize endeksli, hammadde dövize endeksli. Türkiye’den tedarik ettiğimiz hammaddelerin de hepsi dolara endeksli; pamuk diyorsun o da dolarla.

Dövizin artması maliyetlerimizi de çok artırdı. Mesela her şeyi aldık bir ürünü 15 liraya mal ettik bunu tüketiciye ne kadara satarsınız en fazla 25 liraya, 35 liraya satamazsınız. Şimdi 17 liraya mal ettiğimizi 26 liraya satamıyoruz. İşte burada felaket kuru var. Artık tüketicinin verebileceği fiyata ürün üretmeniz bu kurlarla mümkün değil. Artık hiçbir alanımız kalmıyor, malı satacak kıpırdayacak alanınız kalmıyor. Gemiyi yüzdürecek alan gittikçe daralıyor.

-Bu durumda ne yapacak üretici, satamayacaksa ne olacak?

Şu anda üreticiler fiyat veremiyor mesela. Yeni sipariş alamıyor. Önceden alınmış siparişlerini veriyor, yürümekte olan üretim bandında olan ürünleri üretmeye devam ediyor, yeni fiyat dediğin zaman bir dakika diyor.

FİYATA YANSIYACAK

-Ne kadar zamandır böyle?

Dövizin yükselmesiyle başlayan bir durum. Perakendeci aynı ürünü yerine aynı fiyatla koyamayacak ve maliyetler biraz daha artacak. Maliyetlerin fiyatlara nasıl yansıyacağını ise şimdiden öngörmek zor. Ürünü satamayacağımız şekilde de bir yansıma olmaz. Bu işin olumsuz tarafı. Olumlu tarafı ise yabancıya özellikle yabancının bol olduğu noktalarda satışlarda artış var. Avrupa’da 100 Avro’ya alacağı birebir ürünü Türkiye’de 60 Avro’ya alıyor. Eldeki stoklar eriyene kadar tüketicinin tam alım yapma zamanı ihtiyacı varsa tabii. Normal koşullarda gidip kredi kartına taksit yap, borçlan, malı al demek doğru bir şey değil.

-Üretici yeni sipariş almıyor dediniz, yeni sezon başlayacak, perakendeci hazır mı sezona?

Herkes kışlık ürününü zaten yaptırmıştı, 1 Eylül’den itibaren sezon açılacak. Ürün girişleri devam ediyordu, tahminim kış sezonunun ürünlerinin en az yarısı üretildi.

Mağazalar adeta rehin

-TL’ye dönen AVM oldu mu?

Şöyle bir şey yok, burası TL oldu burası döviz. Burada kritik nokta kiralama yapılırken TL opsiyonunun konmaması. Şimdi ben geliyorum buraya dükkân kiralayacağım, kaç para 500 Avro, ben TL ile kiralamak istiyorum, yok TL vermiyoruz, niye vermiyorsun, ben dövizle borçlandım diyor. Ee borçlanma. Yılbaşında 36 bin TL olan kiran dövize bağlı olarak şimdi 62 bin TL olmuş. İşte bu felaket kurudur. Günlük kurdan kira kesen de var. Temmuz kiraları 4.60 üzerinden kesildi. Ağustos kiralarında ise kur 6.50’ye kadar çıktı. Aradaki farkı markaların ödemesi çok zor.

-Bu maliyeti karşılayamıyorsa AVM’lerden çıkma yoluna gidemiyor mu?

En önemli problem şurada; marka kiralama yaptığı zamanki ekonominin gidişi, koşullarda markanın para kazanmasına elverişliymiş. Firma 4 yıl önce herhangi bir olumsuzluk hissetmemiş AVM’lerle 5-10 yıllık sözleşmeler yapmışlar. Ama arada krizler çıkmış, turizm dip yapmış, Rusya ile sorun yaşanmış. Marka ben AVM’den çıkmak istiyorum demiş. Üç aylık cezayı da ödeyeyim demiş. AVM yok diyor. Bir yıllık cezayı vereceksin. İnsaf çerçevesinde hareket eden biri evet der. Kur 6-7 liraya geldi bunlar hâlâ aynı kafadalar. Erken çıkmaya kalkarsan da sana dava açarım bir yıllık cezayı mahkeme kararı ile haciz ederek alırım diyen bir kesim var. Bizim tepkimiz bu zihniyete. Bunlar sadece yabancı yatırımcı da değil yerliler de var. Şu an birçok mağaza AVM’de rehin kaldı. Biz Bakanlığa önlem alması için başvurduk. Şu an bırakın kirada indirim istemeyi dükkân kapatmak için mücadele veriyoruz.

-Sektörde kârlılık ne seviyede şu anda?

Yüzde 10 ile 15 arasında vergi öncesi kâr açıklayan bir şirket çok başarılı demektir. Kârlılıklarda ciddi daralma söz konusu. Bir de verimsiz yerin verimlinin kârını götürmesi var. Mesela benim bir üyem ben yurtdışına açılmak istiyorum, kaynak yaratmam lazım ama başımda 100 küsür mağazanın 20’sinden kurtulmam lazım çünkü bütün kârımı burası götürüyor ama kapatmaya çalıştığımda da çok büyük bir tazminatla karşı karşıyayım. Yani tek mağaza kapatmak için neredeyse 700-800 bin liraya yakın tazminatlar ödemekle karşı karşıyalar.

47 milyarlık  ekonomi

 -BMD’nin üye sayısı kaça çıktı?

Şu anda 420 markamız var.

-Ne kadarlık bir ekonomiyi yönetiyorsunuz?

47 milyar dolarlık bir ekonomiyi yönetiyor üyelerimiz. Yurt içinde 67 bin satış noktamız var. 100 markanın 108 ülkede mağazaları var. Sektörümüzde 350-400 bin kişi çalışıyor.

Biz şimdi markalı ihracata odaklanmak istiyoruz. Bunun için Gümrük Bakanımızla da görüştük. Yapılacak yurtdışı gezilerinde mutlaka biz de dernek olarak temsilci göndermek istiyoruz. Mesela Çin Büyükelçisiyle yakın temastayız, Çin bizim için çok önemli bir pazar. Çin Ticari Konsolosu bizim toplantımıza geldi. Gelecek 5 yılda 2 trilyon dolarlık alım yapacak. Biz buralardan pay almak istiyoruz.

HERKES KAPATMA DERDİNDE

-Türkiye’yi kapatıp yurtdışına gitme eğilimi var mı sizin sektörde?

Türkiye’de operasyonu tamamen durdurup yurtdışına giden arkadaşlar var evet. Herkes şu anda verimsiz mağazasını kapama derdinde, onun için biz feryat figan ediyoruz hani bir an önce çıkalım çünkü ödediğimiz her ay bize ciddi rakam. Zaten şu an bizim birinci gündem maddemiz yurtdışı operasyonumuzu nasıl artırabiliriz, olmayanlar nasıl kurabilir, ikincisi de daha fazla nasıl alışveriş turizmini canlandırabiliriz çünkü alışveriş turizminin Türkiye’de canlanması demek taksi şoföründen sokaktaki büfeye, işportacıya, herkese, bütün ekonomiye yansıması demek.

-Yurtdışında mağaza sayısı kaça çıktı?

3 bin 500’ü geçti. Sene sonunda 4 bini bulacak. Bu trend 2016’da başladı artarak devam ediyor.

-Alışveriş turizmi dediniz bu sektörün derdine deva olur mu?

Türkiye şu anda inanılmaz önemli bir alışveriş cenneti haline geldi, bu önemli bir fırsat. Tabii, turizm çok kırılgan bir sektör. Risklerimizi hangi para ile satıyorsak o parada tutmamız gerek.

-Türkiye perakende sektörüne gelen bazı yabancılar pazardan geri çıktı, Türkiye’den çıkışlar sürer mi?

Birincisi Türk markalarıyla rekabet edemediler, ikincisi gümrük vergileri aşırı yükseldi. Üçüncüsü de az mağazaları olduğu için Türkiye’de üretim yapamadılar. İthalata ciddi vergiler olunca ve döviz de çok yükselince çıkmak durumunda kaldılar. Şimdi de çok orijinal ürün yapan, talep elastikiyeti olmayan firmalar gelirse ayakta kalma şansı olmaz.

KKTC sabitledi

-AVM’lerde dövizle kiralamalar sizin sürekli eleştirdiğiniz bir konu kurun bu kadar yükseldiği bir dönemde Alışveriş Merkezi Yatırımcıları Derneği ile bir görüşmeniz oldu mu?  

Uzun süredir hiçbir iletişimimiz olmadı, konuşarak bir adım, bir milim ilerleme kaydedilemiyor. Oradaki arkadaşları da kınamıyoruz, onların elinde olan bir şey de değil. Yabancı fonların elinde olan AVM’lerin yönetimi tamamen yurtdışında. Yurtdışından gelen olumlu veya olumsuz yaklaşımlarla burası yönetiliyor.

-Siz ne istiyorsunuz, kiralarda TL’ye mi dönülsün?

Kimsenin TL’ye dönülsün gibi bir derdi yok. Biz yaşanabilir kira-ciro oranı istiyoruz. Geçen hafta KKTC’de döviz kira sözleşmelerinde dolar 3.80’e Avro ise 4.60’a sabitlendi. Biz de böyle bir sabitleme bekliyoruz.