KRT emekçilerinin direnişi beşinci gününde! DEM Partili Konukçu'dan çağrı
KRT TV çalışanları, 28 Mart’tan bu yana ödenmeyen iki maaş ve üç yemek ücreti nedeniyle grevde. Bayramın ilk günü de grev devam etti; kanal yayını durdu ve bant yayınla idare etti.
Gazetecilerden Fatih Yapıcı, geçtiğimiz gün patronun ilk kez görüşme talebini kabul ettiğini, ancak taleplerini karşılamadığını söyledi.
Kanal yönetimi grevi kırmak için bazı çalışanları yayına çıkarmaya çalıştı ancak kimse teklifi kabul etmedi. Bu nedenle kanal, program yapamadı ve bant yayına devam etti.
Grevdeki emekçiler, bayram sonrası İş Kanunu’nun 34. maddesi kapsamında işten imtina hakkını kullanacaklarını da açıkladı.
Gazeteci Gökçe Çiçek Kösedağı, sosyal medya hesabından KRT'deki basın emekçilerinin beşinci gününden video paylaştı. Kösedağı, TİP Lideri Erkan Baş, SOL Partili Alper Taş, Saadet Partisi Vekili Mustafa Kaya, DEM Parti Vekili Kezban Konukçu ve Gazeteci Zafer Arapkirli'nin emekçilere destek ziyaretinde bulunup konuşma yaptığını bildirdi. Konukçu'nun konuşmasının kısa bir bölümünü de Kösedağı paylaştı. Konukçu şunları ifade etti:
"...ayrıldıktan sonra 7 aydır işsiz bir medya emekçisi olarak, onların derdini en yakından bilen bir insan olarak konuşuyorum burada.
Patronlar, kapitalistler maalesef emekçileri birer makine, birer alet olarak görür ve istediği zaman kapının önüne koyabilecek, istediği zaman aç susuz ekmeksiz bırakabilecek, değersiz bir yaratık olarak görürler.
Ama emekçiler bunun üstesinden ancak emek, örgütlü mücadeleyle gelebilirler. Örgütlü mücadelenin adresi de sendikadır. Maalesef basın sektöründe"
ERKAN BAŞ:UTANIYORUM
TİP Genel Başkanı Erkan Baş da şunları ifade etti:
- Sevgili arkadaşlar, değerli basın emekçileri, diyelim, , bir takvim yapraklarına göre bayram günündeyiz ama herhalde Türkiye gerçeğine uygun bir biçimde bayram kutlamak için direniş alanlarındayız. Ben her şeyden önce başka eylemlerde, başka görevlerde, işçilerin Türkiye'nin dört bir yanındaki hak alma mücadelelerinde belki de şimdi burada seslerini duyurmaya çalışan arkadaşlarımız aracılığıyla haberdar olduğumuzu bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Dolayısıyla burada, Türkiye'de işçilerin, işçi sınıfının, emekçilerin, halkın, patronlar karşısında uğradığı haksızlıkları tekrar tekrar anlatmaya gerek yok. Zaten bugün yanlarında durduğumuz arkadaşlarımız sayesinde biz bunu bugüne kadar öğrendik. Belki de tam bu yüzden, belki de tam bu yüzden, değerli arkadaşlar, aslında bugün buraya gelmeyi hepimiz kendimiz için bir görev bildik.
- Çünkü pek çok zaman, uğradığımız herhangi bir haksızlık karşısında herhangi bir yurttaş, basın emekçilerine ulaşmaya çalışır. "Sesimizi duyurun, lütfen sesimizin duyulmasına yardım edin" diye kapılarını çaldığımız, telefonla aradığımız, mail yağmuruna tuttuğumuz arkadaşlar aslında defalarca kez haberlerini yaptıkları haksızlıklardan bir tanesine bugün maruz bırakılmış durumdalar.
"UTANIYORUM ARKADAŞLAR"
- Kendileri zaten çok güzel bir biçimde bunu bizimle paylaştılar. Ben utanıyorum arkadaşlar. Yani biz "yemek paramızı istiyoruz" diye eylem yapmak zorunda kalmaktan utanıyorum. Biz hakkımız olanı, biz alın terimizin karşılığını almak için buradayız demekten gerçekten utanıyorum ve bu nedenle herhalde sesimizin ulaştığı herkesin ama bu sesi daha fazla insana ulaştırmamız lazım çünkü biliyoruz ki bu ses halkımıza ulaşmasın diye çok uğraşacaklar. Ama tam da hepimizin KRT emekçilerinin yanında durması gerektiğini gösteren bir örnekle karşı karşıyayız.
"KÖLE YAKLAŞIMINI EGEMEN KILMAK İSTİYORLAR"
- Bugün burada sadece KRT işçilerinin hakları gasp edilmiyor. Aynı zamanda halkın haber alma hakkı gasp ediliyor. Patronlar sadece onların istediklerini, onların istediği gibi duyalım, onların istediği gibi izleyelim diye emekçileri köleleştiren bir yaklaşımı Türkiye'ye egemen kılmaya çalış-, çalışıyorlar. O yüzden buradan sesimin ulaştığı tüm yurttaşlarımıza bir çağrıda bulunmak istiyorum.
"HEP BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ"
- Arkadaşlarımız elbette kendileri için, elbette çocukları için, elbette ki aileleri için, elbette ki ekmekleri için mücadele ediyorlar. Ama bu aynı zamanda hepimiz için verilen bir özgürlük mücadelesi, bu aynı zamanda hepimiz için verilen bir hak mücadelesi. O yüzden ben burada Türkiye İşçi Partisi adına söz veriyorum. KRT emekçisi arkadaşlar bizden ne istiyorsa elimizden geldiği kadarıyla bunu hayata geçirmek için çalışacağız. Buyurun, şurada durun dediklerinde burada duracağız, arkada durun dediklerinde arkada duracağız, beraber yürüyelim dediklerinde beraber yürüyeceğiz, beraber oturalım dediklerinde beraber oturacağız. Çünkü KRT emekçileri hem kendileri için hem özgür bir ülke için, hepimiz için mücadele ediyorlar. Mücadeleleri mücadelemizdir. Hep birlikte başaracağız arkadaşlar.
