Kızılay'da 'Madımak' protestosu: "Ahmet Dedeniz hiç gitmedi ki hoş gelsin"
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, 200’e yakın imzacı örgütün desteğiyle Adalet Bakanlığı önünde basın açıklaması yapmak istedi. Emniyet güçleri, Valilik izni olmadığı gerekçesiyle basın açıklamasına izin vermedi, açıklama için toplananları Çankaya Belediyesi önüne yönlendirdi. Sağlık sorunları gerekçesiyle yedi emniyet görevlisinin tanıklığı, video ve bant kayıtlarına rağmen Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle affedilen Kılıç için iktidara yakın gazetelerde atılan “Ahmet Dede hoş geldin” manşetlerine karşı sert tepki veren örgütler, yaptıkları basın açıklamasında “Ahmet Dedeniz hiç gitmedi ki hoş gelsin” dedi.
Gazete Rüzgârlı'dan Hande Atılgan'ın haberine göre; eyleme katılan Alevi örgütleri, Sivas Katliamı’nda hayatını kaybeden Carina Cuanna Thedora Thuys için 16 Mart’ta Hollanda Büyükelçiliği önünde olacaklarını söyledi. Alevi örgütleri, 27 yıldır süren Madımak Katliamı duruşmasının 18 Mart’ta Ankara Adliyesi 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılacak duruşmasına da katılacaklarını duyurdu. Açıklamada, her hafta Ankara dahil olmak üzere pek çok ilde eylemlerin sürdürüleceği belirtildi.
“Bu af kararı ötekileştirmeyi daha da derinleştirir”
Affetmenin yüzleşmekle mümkün olacağının vurgulandığı açıklamada, Sivas Katliamı sanıklarının AKP iktidarınca milletvekili, bakan ve Anayasa Mahkemesi üyesi yapıldığı hatırlatılarak şu ifadeler kaydedildi:
“Sivas Katliamı hükümlülerinden Ahmet Turan Kılıç hakkında yedi emniyet görevlisinin tanıklığı, video ve bant kayıtları bulunmasına rağmen, sağlık gerekçesiyle Cumhurbaşkanı tarafından affedilmesi ve serbest bırakılması adalet duygusu ve vicdanı olan hiçbir insan tarafından kabul görmez. Ve bu af kararı toplumun adalete olan güvencesini derinden sarsar, ayrımcılığı ve ötekileştirmeyi daha da derinleştirir. Unutulmamalıdır ki, af kurumu aynı zamanda toplumsal barışın sağlanması amacını taşır. Fakat cezaevlerinde ağır hastalığı adli tıp raporu ile belirlenmiş yüzlerce hasta tutuklu ve hükümlü varken; insanlığa karşı suç işlediği açık ve net olan bir katliam sanığının affedilmesi hangi toplumsal barışa katkı sunabilir. Yaşam hakkı insan için en kutsal ve dokunulmaz haktır. Bu hakkın keyfi ve adaletsiz bir şekilde hiçe sayılmasını asla affetmeyeceğiz. Bilinmelidir ki, 27 yıldır sürdürdüğümüz adalet mücadelesini alınan bu af kararı geri alınıncaya kadar aynı kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Ne yakanları ne de aklayanları affedeceğiz.”