Kılıçdaroğlu: Uyuşturucu baronlarının burnundan getirmezsem siyaseti bırakacağım

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin yeni üyelerine, "Biz siyaseti halk için yapıyoruz, saray beslemeleri için değil. Biz siyaseti halk için, çocuklarımız için yapıyoruz, bir avuç yandaş için değil" sözleri ile seslendi. "Uyuşturucu baronlarının burnundan getirmezsem siyaseti bırakacağım" diyen Kılıçdaroğlu, en büyük desteğinin halk gücü olduğunu söyledi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir'de "CHP Üye Katılım Töreni"ne katıldı. Kürsüde partililere seslenen Kılıçdaroğlu, adalet vurgusu yaptı. Kılıçdaroğlu, "Sınır namustur diye yazar bütün sınırlarda. Sınır namussa nasıl oluyor da yol geçen hanına dönüyor. Nasıl oluyor da uyuşturucu baronları rahatlıkla gidip gelebiliyor, uyuşturucu baronları bu ülkede istedikleri gibi at koşturabiliyorlar. Gazeteci, yazarı, çizeri, avukatı hapiste; 80, 90 yaşında olanlar hapiste, uyuşturucu baronları dışarıda. O uyuşturucu baronlarının burnundan getirmezsem siyaseti bırakacağım" dedi.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“Beraber olacağız bu ülkeye huzuru, barışı, kardeşliği getirinceye kadar: Bürokratlara bir çağrı yaptım; yanlışın altına imza atmayın, kul hakkı yiyenlerden taraf olmayın, adaleti savunun, yasalara uygun davrandığınız sürece sizin yanınızda olacağız diye. Hiç kimsenin endişelenmemesi gerektiğini söyledim, ‘yeter ki adaletli olun, doğru olun, yasalara uyun.’ Dolayısıyla aramızda olan 17 imam kardeşimize yürekten teşekkür ediyorum. Onlardan tek bir şey istiyorum; kul hakkı yiyenlerden taraf olanlardan uzak dursunlar. Tek isteğim o. Biz adaleti, beraberliği, birlikte olmayı, kadın erkek eşitliğini savunuyoruz. Beraber olursak, birlikte olursak güçlü olacağız. O nedenle hep birlikte Türkiye’yi aydınlığa çıkaracağız, bundan herkesin emin olasını isterim. Karamsarlığa kapılmaya hakkımız yok. Mademki Milli Kurtuluş Savaşını verdik, mademki en zor koşullarda bu ülkeye bağımsızlığı getirdik, mademki en zor koşullarda mandayı reddettik o zaman şimdi cumhuriyetin ikinci yüzyılına hazırlanırken birlikte mücadele edeceğiz, anca ve kanca beraber olacağız bu ülkeye huzuru, barışı, kardeşliği getirinceye kadar.

CHP’li olmak demek kadın erkek eşitliğini savunmak demektir: CHP’ye katılmak yeni sorumluluklar üstenmek demektir. Artık CHP üyesi sıradan bir kişi değildir. Partisini bilecek, halkı bilecek, halkın sorunlarını bilecek. Her sorunun nasıl çözüleceğini büyük bir sabır, dikkat ve bilgiyle karşısındakine aktaracak. Dolayısıyla CHP’li olmak sıradan bir olay değildir. CHP’li olmak Mustafa Kemal ve arkadaşlarının verdiği Milli Kurtuluş Savaşı’nın arkasında durmak, bağımsızlığın arkasında durmak demektir. CHP’li olmak demek hiçbir çocuğun yatağa aç girilmediği bir Türkiye’yi inşa etmek demektir. CHP’li olmak demek kadın erkek eşitliğini savunmak demektir. CHP’li olmak demek İstanbul Sözleşmesi’ni bir hafta içinde yeniden yürürlüğe koymak demektir. CHP’li olmak demek işsizlikle mücadele demektir. CHP’li olmak demek; acıya, gözyaşına karşı durmak demektir. CHP’li olmak demek herkesin inancına, kimliğine, yaşam tarzına, saygı duymak demektir. CHP’li olmak bilmediğimiz, tanımadığımız bir köyle bir kasabada bir insan bir dram yaşıyorsa o yaşanan dramı içselleştirmek demektir. 85 milyon insanın güler yüzlü olmasını savunmak demektir. CHP’li olmak sıradan bir olay değildir.

Adaletsizliğe karşı birlikte duracağız, beraber duracağız: İster bakkalda, ister fabrikada, ister tarlada, ister sokakta, parkta; nerede olursak olalım, bu ülkenin insanları huzuru hak ediyor. Bu ülkenin insanları yoksulluğu hak etmiyor, zenginliği, varsıllığı, hakça bölüşmeyi hak ediyor. Beraber, birlikte olmayı hak ediyor. Biri yer biri bakarsa kıyametin ondan kopacağını atalarımız bize söyledi. CHP olmak demek, gelir dağılımında eşitlik demektir. Herkesin karnının doyduğu bir Türkiye demektir. CHP olmak demek adaletten yana tavır takınmak demektir. Adaletli olmak demektir. Devletin dini adalettir. Kâinat adalet üzerine inşa edilmiştir. Adaletsizliğe karşı birlikte duracağız, beraber duracağız.

Biz siyaseti halk için yapıyoruz, oligarklar için değil: Sınava girip Türkiye’de derece alan, sözlü sınavda elenen bütün o gençlerin hakkını ve hukukunu sonuna kadar savunacağız. Hiç kimse unutmasın, TÜİK’in önüne; işçinin, memurun, emeklinin, dul ve yetimin hakkını savunmak için gittik. Eğer işçinin, memurun, dul ve yetimin hakkını savunmazsanız o zaman niçin siyaset yapıyorsunuz, sorusunu soracağız. Biz siyaseti halk için yapıyoruz, oligarklar için değil. Biz siyaseti halk için yapıyoruz, saray beslemeleri için değil. Biz siyaseti halk için, çocuklarımız için, evlatlarımız için yapıyoruz, bir avuç yandaş için değil. Bu ülkede bir tek çocuk huzursuzsa ve bir anne evladını doğru dürüst beslemeden yatağa yatırıyorsa hiç birimizin uyumaya hakkı yok. Birlikte çalışacağız. Ta ki en son evladımız da huzur içinde yatağa yattığı zaman. Anne huzur içinde evladını okula gönderdiği zaman.

Birileri beş, altı yerden maaş alıyor, birileri iş bulamıyorsa oturup düşünmemiz lazım: Bütün haksızlıklara karşı mücadele edeceğiz. Haksızlıklara karşı mücadele etmiyorsanız sizin siyaset yapmanızın bir anlamı yok. Üniversiteyi bitirmiş, doktora yapmış, hala iş arıyor, bulamıyor. Birileri beş, altı yerden maaş alıyor, birileri iş bulamıyorsa oturup düşünmemiz lazım. O nedenle CHP olmak sıradan bir olay değildir. CHP’li olmak, adaletten, hukuktan, doğruluktan yana olmak demektir. Ve CHP’li olmak halktan yana, mazlumdan yana olmak demektir. Varsıldan değil, fakirden, fukaradan yana olmak demektir. Onların da yaşayabileceği güzel bir Türkiye’yi inşa etmek gerekiyor. Beraber ve birlikte yapacağız.

CHP’li olmak demek, sorumluluk üstlenmek demektir: Yeni katılan arkadaşlar, artık bilmeliler ki CHP’li olmak sıradan bir olay değildir. CHP’li olmak demek, sorumluluk üstlenmek demektir. Ülkenin sorunlarına kilitlenmek demektir. Artı; her sorunun nasıl çözüleceğini bilmek demektir. Kırsala gittiğinde üniversite mezunu ile karşılaştığınızda, parkta çocuklar ile oynadığınızda neyin, nasıl çözüleceğini her ortamda anlaşılır bir dille anlatmak demektir. O nedenle CHP’li olmak kolay bir iş değildir. Zor bir iştir. CHP’li olmak demek Yozgat’ın kokulu mercimeği varken dışarıdan mercimek ithal etmemek demektir. Bu ülkenin Harran Ovası, Çukurova’sı varken dışarıdan pamuk, buğday ithal etmemek demektir. Kendi çiftçisini desteklemek, kendi çiftçisinin üretmesi için her türlü çabayı göstermek demektir.

Beşli çetelerden fakirin, fukaranın hakkını sormak benim temel görevim olacaktır: CHP’li olmak demek, devleti beşli çetelere teslim etmemek demektir. Beşli çeteler… Hiç kimse endişe etmesin, hakkı, hukuku ve adaleti savunuyorsak; beşli çetelerden fakirin, fukaranın hakkını sormak benim temel görevim olacaktır. Bu görevi yaparken en büyük destekçim sizler olacaksınız. Bu ülkenin insanları olacak. Bizim ülkemizde milyonlarca kişi işsizken, anneler, babalar evlatlarım nasıl iş bulur diye yakınırken eğer siz milyonlarca göçmene kapıları açıyorsanız Türkiye’nin sınırlarını yol geçen hanına döndürüyorsanız buna karşı durmak CHP’lilerin görevidir.

O uyuşturucu baronlarının burnundan getirmezsem siyaseti bırakacağım: Sınır namustur diye yazar bütün sınırlarda. Sınır namussa nasıl oluyor da yol geçen hanına dönüyor. Nasıl oluyor da uyuşturucu baronları rahatlıkla gidip gelebiliyor, uyuşturucu baronları bu ülkede istedikleri gibi at koşturabiliyorlar. Gazeteci, yazarı, çizeri, avukatı hapiste; 80, 90 yaşında olanlar hapiste uyuşturucu baronları dışarıda. O uyuşturucu baronlarının burnundan getirmezsem siyaseti bırakacağım. En büyük gücüm sizsiniz. Bu ülkenin halkı. Halktan daha büyük bir güç yoktur. Beraber mücadele edeceğiz. Bu mücadele hak mücadelesidir. Sıradan bir mücadele değildir.

Helal lokma yemek istiyorsanız bize katılın: CHP’ye katılın dedim. Bize katılın. Adaleti savunuyorsanız bize katılın. İşsizliğe, yoksulluğa karşıysanız bize katılın. Birileri hakkı, hukuku ihlal ediyor, haramla besleniyor, helal lokma yemek istiyorsanız bize katılın, birlikte mücadele edelim. Alın terine değer vermek istiyorsanız, alın terinden, çiftçiden, üreticiden yanaysanız bize katılın, birlikte mücadele edeceğiz.

Kadına yönelik şiddetin asla affedilmediği bir Türkiye: Türkiye, ikinci yüzyıla adım atıyor. İkinci yüzyılda Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandıracağız. Herkesin düşüncesini özgürce ifade ettiği bir Türkiye, herkesin sokaklarda, caddelerde özgürce gezdiği bir Türkiye, herkesin karnının doyduğu bir Türkiye. Her üretenin hakkı olan geliri kazanabildiği bir Türkiye. Kadının ve erkeğin eşit olduğu bir Türkiye. Kadına yönelik şiddetin asla affedilmediği bir Türkiye. Bunları yapacağız. Birlikte yapacağız. İşin özeti, birlikte mücadele edeceğiz, var mısınız? Mücadelemiz kutlu olsun, mübarek olsun. Bu mücadele bir hak, adalet mücadelesidir unutmayın. Bu mücadele, Türkiye’nin itibarının sağlanması mücadelesidir. Bu mücadele, devleti yöneten hiç kimsenin birilerinin önünde eğilmemesi demektir. Bu mücadele, devleti yönetenlerin ülke ülke dolaşıp para dilenmemesi demektir. Bu mücadele hak, adalet mücadelesidir. Adalet Yürüyüşü bitmedi, daha yolun başındayız. Ve adalet mücadelesini, Adalet Yürüyüşü’nü bu ülkeye gerçek anlamda demokrasi gelinceye kadar mücadelemiz ve yürüyüşümüz devam edecek. Seller gibi akacağız. Güzel bir Türkiye’yi beraber inşa edeceğiz. Önce Türkiye, önce insanımız, önce adalet, önce demokrasi, önce hak, önce hukuk diyoruz.”

Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından partiye yeni katılan üyelere CHP rozeti taktı.

Kaynak:ANKA Haber Ajansı