Kılıçdaroğlu: İmralı da Kandil de muhatabımız değil

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Kürt sorununu HDP ile çözebiliriz” diyerek bu konuda önemli bir hamle yaptı ve siyasette alan açtı.

Kılıçdaroğlu’nun sözleri gündem olurken HDP Milletvekili Sezai Temelli, “HDP elbette kolaylaştırıcıdır ama asıl muhatap İmralı’dır” şeklinde özetlenebilecek açıklamasıyla, Abdullah Öcalan’ı adres gösterdi.

HDP kurumsal olarak bu satırlar yazıldığında henüz resmi bir açıklama yapmamıştı. Sessizliğini koruyordu. Ancak Temelli, “Öcalan’ı adres göstererek, HDP’yi hiçleştirdiği” eleştirileri üzerine Hak TV’ye bir açıklama yaparak sözlerinin HDP’yi bağlamayacağını, kişisel görüşlerini açıkladığını belirtti. Bu açıklamayla HDP Genel Merkezi’ni bir ölçüde rahatlattı.

Temelli’nin “Öcalan’ı adres göstermesi”ni Kılıçdaroğlu nasıl karşıladı? Temelli’nin sözleri de HDP’nin bu sözler karşısındaki sessizliği de Kılıçdaroğlu’nu etkilemiş görünmüyor. Bu soruyu kendisine yönelttiğim de yanıtı şöyle oldu: “Ben görüşümüzü söyledim. Bizim için bu konuda tek adres var o da Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. Parlamento dışında bir adres yoktur. İmralı da Kandil de muhatabımız değildir.”

Kılıçdaroğlu, ısrarla parlamentoyu işaret etmesinin nedenlerini de şöyle açıkladı: “Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşu dahil en kritik sorunlarını Meclis’te çözmüştür. Meclis millet iradesinin Kabe’sidir. O kadar ki bu Meclis, Mustafa Kemal Atatürk’e başkomutanlık yetkisini bile 3 aylık süreyle vermiştir. Gerek gördüğünde yine belli süreyle yetki vermiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, yetkileri konusunda çok hassastır. Bu nedenle Türkiye yine kritik, çok önemli sorunlarını Meclis’te çözmelidir. Kürt sorununun çözüm yeri de Meclis’tir. Parlamentoyu çözüm yeri olarak gösterirken sadece HDP’ye çağrı yapmış olmuyorum. Bütün partilere çağrı yapıyorum. Bu sorunu Meclis’te hep birlikte, konuşarak, görüşerek çözebiliriz, çözmeliyiz.”

Meclis dışında çözüm denendi 

Kılıçdaroğlu, Meclis dışında bir çözüm adresi aranmasının stratejik bir hata olduğunu da vurgulayarak şu değerlendirmeyi yaptı: “Geçmiş dönemde Meclis dışında çözüm denendi ve başarısız oldu. Ben o zaman da Meclis dışında çözüm aramanın yanlış olduğunu, stratejik bir hata olduğunu söylemiştim. Eleştirilerimi, uyarılarımı dile getirmiştim. Çözüm süreci olarak adlandırılan o dönem başarısızlıkla sonuçlandı. Çünkü adres yanlıştı. Starateji yanlıştı.”

HDP meşrudur 

Kılıçdaroğlu, Kürt sorununun çözümünde HDP’yi muhatap almasının gerekçelerini de şöyle ifade etti: “HDP meşru bir partidir. Vatandaştan oy alarak Meclis’e gelmiştir. Meclis’te grubu vardır. Meclis Başkan Vekilliği vardır ve sırası gelince Meclis’i HDP’li başkan vekili yönetmektedir. Bu bakımdan sorunların çözümünde muhataptır.”

Çözümün çerçevesi 

Kılıçdaroğlu, partisinin son kurultayında da Kürt sorununun çözümü konusunda söz vermişti. Bu vaadi, CHP kurultayının oybirliğiyle onayladığı 2 Yüzyıla Çağrı Bildirisi’nde de yer aldı. Kılıçdaroğlu, adres olarak parlamentoyu gösterirken, hangi çerçeve içinde bir çözüm düşünüyor?

Bu soruyu yönelttiğimde şu yanıtı verdi: “Çözüm parlamentoda ve üniter yapı içinde olacaktır. Tanımlamak gerekirse, çerçeve elbette anayasanın ilk dört maddesidir. Vatanın bölünmezliği, üniter yapısı, bayrağı, Türkiye Cumhuriyeti’nin nitelikleri çerçeveyi oluşturur. Bütün sorunlar gibi bu sorun da bu çerçeve içinde çözülecektir.”

Hamlenin sonuçları 

Kılıçdaroğlu’nun son hamlesi Millet İttifakı’nı rahatlatan, Cumhur İttifakı’nı ise sıkıntıya sokan bir hamle oldu. Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorununun çözümünde, İmralı’yı ve Kandil’i muhatap almayacaklarını vurgulaması, iktidarın “CHP’yi ve İYİ Parti’yi HDP üzerinden PKK’yla birlikte olmakla, işbirliği yapmakla suçlama” kolaycılığını elinden aldı. CHP ve Millet İttifakı’yla İmralı ve Kandil arasına net bir çizgi çizerek, iktidarın sık sık kullandığı ve gerçeği yansıtmayan propagandasını boşa çıkarmış oldu.

İmralı ve Kandil’le CHP arasına çok net her mesafe koyarak, İYİ Parti’yi ve İttifak’taki milliyetçi tabanı da rahatlattı. Nitekim İYİ Parti sözcüleri de “HDP meşru bir partidir” diyerek, Kılıçdaroğlu’nun bu ayırımına katıldıklarını ifade etmiş oldular. Kılıçdaroğlu bu çıkışıyla yeni bir yol açarken, seçim öncesinde iktidarın elindeki silahı da almış oldu.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Fikret Bila Arşivi