Kılıçdaroğlu ile birlikte TÜİK'e alınmayan Selin Sayek Böke o anları Halk TV'de anlattı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte TÜİK'e alınmayan Genel Sekreter Selin Sayek Böke, o anları Halk TV'de anlattı. İpek Özbey ile Kadraj programına bağlanan Böke, 'Kapıyı açtırmayanın saray olduğunu biliyoruz' dedi.

TÜİK'in açıkladığı enflasyon verileriyle halkın yaşadığı ekonomik sıkıntılar arasındaki uçuruma yanıt bulmak TÜİK'e gittiklerini ifade eden Böke, yapılan ziyaretin asıl amacını şöyle açıkladı:

"Türkiye'de halkın yaşıyor olduğu gerçekleri bizzat halkın içerisinde siyaset yapanlar olarak gözlemliyoruz, halkın bir parçası olarak kendimiz de yaşıyoruz. TÜİK'in yayınlıyor olduğu enflasyon verileriyle halkın yaşıyor olduğu gerçeklik arasında uçurum günden güne açılıyor. Bu uçurum halkın yaşıyor olduğu gerçeğin gizlenmesi olarak karşımıza çıkıyor, bununla birlikte TÜİK'in yayınladığı veriler ışığında politikalar belirleniyor. Dolayısıyla TÜİK'e bu ziyaretin yapılmasının amacı, halkın yaşadığı gerçeklikle TÜİK'in yayınladığı veriler arasındaki uyumsuzluğun nereden kaynaklandığına dair bilgi edinmek, sormak."

'Kapıyı açtırmayanın saray olduğunu biliyoruz'

TÜİK binasının kapılarının kendilerine kapanmasını halkın olan kurumun halka kapanması olarak ifade eden Böke, kapıda yaşanılanları şu sözlerle anlattı:

"Görüntülerde gözüküyor. Kapıları halka kapanmış kamu kurumları, sarayın kurumları esasında... Halka kapanmış tamamen. O yüzden tekrar edelim, TÜİK'in kendi internet sayfasında 'Bilgi talepleriniz için Ankara'da bulunan merkez teşkilatımıza gelebilirsiniz' diyor. Şimdi biz gittik kilitli kapıların olduğu demirlerin arkasından görevlilerle bir görüşme sağladık. O görüşme kapsamında grup başkan vekilimiz sayın Engin Özkoç ve kendim bizzat bu bilgiyi paylaştık görevli arkadaşlarla. Yani bizim doğrudan bilgi edinme hakkımız kapsamında TÜİK'in de ifade ettiği gibi bilgi taleplerinin edinilebilmesi için merkez teşkilatına geldiğimizi, kapının açılmasına dair hakkımızı ve talebimizi yineledik. Görevliler de solgun ve biraz bezgin bir biçimde kapıyı açamayacaklarını ifade ettiler. En nihayetinde o kapıyı açtırmayanın saray olduğunu, halka bu kapıları kapatanın saray olduğunu biliyoruz. Yani halkın olan kurum, halkın temsilcilerine, dolayısıyla halka kapısına kilit vurmuş bir biçimde kapalıydı."