Kemal Kılıçdaroğlu: Şeytanlara teslim olmayız

Kemal Kılıçdaroğlu: Şeytanlara teslim olmayız
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın soruşturmaların kendisine ulaşabileceği imasını değerlendiren Kemal Kılıçdaroğlu “Türkiye’de yargı bağımsız değildir. Cumhurbaşkanı bu durumu gayet açık ve net bir şekilde dile getirdi” dedi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “soruşturmalara uğrayacağı”, “tasfiye edileceği”, “tutuklanacağına” ilişkin değerlendirmelerle ilgili olarak bazı gazetelerin Ankara temsilcileri ile bir araya geldi. Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk'ün haberine göre, “Hiçbir koşulda, hiçbir baskıya boyun eğmeyeceğiz. Başımız dik, onurlu gezeceğiz. Biz yurtseveriz, vatanını, ülkesini satanlar, ülkenin bütün sırlarını terör örgütlerine verenler asıl hesap vermesi gerekenlerdir” diyen Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı'nın soruşturmanın kendisine ulaşabileceği yönündeki açıklamasına şu karşılığı verdi:

YARGIYI SOPA DİYE KULLANIYOR

“Erdoğan yaptığı açıklamayla aslında büyük bir itirafta bulundu. ‘Ben savcılara, hakimlere talimat veriyorum, benden aldıkları talimat üzerine onlar gereğini yapıyorlar. Bir ek öneri gerekiyorsa tekrar bana danışıyorlar, söylediklerimi yargıçlara ve savcılara dikte ettiriyorum' diyor. Milletvekilimiz Enis Berberoğlu üzerinden Erdoğan'ın yaptığı bu suçlama, bizim öteden beri dile getirdiğimiz bir gerçeği ortaya koyuyor. Türkiye'de yargı bağımsız değildir, siyasi otorite yargıyı toplumu ya da kurumları biçimlendirmek için siyasi sopa olarak kullanıyor. Yargı kurumları, insanları, muhalifleri sindirmek için bir araç olarak kullanılıyor. Bunu Erdoğan gayet açık ve net bir şekilde dile getirdi.”

Kılıçdaroğlu'nun gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

TALİMATI VEREN ERDOĞAN

SAVCIYA TALİMAT: Talimatı savcıya veren doğrudan Erdoğan. Herhangi bir ek talep olup olmadığını savcının sorduğu kişi de Erdoğan. Aldığı bilgilere göre, muhalefeti dizayn etmeye çalışıyor veya suçlamaları getiriyor. Enis Bey, casuslukla suçlanıyor. Türk adalarına, Yunan bayrağını Enis Bey çekmedi, Kozmik Oda'ya FETÖ'nün adamlarını Enis Bey sokmadı. Devletin milyonlarca gizli belgesini FETÖ'ye Enis Bey teslim etmedi. Eğer, casus olarak birilerini nitelendirmek gerekiyorsa devletin bütün sırlarını, kozmik odayı FETÖ'ye açan ve o bilgileri FETÖ'ye elleriyle teslim edenler gerçek casuslardır.

YAPILAN AĞRIMA GİDİYOR: Enis Bey, Cumhuriyet Gazetesi'nde çıkan bir haberden yola çıkarak suçlanıyor. Can Dündar yazdığı kitapta “flash diski solcu milletvekilinden aldım' diyor. HTS kayıtlarına bakılıyor, o gün birden fazla milletvekili Can Dündar'la konuşmuş. Enis Bey'le de telefon görüşmeleri var. Enis Bey o dönem milletvekili değil, diğerleri milletvekili. Ama suçlanan Enis Bey. Şunu açık ve net ortaya koymak lazım: Enis Bey'in hiçbir suçu yoktur. Mahkeme dosyasında da Enis Bey'i suçlayacak tek bir belge dahi yoktur. Ağrıma giden eşinin ve kızının yani ailesinin, Enis Bey üzerinden saldırı altında tutulmasıdır. Bu saldırıyı yapanlar da kendilerini muhafazakar olarak tanımlayanlardır. Ailenin, aile bireylerinin bizim toplumda ne kadar önemli olduğunu herkes bilir. Siz, Enis Bey, Enis Bey'in ailesini topluca saldırı altında tutuyorsunuz. Bütün aileye saldırıyorsunuz. Ne ahlak, ne din, ne vicdan bunu kabul edemez” diyor.

BU ASLINDA KUMPAS DAVASI

NERESİ DEVLET SIRRI: Anayasa Mahkemesi kararı gayet açık ve net diyor ki: MİT TIR'larıyla ilgili konu devlet sırrı değildir. Herkesin bildiği şey devlet sırrı mı olur Allah aşkına… Suriye'de akan kanın sorumlularının, oradaki radikal örgütlere silah gönderenler olduğunu defalarca söyledim. Bunun üzerinden giderek Enis Bey'i suçluyorsunuz. Bu, aslında Balyoz ve Ergenekon davalarına benzeyen bir kumpas davasıdır. Balyoz ve Ergenekon'da ne vardı? Sahte deliller veya kendilerinin ürettiği deliller üzerinden ordu tasfiye edildi bir anlamda perişan edildi. İnsanları aldılar, mahkum ettiler. 17-25 Aralık'tan sonra ‘burada bir kumpas var' dediler. Aynı benzer bir kumpası oradaki deneyimden yola çıkarak CHP üzerinden yapmak, CHP'yi susturmak istiyorlar.

ŞEYTANLARA TESLİM OLMAYIZ

CHP'YE KUMPAS: Ama ne yaparlarsa yapsınlar biz susmayacağız. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytansa, şeytanlara teslim olmayacağız. Bunların kumpas kurma alışkanlıkları var. Kimi beğenmiyorlarsa önce bir açıklama, sonra savcının harekete geçmesi, sonra iddianame, arkasından mahkeme kararı, sonra tutuklama. Gözdağı vermek istiyorlar. Hiçbir baskıya boyun eğmeyeceğiz. Hiçbir hukuksuzluğa boyun eğmeyeceğiz. Adaleti, hakkı ve hukuku sonuna kadar savunacağız. Zalimin karşısında diz çökmek gibi alışkanlığımız, örfümüz, adetimiz, inancımız da yoktur. Zalimin zulmüyle mücadele edeceğiz.

KILIÇDAROĞLU HASTALIĞI: Erdoğan'ın son dönemde beni hedef alıp ‘Ey Kılıçdaroğlu' diye başlaması, tipik bir Kılıçdaroğlu hastalığının referandumdan sonra yeniden nüksetmesidir. İşin özü AKP'li Ayhan Oğan dediğimiz kişinin söylediklerini unutturmak.

Ülkenin bu kadar sorunu var, fındık üreticisi perişan, taban fiyat ne zaman açıklanacak diye bekliyor. Tarıma bakın, rakamları çıkardım, 2017'de 750 bin ton buğday, 700'er bin ton arpa, mısır, 100 bin ton pirinç ithalatına gümrüksüz izin veriliyor. İşsizlik artıyor. Bu sorunların tartışılması istenmiyor. Bu sorunları toplumun gözünden kaçırmak, CHP üzerinden bir operasyon başlatarak kendi tabanını tahkim etmek istiyor, buna izin vermeyeceğiz.

HESAP VERMESİ GEREKENLER: MİT TIR'ları görüntülerini benim verdiğimi öne sürenler, niçin belgesini ortaya koymuyor? Zaman Gazetesi'nin Genel Yayın Yöneltmeni Ekrem Dumanlı'ya, 7 Haziran seçimleri öncesi normal medya ziyaretleri kapsamında bir ziyaret yapıldı. Onları benden fazla, onlar ziyaret ediyordu. Şimdi bir şeyi ispat etmelerine gerek bile duymuyorlar. Balyoz ve Ergenekon davaları döneminde sahte delil üreterek yapıyorlardı, şimdi sahte delile gerek yok ki. Dosyanın içi boş, tutuklanan onlarca bildiğimiz insanlar var. Hapishaneler dolu.

BUGÜN HAYIR DAHA ÇOK ÇIKAR

2019 PLANI: Yüzde 50'nin üzerinde oy almanız gerektiğine göre oturacaksınız, konuşacaksın. Referandum Türkiye'nin önüne çok güzel bir sonuç koydu. Bu toplumun en az yüzde 50'si demokratik parlamenter sistemi istiyor. Bugün aynı referandum yapılırsa ‘hayır' çok daha fazla çıkacaktır. Çünkü o gün benim anlattıklarımın doğru olmadığına inanan bir kesim vardı. Bugün söylediklerimin tamamının doğru çıktığını artık herkes gördü.

BENİ TASFİYE ETMEK İÇİN ÇALIŞTIKLARI ANLAŞILIYOR

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın geçtiğimiz gün sarf ettiği “Eğer yakında, bu içeride olan zat (Enis Berberoğlu) ile alakalı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bağlantısı çıkarsa şaşmayın ha… İçeriden değişik haberler alıyorum” sözlerinin hatırlatılması üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:

İSTİHBARAT DEVLETİ MİYİZ?

“Emin olun değerlendirmekte zorlanıyorum. Türkiye bir istihbarat devleti midir, yoksa hukukun üstünlüğüne inanan bir devlet midir? İçeriden bilgiyi nasıl alıyorsun? Kimin aracılığıyla alıyorsun. Ortada suç yok. Nedir bu? Az önce söyledim. Balyoz ve Ergenekon kumpasında olduğu gibi CHP'ye yönelik kumpasın Erdoğan tarafından yönetilmesidir. Bu kadar açık yani.”

Kemal Kılıçdaroğlu, “Sizi tasfiye mi etmeye çalışıyorlar” sorusu üzerine “Öyle anlaşılıyor” cevabını verdi.

TOPLUMUN DEĞİŞİK KESİMLERİ ADALET KURULTAYI'NDA BULUŞACAK

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ay sonunda Çanakkale'de yapılacak Adalet Kurultayı'na dair soruları da şöyle değerlendirdi:

“Adalet Kurultayı'nda toplumun değişik kesimlerini değişik pencerelerden diyelim ki ‘yargıda adalet', ‘medyada adalet', ‘devlette adalet' gibi değişik kişilerin görüşlerini alacağız, daha sonra kitaplaştıracağız, toplumun değişik kesimlerine bilgi olarak sunacağız. Adalete bir entelektüel derinlik kazandırmaya çalışacağız. Bizce bu önemli. Toplumun değişik kesimlerinin adalet konusunda beklentileri ve şikayetleri de orada dile gelecek. Medyada adalet bunlardan birisi, medya üzerindeki baskılar, yargı üzerindeki baskılar. ‘Yaşamda adalet', bakıldığı zaman günlük hayatta dünya kadar adaletsizlikler var. Mevsimlik işçiler var, toplumun en yoksul kesimi, hiçbirisinin sigortası yok. Bunlar orada görüşülecek, tartışılacak. Muhalefeti nasıl yapacağız? Muhalefeti bilgiye dayalı yapacağız. Elde veriyle, bilgiyle, birikimle muhalefet yapacağız. Yeri geldiği zaman Meclis'te, sokakta, fabrikada, yeri geldiği zaman başka bir mekanda muhalefetimizi yapacağız, baskılara boyun eğmeyeceğiz.”

AKP, 2019 SEÇİMİNDE HER TÜRLÜ HUKUK DIŞI YÖNTEMİ DENEYECEK

Kılıçdaroğlu, 2019'daki cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin değerlendirmesinde, bugünden kalkıp geleceğe yönelik kesin bir tavır takınmanın doğru olmayacağını kaydetti. “Gördüğüm kadarıyla her parti kendi adayını gösterecek, belki bağımsız adaylar da olacak. Bizim kafamızda oluşturduğumuz, demokratik parlamenter sisteme inanmış olacak, tarafsız olacak, gerçekten cumhurun başkanı olacak, anayasada ettiği yemine sadık olacak, yargı bağımsızlığı gibi konularda görüş birliği içinde olacak, bu çerçevede karar verilecek” dedi. Kılıçdaroğlu, “Bu tarife uyan kişi herhangi bir partinin genel başkanı da olabilir” sorusunu şöyle yanıtladı:

“Onu bilmiyorum. Bazı partiler genel başkanlarının aday olacaklarını açıkladılar. Ama biz parti olarak bu ilkelerden yola çıkarak oyumuzu kullanacağız. Bu ilkelerden yana kim tavır takınıyorsa ona destek vereceğiz. Bu tablo böyle devam edemez ki! Türkiye, dünyadan soyutlanmış bir ülke konumunda. Yargı bağımsızlığı yok. Millet burnundan soluyor. Bugün başkanlık seçimi olsa Erdoğan kaybedeceğini gayet net biliyor. Az önceki niteliklere sahip olan bir cumhurbaşkanı adayı karşısında kaybedeceğini gayet net biliyor. 2019'a giderken her türlü hukuk dışı yolu deneyecek. Gayet net söylüyorum. Rakip gördüğü herkese, buna salt benim, salt Meral Hanım açısından değil. Kimi önünde engel olarak görüyorsa, onun bir şekliyle tasfiyesini isteyecektir, onu sağlamaya çalışacaktır. Ama bunda asla ve asla başarılı olamayacaktır.”