Karadeniz İçin Korkutan Uyarı: 'Durdurulamaz'
Kuraklık riski, yeterli karın düşmemesi ve sıcaklığın mevsim normallerinin üzerine çıkması ile Karadeniz'de deniz yaşamı olumsuz etkilendi, balık avı miktarı azaldı. Dünyanın en büyük hidrojen sülfür rezervine sahip Karadeniz'de, ılık geçen kış ayları nedeniyle hayati önem taşıyan ara katman da işlevini yitirdi.
'KARADENİZ'İN KENDİNE ÖZGÜ BİR YAPISI VAR'
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, küresel iklim değişikliğinin Karadeniz'i ölüme sürüklemeye başladığını belirterek, "Avrupa Birliği Bilim Akademisi 1995 ile 2015 yılları arasında Karadeniz'de çok geniş bilimsel çalışmalar yaptı. 2019'da bu çalışmaların sonucu yayınlandı. Görülen o ki; Karadeniz, gerçekten hızlı bir şekilde ölüme gidiyor. 2019 yılından sonra olaylar nasıl gelişti derseniz; birkaç gün önce Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin açıklaması, gerçekten kaygı vericiydi. 'Karadeniz, hızlı bir şekilde ölüme gidiyor' denildi. Karadeniz'in kendine özgü bir yapısı var. Karadeniz 3 katmandan oluşuyor; üst, orta ve alt katman. Üst katman 50 metreye kadar olan, oksijeni bol, canlıların yaşadığı, balıkların yaşadığı bir ortam. Onun altında bir soğuk ara katman var. 8 derece sıcaklığı olan bir ara katman. Ara katmanın altında, en dipte ise zehirli gazların hüküm sürdüğü canlıların yaşamadığı bir ortam var" dedi.
'ARA KATMAN HAYATİ BİR ROL OYNUYOR'
150-200 metre derinliğin altındaki sularda oksijen olmadığını, dip sularının hidrojen sülfür yüklü olduğunu kaydeden Prof. Dr. Bektaş, "Ara katman burada hayati bir rol oynuyor. Üstteki canlıların yaşam ortamı için ara katmanının görevi şu; üstteki katmanı sürekli olarak soğutuyor. Bir klima görevi yapıyor. Güneş ışınları ile ısınan üst katman, alttaki soğuk ara katman vasıtasıyla soğutulduğu için üstteki katman sürekli oksijen bakımından zengin ve sirkülasyonu var. Canlı hayatı devam ediyor. Ancak 1960'lı yıllardan sonra küresel iklim değişikliğine bağlı olarak bu orta katman giderek özelliğini kaybetmeye başlıyor. Çünkü Avrupa'dan gelen kar suları orta katmanı besleniyor. Ancak kuzeyden gelen soğuk suların azalması ile bu orta katman giderek zayıflamaya, incelmeye, üstte de klima etkisini göstermemeye başladı. 2019'daki uluslararası yayınlanan makalede bir alarm verildi" diye konuştu.
'MAALESEF DURDURULAMAZ'
Karadeniz'in akıbetinin belirsiz olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Bektaş, şöyle dedi: "En alttaki zehirli gazlarca zengin alt katman üste doğru karışacağından üstteki hayatı tehdit edecek. Dolayısıyla bir bakıma Karadeniz'in akıbeti meçhule doğru gidiyor. Peki, bu durdurulabilir mi? Maalesef durdurulamaz. Küresel iklim değişimine bağlı olarak Karadeniz son 50 yılda sürekli olarak ısınmaya başlıyor. Çünkü alttaki soğuk katmanı artık görevini yapamıyor. Üstteki katman sürekli ıslanınca bu sefer buharlaşma başlıyor ve buharlaşmanın etkisi ile karada sel ve heyelanları görüyoruz."
'KÜRESEL ISINMA BALIKÇILIĞI OLUMSUZ ETKİLİYOR'
Karadeniz'de her geçen yıl balık miktarının azaldığını gözlemlediğini söyleyen balıkçı Suat Paşalı da "Küresel ısınmadan dolayı kar suları deniz ile buluşmuyor. Buluşmadığından deniz suyu soğumuyor. Deniz suyu soğumayınca da balık olmuyor. Şu anda küçük balıklar var. Balıklar havyarlarını döküyor ama anaç balık yok. Küresel ısınma balıkçılığı olumsuz etkiliyor. Eskiden daha az ağ serilir daha fazla balık tutulurdu. Ama şimdi denize 2-3 kilometre ağ atılıyor ama balık yok. Balık azaldı, çeşitleri azaldı. Balıkçıların çoğu bırakma noktasına geldi. 10 seneye kalmaz balıkçıların hepsi bırakıp, turizm yapmaya başlar" diye konuştu.
Osman Bektaş
'BALIKÇILIK ARTIK BİTME NOKTASINA GELDİ'
Trabzon Merkez Su Ürünleri Kooperatif Başkanı Mehmet Candeğer ise "Son zamanlarda bilim insanlarının söylediği gibi küresel ısınma, balıkçılığı olumsuz etkiliyor. Bunun yanında kirlilik, aşırı avcılık, teknolojinin gelişmesi ile büyüyen avcılığın verdiği zararlar da var. Balık avlanma zamanları küresel ısınmaya bağlı olarak değişti. Yavrulama zamanları değişiyor, aileden balıkçıyım. Dedelerimizin anlatmasına göre; eskiden burada orkinoslar, çeşit çeşit istavrit türleri, daha iri mezgitler varmış. Şimdi böyle şeyleri göremiyoruz. Sadece anılarda kalmış. Balıkçılık artık bitme noktasına geldi" dedi.