İstanbul Barosu'ndan gazetecilerin tutuklanmasına tepki

İstanbul Barosu Basın ve İletişim Hukuku Komisyonu, 19 Mart operasyonu sonrasında meydana gelen protestolarda çok sayıda gazetecinin gözaltına alınarak tutuklanmasına tepki gösterdi. Komisyonu'nun Anayasa’nın basın hürriyetiyle ilgili maddelerine dikkat çekilen açıklamasında, "Eylemleri izleyen, haberleştiren gazetecilerin görev yapmalarının engellenmesi, gözaltına alınmaları ve tutuklanmaları hukukla açıklanamaz" denildi.
"GÖREVİNİ YAPAN GAZETECİLER TUTUKLANAMAZ"
Barodan yapılan "Görevini yapan gazeteciler tutuklanamaz" başlıklı açıklamada, Anayasa'nın ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ilgili maddelerine vurgu yapılarak şu ifadelere yer verildi:
"İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin seçilmiş Başkanı ve CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu ve beraberindeki 106 kişinin gözaltına alınmasının ardından İstanbul Saraçhane'de ve diğer illerde başlayan protesto eylemlerini izleyen, haberleştiren ve kamuoyuna duyuran gazetecilerin görev yapmalarının engellenmesini, gözaltına alınmalarını ve tutuklanmalarını, kendilerine yönelik orantısız şiddeti derin bir endişe ve üzüntüyle karşılıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 26. ve 28. maddeleri ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğünü güvence altına almaktadır. Aynı şekilde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesi ve Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'nin 19. maddesi, bireylerin bilgiye erişim hakkını ve gazetecilerin özgürce haber yapabilme haklarını korumaktadır.
Basın mensuplarının kamuoyunu bilgilendirme görevlerini yerine getirirken şiddete uğramaları ve gözaltına alınmaları, tutuklanmaları, yalnızca bireysel hak ihlali değil, aynı zamanda demokratik bir toplumun temel direklerinden biri olan basın özgürlüğüne yönelik ciddi bir tehdittir."
"YETKİLİLERİ HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE SAYGI GÖSTERMEYE DAVET EDİYORUZ"
"Basın Kanunu'nun 3. maddesi, gazetecilerin haber yapma hakkını açıkça koruma altına alırken, kamu otoritelerinin basın faaliyetlerine müdahalesini engellemektedir. Buna rağmen, sahada görev yapan gazetecilerin engellenmesi ve şiddete maruz kalması, yalnızca ulusal mevzuata değil, aynı zamanda Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere de aykırıdır.
Bu bağlamda, gazetecilere yönelik şiddet ve hukuka aykırı tutuklama ve gözaltı işlemlerinin derhal sonlandırılmasını, tutuklanan ve gözaltına alınan basın mensuplarının bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyor, yetkilileri hukukun üstünlüğüne ve basın özgürlüğüne saygı göstermeye davet ediyoruz."
SON DAKİKA! İmamoğlu eylemlerinde tutuklu sayısı 173'e yükseldi
"Anayasamızın ‘Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı’ kenar başlıklı 17. maddesinde ‘kimseye işkence ve eziyet yapılamayacağı’ ve ‘kimsenin insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamayacağı’ da güvence altına alınmıştır. Mesleki faaliyetleri nedeniyle eylemleri takip eden basın mensuplarının darp edilip yaralanmaları da insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının açık ihlalidir."
"ZARAR GÖREN GAZETECİLERİN SOSYAL GÜVENLİK HAKLARINA DA DİKKAT ÇEKMEK İSTERİZ"
"Öte yandan, halkın haber alma hakkını savunan ve olayları takip ederken zarar gören gazetecilerin sosyal güvenlik haklarına da dikkat çekmek isteriz. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun 14. maddesi gereğince, işverenler iş kazalarını kayıt altına almak ve gerekli bildirimleri yapmakla yükümlüdür.
İş Kazası ve Meslek Hastalığı Sigortası kapsamında gazeteciler, geçici ya da sürekli iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği veya durumlarına göre sürekli iş göremezlik ödeneği alma hakkına sahiptir. Ayrıca, iş kazasına uğramaları sebebiyle maddi ve manevi tazminat davası açabileceklerini de hatırlatırız."
"YETKİLİLERİ ADIM ATMAYA ÇAĞIRIYORUZ"
"İstanbul Barosu Basın ve İletişim Hukuku Komisyonu olarak, demokratik toplumun teminatı olan gazetecilerin yanında olduğumuzu bir kez daha vurguluyor, yetkilileri basın ve ifade özgürlüğünü korumaya yönelik adımlar atmaya çağırıyoruz."