İsmail Saymaz RTÜK'e sordu: Gelin, kaynana, kayınpeder, görümce ilişkiye girdiğini anlatan kaç programa ceza verdiniz?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir dizi ziyarette bulunmak için gittiği Çorum'da bir kadın yurttaş tarafından, "Dokunma çocuğuma, haydi yürü yürü" ifadesiyle hakarete uğramıştı.
Gazeteci İsmail Saymaz ise konuya ilişkin Halk TV'de 'Perdenin Önü Arkası' programında kadın yurttaşa eleştiride bulunmuştu. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, bir mesaj paylaşarak, "Bir anne hakkında TV’de çocuğunun elinden alınmasına varacak kadar nezaket ve vicdan sınırlarını zorlayan ifadeler kullanıldı, hakaret edildi. Bir anneye, bir kadına yönelik hakaret ve sözlü psikolojik şiddet içerikli yayın nedeniyle program hakkında inceleme başlatılmıştır." ifadesini kullandı.
Halk TV'de Medya Mahallesi'nde konuya ilişkin konuşan Ayşenur Arslan, "Bir pazar günü RTÜK toplanmamış. Resen yani kendiliğinden RTÜK Başkanı vermiş talimatı, inceleme başlatmış" ifadesini kullandı.
Öte yandan bir paylaşım daha yapan Ebubekir Şahin, kendisinin 'inceleme başlatıldı' ifadesine ilişkin bir paylaşım yapan Süleyman İrvan'a "Hocam hassasiyetiniz için teşekkür ederiz. Bir kadını,anneyi bu denli aşağılamaya ve hedef göstermeye şaşırmamak elde değil. Görevimiz yasal sorumluluk çerçevesinde denetim yapmaktır. İnceleme Üst Kurula geldiğinde demokratik bir oylamayla karar alınacağından emin olabilirsiniz." yanıtını verdi.
Hocam hassasiyetiniz için teşekkür ederiz.
— Ebubekir Şahin (@ebekirsahin) August 29, 2021
Bir kadını,anneyi bu denli aşağılamaya ve hedef göstermeye şaşırmamak elde değil.
Görevimiz yasal sorumluluk çerçevesinde denetim yapmaktır.
İnceleme Üst Kurula geldiğinde demokratik bir oylamayla karar alınacağından emin olabilirsiniz. https://t.co/fzhinCaBZy
'Troll kampanyası üzerine Şahin harekete geçti'
Gazeteci İsmail Saymaz, Halk TV'de konuk olduğu Medya Mahallesi'nde konuya dair, "RTÜK iki gün boyunca duymadığı sözleri nasıl fark etti sonradan? Çünkü troll kampanyası başlatıldı. AK Parti'nin parayla tuttuğu troller bir gece öncesinden başlayarak pazar sabahından itibaren yaygın bir kampanya yaptılar. Sözde hakaret ettiği, aşağıladığım ifadeler..." dedi.
Saymaz şöyle devam etti:
"RTÜK Başkanı da bunu beklermiş gibi, sanki troll kampanyasını beklermiş gibi pazar günü hiçbir RTÜK üyesinin haberi olmadan, sırf troll kampanyasına cevap vermek adına benim, bizim hakkımızda inceleme yaptığını söylüyor.
RTÜK eğer işini yapacaksa cuma akşamından yapsaydı. Pazar sabahına kadar hakaret bulmadığı sözlere, troll kampanyası nedeniyle harekete geçti. Bunu ilk kez yapmıyor. Halk TV ile ilgili bazı cezaları bu tür troll kampanyaları ile geliyor. Bunlar kamu vicdanı falan değil bunlar troll adamlar. Bunların yarısı para ile tutulmuş. Dolayısıyla bunların yarattığı yaygara ile buna kamu vicdanı diyerek inceleme yapamazsınız. Bu troll kampanyası üzerine gelmiştir.
Eğer kamu vicdanını düşünüyorsanız her gün iktidar yanlısı kanallarda sabah programlarında nezaketin, ahlakın, edebin yerle bir edildiği sözler ediliyor. Eğer ahlaktan, edepten, utanmadan yana bir itirazınız varsa gidin kadın programlarına. Gidin neler dönüyor orada, bunların hangisine ceza verdiniz siz? Kayınpederin görümce ile rahat rahat cinsel ilişkiye girdiğini anlatan programların kaç tanesine ceza verdiniz?
Bu kadının yaptığı terbiye sınırları içerisinde midir? RTÜK Başkanı elini vicdanına koysun. Kendisine 74 yaşında bir insan ne yapmış bir insan? 'Nasılsın' diyor. Böyle diyen yaşlı bir insana, 'Çocuğuma elleme, yürü yürü' diye bağıran bir kadın terbiye sınırları içerisinde mi hareket ediyor? Bir Allah kulu diyemez. "
'Devlet bu çocuğu ondan korumalıdır' demek suç mudur?
Sabah Gazetesi'ndeki köşesinde Kılıçdaroğlu'na Çorum'da yapılana ilişkin bir yazı yazan Hilal Kaplan, "Çorum'da aslında o kadın Kılıçdaroğlu'nun selamına selam verdi ama pusetteki çocuğuna doğru yürüdüğü için 'Çocuğuma dokunma' tepkisi verdi" diyor.
Görüntülere ilişkin, "Bu edep sınırları içerisinde midir?" diye soran Saymaz şöyle devam etti:
"Burada CHP Genel Başkanı yok. Burada sayın Cumhurbaşkanı, sayın Bahçeli de Akşener de olabilir. Birisi 'Nasılsınız' diyor. Kafana çay mı attı, ne yaptı bu adam sana? Sana 'Ananı da al git' mi dedi, ne yaptı? 'İyiyim ama sizi benimsemiyorum, oy vermek istemiyorum. Diyalog da kurmak istemiyorum' deseydi saygın bir protesto olurdu. 74 yaşında bir adam ya, ben öyle bakıyorum meseleye. Bu kadının yetiştirdiği çocuk ne eğitim alacak, büyüklerine saygıyı mı hürmeti mi görür? Bunun yetiştirdiği çocuk otobüste yaşlıya yer vermez. Çünkü hasım, düşman görüyor."
Kaplan'ın, "Hızını alamayan bylock İsmail rezil kadın diyebildi" ifadesine de ilişkin konuşan Saymaz, "Diyelim gerçekten diyorum ki 'Devlet elinden alsın' bu suç mudur? Türk televizyonlarında ilk kez bir olaya bakıp 'Devlet bu çocuğu ondan korumalıdır' demek suç mudur? Devlet bu anneden daha iyi bakar. Suç mudur bu kardeşim? " diye sordu.
"Hilal Kaplan, daha iki ay önce bana kitap gönderdi"
Kaplan'a yanıt veren Saymaz şunları söyledi:
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde en önemli haberlerden birine imza attım. Bylock'un sahibi ile röportaj yaptım. ABD'ye gittim geldim. 3 ay önce tutuklandı zaten. İfadesinde de ben ne yazdıysam onu söyledi. Bu türden kritik haberlere ben imza attım. Hepsinden sonra da bu ve benzeri kişiler, bu türden ifadeler, lakaplar kullanıyorlar. Böyle yazıyorlar sonra telefon yoluyla, başka yollarla sırnaşıyorlar. Başka hamleler yaparak benimle temas kurmaya çalışıyorlar. İmzalı kitap mı gönderen dersin, mesaj mı gönderen dersin. Gülünç, acıyorum bunlara.
Daha iki ay önce, Hilal Kaplan 'Ailenin Adı Yok Ya Da Neden Feminist Değilim?' Sayın İsmail Saymaz beyefendiye selamlarım ile diye bir kitap gönderdi bana. Hiç utanmıyor musun? Kitap yazıp el altından bana gönderiyorsunuz. Ben bunu incitmemek adına bir şey yapmıyorum. Her şeyi yazıyorsun, hakaret ediyorsun, dava açıyorsun sonra imzalı kitap gönderiyorsunuz. Bir de lakaplı yazılar yazıyorsunuz. Ben lakabın tillahını takarım, fakat RTÜK başkanı kolluyor."
'Bizi Bade TV'den daha mı tehlikeli görüyorsunuz? Daha mı riskliyiz biz?'
Halk TV'nin 11. Kablo TV başvurusunun da reddedilmesine ilişkin konuşan Saymaz, "RTÜK Başkanı, bizimle ilgili dilimizin sürçtüğü hususlarda ve Kablo TV başvurma konusunda çok hassas. Niye vermiyorsun kablo TV'yi? Daha geçen gün yeni kurulan kanala verdiniz. Tarikat kanallarına veriyorsunuz. Bize niye vermiyorsunuz? Halk TV'nin Kablo TV'sini neden vermiyorsunuz?" dedi.
Saymaz şöyle devam etti:
"Bizim bal TV'den, tereyağ TV'den, bizim okunmuş muska TV'den, bizi bade TV'den daha mı tehlikeli görüyorsunuz? Daha mı riskliyiz biz? Badecilerin kanallarından daha mı tehlikeliyiz? Siz Adnan Hoca'nın kanalına kablo TV verdiniz, sonra terör örgütü diye bastınız kanalı. Bunun yığınla örnekleri var ama Halk TV'ye vermiyorsunuz. Ebubekir Şahin politik kin ile hareket ediyor."
'Selin, taşkına döneceği 15-20 yıldır biliniyor'
Batı Karadeniz'de yaşanan sel felaketinde selden önce yapılan 'Arabalarını çekin' anonsuna ilişkin, "Arabalar daha kıymetliymiş" diyen Saymaz şunları söyledi:
Sel özellikle Kastamonu'nun Bozkurt ilçesini devamında Abana'yı ve Sinop'un Ayancık ilçelerini vuruyor. Buradan Ezine Çayı geçiyor. Bu Ezine Çayı'nın taşacağı 2014 yılından beri biliniyor. Bunun üzerine DSİ yazılar yazmış, burayı buradan kaldıralım demişler.
Sinop Ayancık'ta tomruk depoları var dere ağzında. Kaymakamlık kaldırtmak istemiş. Buna rağmen dönemin Ayancık Orman İşletme Şefi'nin ayarttığı muhtarlar, "Sen ekmeğimizle oynuyorsun" diyerek karşı çıkmışlar. O dönemin Orman İşletme Şefi, bir kadını istismar etmekten açığa alınmış. Sinop'ta kalmış. Sinop'ta çalıştığı şirket, bugün onun karşı çıkması ile birlikte sel ile birlikte sürüklenip tomrukların denizden toplanma işini yapıyor. Hem sebep olmuşsun hem para kazanıyorsun.
Gözyaşlarıyla anlattı
Selin, taşkına döneceği 15-20 yıldır biliniyor. Binanın çatlamaya başladığı da biliniyor. Ecrin ve İclal Yücel, Ramazan beyin kızları. İkisi de hayatını kaybetti. Ecrin bulunduğu, İclal bulunamadı. Aynı binada aynı zamanda Kuş ailesi de var. Senanur Kuş binanın içinde abisi İstanbul'da. Yazışıyorlar. 13.37'de kız abisine yazmış 'Hakkını helal et kardeş' diyor. 4 saat yazışıyorlar. 4 saat nasıl kurtaramadınız? Nasıl gidemezsiniz ya. Şu binaya nasıl helikopter indiremezsin? Sele batmış itibarın.