İmamoğlu'ndan kaybolan atlarla ilgili Pakdemirli'ye çağrı: Bir açıklama yapsana

İmamoğlu'ndan kaybolan atlarla ilgili Pakdemirli'ye çağrı: Bir açıklama yapsana
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, kaybolan atlarla ilgili, "Çip bizim tarafımızdan değil, Tarım Bakanlığı tarafından takip ediliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız soruyor 'Nerede o atlar?' diye. Sayın Pakdemirli bir açıklama yapsana" dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, FOX TV'de İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türbe ziyaretinde ellerini arkadan bağladığı gerekçesiyle hakkında inceleme yapılan İmamoğlu, konuya ilişkin, ''Fatih Sultan Mehmet'in anma törenlerinde bir mevlüt okutuldu ve türbenin içinde dua ettik. O günün öncesinde protokolde bir gecikme yaşandı. Gecikme yaşanınca şimdi böyle sırtımızın dönük olduğu bölümde Fatih Sultan Mehmet'in türbesi var, karşısında da Gülbahar Hatun türbesi var ve onun yan tarafında da yakın zamanda Kadir Topbaş'ı defnettiğimiz mezarlık alanı var. Gayet insani bir tavırla ben, orada vakit geçirmek yerine içeri girip bi denetleyeyim istedim" dedi. 

İmamoğlu şöyle devam etti: 

Yani ellerim arkada yürümeye başladım. Hatta burdan devam etti içeriye. Orada çok değerli insanların mezarları var, dört beş tanesinde daha dua ettim. Yarım saat geçirdim orada. Dönüşte arkadaşlar da bunu çekmiş, bunu çekenler de bizim arkadaşlarımız. Bir ayıbı yok bunun. İnsani bir tavırdır. Ben esprili bir şekilde anlattım. Trabzon'da Karadeniz'de yamaçlarda yürürken insanların yürüyüş biçimidir bu. Eller arkaya atılır ki, aslında bir ağırlık dengesini kurma biçimidir. Siz eğer yokuştan çıkıyorsanız, hafif öne eğik yürürsünüz. Bu aslında o doğanın verdiği bir tavırdır. Bazen saygı için de böyle durulur. Bir insanın karşısında falan.. Şurdan böyle bir akıl çıkarmak, böyle bir yorum yapma becerisi göstermek tümden bir akıl tutulması. Gerçekten çok üzücü.

'Her makam soruşturulmalı'

İmamoğlu, ''Ben şunu öyleyeyim ben soruşturulmak isterim. Geçenlerde çağrı yaptım soruşturmayı buna değil, madem bu kadar soruyorsunuz atlar meselesini açın anlarım. Soruşturun. Anlatırım kaybolmasının sebebini, buna açın. Her makam soruşturulmalı'' dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisine gösterdiği tepkiye değinen İmamoğlu, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'ye çağrıda bulunduğu açıklamasında şunları kaydetti:

"1179 atı teslim aldık. 860'ını sahiplendirdik. Kime? Tarım Bakanlığı'nın da iş birliğiyle beraber bize başvuran kurum ve kuruluşlara sahiplendirdik. Bu atları satın alan biz Tarım bakanlığı ile iş birliği yaptık, sonra bütün nakliyesini her şeyini biz üstlendik. Bu götürüp teslim ettiğimiz atların hepsine çip takıldı. Biz takmadık bakanlık taktı.

'Çip bizim tarafımızdan değil, Tarım Bakanlığı tarafından takip ediliyor'

Çip bizim tarafımızdan değil, Tarım Bakanlığı tarafından takip ediliyor. Sayın Cumhurbaşkanımız soruyor nerede o atlar diye. Sayın Pakdemirli bir açıklama yapsana. Kayıp at varsa bunu bulacak olan Tarım Bakanlığı. Dörtyol'da bir olay ortaya çıktı. Bunlar çipliydi. Takibi onlar yapacak biz değil. Tarım Bakanlığı'na ait sorumluluk nerede, hangi ilçeye erilmişse o ilçenin tarım müdürlüğünde. Dönüp dönüp 'Ekrem İmamoğlu atlar nerede?' Allah'tan korkun."

'İmamoğlu'na nasıl vururum anlayışıyla yapılmış'

HDP'li belediyelere ziyareti hakkında da konuşan İmamoğlu şunları söyledi:

''Seçimden hemen sonra, yine seçimde bir kardeşimiz dedi ki ben 23 haziranda oy kullanmak için düğünümü erteledim  benim nikahımı kıyar mısın. Ben de dedim ki, bu kardeşimizin nikahını kıyalım. Gittik Batman'da kıydık. Dönüşte de o dönemin seçilmiş, resmi bir belediye başkanının, bir belediye binasına gidip ziyarette bulundu. Çok şey konuşuldu, ben oraya kendi kimliğimle ve kişiliğimle gittim. Bir HDP'li olması başka bir partili olması benim için önemli değil. Nereye gitsem inanın hangi partili olursam olsun, arar ziyarette bulunurum. Her şehirde bunu yaptım. Burada da aynı şeyi yaptım. Kayyumla ilgili tavrım, kayyumu reddedişim o güne dair değil, defalarca. Bu ziyaretten, sulh çıkarmak, ya da suçlu oluşturmak... Günün nabzına göre ben İmamoğlu'na nasıl vururum anlayışıyla yapılmış."